Eve gitmek hoşuma gider. Evet, eve gitmek hoşuma gider ve eve gidiyorum. | Open Subtitles | انا أودّ الذهاب إلى البيت، وسأذهب إلى البيت وسأخبرك شيئاً واحداً لعيناً بعد |
Yalnızca banyo yapıyordum Zaten şimdi temizlendim ve gidiyorum. Hoşçakalın. | Open Subtitles | أنا كنت أستحم لذا الآن أنا نظيف وسأذهب مع السلامة |
Bana birkaç adamını ver ve gidip paranı alıp geri getirelim. | Open Subtitles | أعطنى بعض رجالك وسأذهب وأحصل على المال وأعود به إلى هنا |
Bana birkaç adamını ver ve gidip paranı alıp geri getirelim. | Open Subtitles | أعطنى بعض رجالك وسأذهب وأحصل على المال وأعود به إلى هنا |
Hey, Rebecca'ya bakıcılık yapmak istersen ben Nate ile giderim. | Open Subtitles | إن أردت يمكنك البقاء مع ريبيكا وسأذهب أنا مع نيت |
Şimdi Hollywood'a kaçarsam, elbette para kazanırım, partilere giderim, ünlülerle tanışırım. | Open Subtitles | إذا عملت في "هوليوود" الآن، سأجني المال، وسأذهب للحفلات وأقابل المشاهير، |
Teşekkür edin, ben de yoluma gideyim. Tek yapmanız gereken bu. | Open Subtitles | قولوا شكراً وسأذهب إلى طريقى هذا هو كل ما يجب عليكم قولة |
Kitapta ne yazdığı umurumda değil. Kehanete karşı koyuyorum. Ben gidiyorum. | Open Subtitles | لا أهتمّ بما تقوله الكُتب سأتحدّي النبوءة ، وسأذهب |
Burada olduğunuzu bilmiyordum. Yıkanıyordum. Artık temizlendim ve gidiyorum. | Open Subtitles | أنا كنت أستحم لذا الآن أنا نظيف وسأذهب مع السلامة |
Büyük hazine One Piece'i bulmak için Grand Line'a gidiyorum. | Open Subtitles | نهم وسأذهب إلى جراند لاين وسأجد أعظم كنز .. ون بيس |
Hipotalamusa kontrol etmeye gidiyorum ben. | Open Subtitles | هناك ما يحدث وسأذهب الى الهيبوثاوس لأفحص الأمر |
Kimse nedenini bilmiyor, kimse neler olduğunu bilmiyor ben de yemeğe gidiyorum. | Open Subtitles | لا يعرف أحداً السبب لا أحد يعرف ما يجري وسأذهب للأكل |
gidip sert bir kahve yapmanı ve Yüzbaşı Butler'a getirmeni istiyorum. Ben gidip Bayan Scarlett'a bakacağım. | Open Subtitles | و تحضرينها للكابتن بتلر وسأذهب لأرى السيدة سكارليت |
Hava kararana kadar bekleyelim. Ben gidip kazacağım orayı. | Open Subtitles | دعونا ننتظر حتى تصبح السماء أكثر ظلاماً وسأذهب إلى هناك وأبحث عنهم |
Hava kararana kadar bekleyelim. Ben gidip kazacağım orayı. | Open Subtitles | دعونا ننتظر حتى تصبح السماء أكثر ظلاماً وسأذهب إلى هناك وأبحث عنهم |
Sahtekar olduğunu biliyorum ve ödül törenine gidip, onu biraz sıkıştıracağım. | Open Subtitles | وسأذهب إلى مكان تسليمه الجائزة حتى أضعه تحت ضغط |
Sanırım Los Angeles'ta kalacağım. Sabahleyin giderim. | Open Subtitles | اعتقد اني سأقيم في لوس انجليس الليلة وسأذهب في الصباح |
Söylemem gerekenleri söyleyeyim bir, sonra giderim. | Open Subtitles | حسناً، دعني أقل ما عليّ قوله فحسب، وسأذهب |
Ne bilmek isterseniz söylerim, nereye isterseniz giderim. | Open Subtitles | سأخبرك باية شئ تريد معرفته وسأذهب لاية مكان تريدنى فيه |
Tamam, siz burada durun, ben gideyim. | Open Subtitles | إذاً ربما يجب عليكم يا رفاق أن تنتظروا هنا ، وسأذهب أنا |
Buraya yalnızca 30 dakika uzaklıkta ve doğruca oraya gidebilirim. | Open Subtitles | المكتب يبعد 30 دقيقة عن المدرسة وسأذهب هناك مباشرةً |