ويكيبيديا

    "وسيلةً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir yolunu
        
    • yolu olmalı
        
    Öyle görünüyor ki Öklid bize "Öğeler"de tüm hikâyeyi anlatmamış, sadece evrene bakmanın olası bir yolunu açıklamış. TED كامل القصّةِ في كتاب العناصر، بالكاد وصف وسيلةً واحدةً ممكنة للنظر إلى الكون.
    Ama kendimi dipsiz bir kuyuda hissetmemenin bir yolunu buldum. Open Subtitles ولكنني وجدتُ وسيلةً لأجعل الأمر يبدو أقلّ عمقاً
    Bu da vücudunu temizlemenin daha iyi bir yolunu bulmamız gerektiği anlamına gelir. Open Subtitles قبل أن نضع تشخيصاً مما يعني أنّ علينا أن نجد وسيلةً أفضل لسحب الأدوية
    Çiftliği kurtarmanın bir yolunu bulacağım ama bunu para için evlenerek yapmayacağım. Open Subtitles سأجد وسيلةً لانقاذ هذه المزرعة. و لن أفعل ذلك بالزواج من أجل الثروات.
    Bunun başka bir yolu olmalı. Open Subtitles لابد أن تكون هناك وسيلةً أخرى.
    Normalden daha fena davranmanın bir yolunu buldun yani. Open Subtitles تقصدين أنكِ قد وجدتي وسيلةً لتكوني أكثر بُغضاً من المعتاد
    Ödülle hâlâ ilgileniyorsan aranızı düzeltmenin bir yolunu bulmanı öneririm. Open Subtitles إن كنتَ لا تزال مهتمًّا بالمكافأة، فأقترح أن تجد وسيلةً لإصلاح ذات البين بينكما
    Ve bir yolunu bulamazsak milyon dolarlar kaybedecek. Open Subtitles ،ولو لمْ نكتشفُ وسيلةً خروجٍ من هذه ،سوفَ تخسرُ الملايين من الدولارات
    Buradan çıkmanın bir yolunu bulana kadar. Open Subtitles حتّى أكتشف وسيلةً لكي أخرجك من هنا
    Aileye haber vermenin bir yolunu bulmam gerekecek. Open Subtitles يجب أن أجد وسيلةً لإبلاغ عائلته
    Ama sizler, yine başarısız olmanın yeni bir yolunu bulmayı başardınız. Open Subtitles بينما وجدتم جميعاً وسيلةً جديدة للفشل
    Her zaman hile yapmanın bir yolunu bulduk. Open Subtitles لطالما وجدنا وسيلةً للغشّ
    bir yolunu bul. Open Subtitles جِد وسيلةً لذلك.
    Joe Evans'ı binaya sokmanın bir yolunu bul. Open Subtitles جِد وسيلةً لإدخالِ (جو إيفانز) إلى ذلك المبنى.
    Güvenli bölgeye geçmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor. Open Subtitles -يجب أن نجد وسيلةً لدخول مكانٍ محروس
    Ve Mark rüzgârın hızını test etmenin yeni bir yolunu buluyor. Open Subtitles ويخترع (مارك) وسيلةً مبتكرة لإختبار سرعة الريح
    bir yolunu bulacağız. Open Subtitles وسيلةً سنجد وسيلة.
    Ona ulaşmanın bir yolunu bulmak zorundayım. Open Subtitles "يجب أن أجد وسيلةً للتواصل معها"
    Yates, ailesini hayatından çıkarmamanın bir yolunu bulmuş galiba. Open Subtitles "يبدو أنّ (ييتس) وجد وسيلةً ليبقي عائلته في حياته"
    Başka bir yolu olmalı. Open Subtitles لا بُد أنّ هُنالك وسيلةً أُخرى
    Bir çıkış yolu olmalı. Open Subtitles سنجد وسيلةً للخروج من هنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد