ويكيبيديا

    "وسمحت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin verdi
        
    • izin verdin
        
    • izin verdim
        
    • izin vermişsin
        
    Okul tatildi. Annem parka gitmeme izin verdi. Open Subtitles وأذكر أنه كان يوم عطلة من المدرسة وسمحت لي أمي بالخروج إلى الحديقة
    Oynamayı ne kadar çok istediğini biliyordu bu yüzden nefesini tuttu ve oynamana izin verdi. Open Subtitles أيقنت بما تعنيه لك، وفقط تماسكت وسمحت لك باللعب.
    Karın hayata tutunmaya çalışıyor çünkü onunla evlendin ve onun tamamen parçalanmasına izin verdin. Open Subtitles متماسكة لتبقى تصارع زوجتك تزوجتها لأنك كليّاًتنهاربأنلها وسمحت
    Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin çünkü bana güvenemedin. Open Subtitles كنت أحبّك وسمحت لسرّ صغير، كنت لأحتفظ به لنفسي أن يفرّق بيننا لأنّك لم تثق بي
    Gözlerimi kapayıp enstrümanların bana dokunmasına izin verdim ve özgür hissettim, anlıyor musunuz? Open Subtitles أغمضت عيني فحسب وسمحت للآلات الموسيقية لتأتي إليّ، وشعرت أنني حر هكذا، تعرف؟
    Ve bunları yapmaya başladım, onları Google Maps'e koydum ve orada ortaya çıkan tek tek havaalanları ile desenleri görmeniz için yakınlaştırmanıza izin verdim. TED وبدأت في صنع هذه ، ثم وضعتها على خرائط جوجل وسمحت ان تقرب الصورة لترى المطارات كل على حدى والأنماط التي تحدث هناك.
    Efsanevi, kötü bir savaşçısın. Seni hadım etmesine izin vermişsin. Open Subtitles لقد كنت محارباً للظلام أسطورياً وسمحت لنفسك بأن تشوه
    Sireni çalıştırdım ve Sam, defibrilatörü tutmama izin verdi. Open Subtitles تم تكليفي بتشغيل صفارة الإنذار وسمحت لي سام بحمل مقابض تخطيط القلب
    Karım beni istemeden aldattığı için bir kereye mahsus el muamelesine izin verdi. Open Subtitles وسمحت لي بإستمناءٍ واحد بيّدِ امرأة اخرى.
    Adalet sistemimizin katiller tarafından bozulmasına izin verdi. Open Subtitles وسمحت لنظامنا القضائي بأن يفسد بسبب القتلة
    Cinayet işlemekten onu yakalamıştık ama polisler itiraf kasetini delillerin arasından 20 dakikalığına çıkmasına izin verdi. Open Subtitles وأهملت الشرطة شريط اعتراف ذلك النذل من العهدة لـ20 دقيقة كان لديك شاهدة إثبات وسمحت لها محامية الدفاع العام بالإفلات؟
    Ve 18 ay önce Google'da başka bir işim vardı, ve şuan burda oturmakta olan patronuma müzelerle ve sanatla ilgili bir şeyler yapma fikrimi açıkladım, ve o bana izin verdi. TED وقبل 18 شهرا، كنت أشغل وظيفة أخرى في غوغل، رميت بفكرة القيام بأمر بخصوص الفن والمتاحف إلى رئيستي في العمل والتي توجد في الواقع هنا، وسمحت لي بالقيام بذلك.
    Aşırı yükleme sırasında yazılım yeniden başlatma programları iniş için gerekli programlar da dahil olmak üzere yalnızca en yüksek öncelikli işlerin işlenmesine izin verdi. TED إذ قامت البرمجية عند تحميل الحاسوب الزائد بإعادة إقلاع البرامج وسمحت للمهام الأعلى أولوية بالعمل فقط بما فيها البرامج الضرورية للهبوط.
    Ve o şerefsizin kamera yerleştirip özel zamanımızı kaydetmesine izin verdin. Open Subtitles وسمحت لذلك الحقير بوضع كاميرا لتسجيل أوقاتنا الخاصة معاً؟
    İlk yapay kişilik karmaşık duygular geliştirdi, ve sen onun "wifi"sini ve nokta bağlantılarını kesmesine izin verdin. Open Subtitles شخصية الاصطناعي الأول ،لتطوير المشاعر المعقدة وسمحت له بالانفصال عن الاتصال اللاسلكي بعيداً عن نقطة الاتصال
    Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin çünkü bana güvenemedin. Open Subtitles كنت أحبّك وسمحت لسرّ صغير، كنت لأحتفظ به لنفسي أن يفرّق بيننا لأنّك لم تثق بي
    Arabamı parçaladın ve o İngiliz manyağının beni dövmesine izin verdin. Open Subtitles حطمتِ سيارتي وسمحت لذلك المخبول البريطاني بإبراحي ضرباً.
    Bunun için kullanılam programı kendi web siteme koydum ve ücretsiz indirilmesine izin verdim. Ve projenin duyurulmasından 3 ay sonra TED لقد نشرت هذا البرنامج على موقعي وسمحت لأي شخص بتحميله وفي الأشهر الثلاثة التي نشر فيها هذا المشروع
    Bir çocuğa vurdu, çocuğu böyle yakaladı ve ben olmasına izin verdim. TED لقد ركل طفلاً، جذب الطفل هكذا وسمحت بذلك
    Gökyüzünden başımıza Japon bombaları yağarken kapıları açtım ve bize sığınmak isteyen herkesin içeri girmesine izin verdim. Open Subtitles بينما كانت القذائف اليابانية تخترق السماء من فوقنا، قمت بفتح البوابات وسمحت بالدخول للجميع ليأتوا لنا
    Belli ki birinin seni dövmesine izin vermişsin. Open Subtitles وسمحت بكل وضوح لشخصا ما أن يعلو عليك بشكلاً جيد
    Sen kapıyı açık bırakıp yavru köpeğimin kaçmasına izin vermişsin. Open Subtitles تركتَ الباب مفتوحًا وسمحت لجروي بالخروج.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد