ويكيبيديا

    "وسيمًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yakışıklı
        
    • yakışıklıydı
        
    • tatlı
        
    İyi ki yakışıklı bir herifsin kardeşim çünkü bazen çok kalın kafalı olabiliyorsun. Open Subtitles إنه لأمر طيّب كونك وسيمًا يا أخي لأنك كنت صعب المراس ببعض الأوقات
    Eskiden olduğu kadar yakışıklı değil ama bir mumyaya göre gerçekten iyi durumda çünkü donmuş bir buzun içinde keşfedildi. TED حسنًا، ليس وسيمًا كما اعتاد أن يكون، ولكنه في الحقيقة في أحسن مظهر كمومياء لأنه أُكتُشِف متجمدًا في الجليد.
    yakışıklı, düzgün konuşan bir uzaylı. Open Subtitles كان مخلوقًا فضائيًا وسيمًا ومتحدثًا لبقًا
    Yıllar yıllar sonra, sonunda özgürdü. Genç ya da yaşlı değildi, ya da çirkin veya yakışıklı... Open Subtitles بعد سنين كثيرة أضحى حرًّا، لم يكن شابًا ولا عجوزًا، ليس قبيحًا ولا وسيمًا.
    Doğru, o genç ve yakışıklıydı. Open Subtitles صحيح، لقد كان شابًا وسيمًا
    Çok tatlı olman yetmiyormuş gibi bir de çok nezih bir yerde oturuyorsun. Open Subtitles لست وسيمًا وتسكن في حي رائع فحسب ولكن العاملين في محل الفطائر القريب من ألطف الناس
    Boşsurat genç ya da yalı değildi ya da çirkin veya yakışıklı. Open Subtitles "خاوي الوجه لم يكُن عجوزًا ولا شابًا، لم يكُن قبيحًا ولا وسيمًا"
    Sadece evli olduğun adamın yakışıklı ve üstsüz olduğunu görünce delirdim. Open Subtitles أعتقد أنّي غضبت عندما رأيت أنّك متزوجة رجلًا وسيمًا غير مرتدي سترة
    Mesela iyi giyimli yakışıklı bir avukat beni boşasa? Open Subtitles لو ساعدني رجلًا وسيمًا يرتدي سترةً على الطلاق
    yakışıklı görünmemeye çalışıyorum ama hep oluyor. Open Subtitles , أحاول ألّا أبدو كذلك لكنّي لا أنفك أبدو وسيمًا
    Adamın iyi vasıfları da vardır kesin. Yani onun bariz bir şekilde acayip yakışıklı olduğunu biliyoruz. Open Subtitles حتمًا كانت للرجل مميّزات تشفع له، نعلم مسبقًا أنّه كان وسيمًا جدًّا.
    Bunu önemsemedin çünkü kollarında yakışıklı bir adama ihtiyacın vardı. Open Subtitles لم تهتمي لأنكِ كنتِ تحتاجين رجلاً وسيمًا بجانبكِ
    Kabul ediyorum, gerçek hayatta bu kadar yakışıklı değilim. Open Subtitles لست وسيمًا كما أنا في الحقيقة، أعترف بذلك
    Biliyor musun, çaba gösterince yakışıklı olabiliyorsun. Open Subtitles أتعلم أنك تبدو وسيمًا جدًا حينما تبذل المجهود.
    Hızlıca uzaklara koş, hareket halinde ol ve yakışıklı bir aptalla karşılaştığın zaman yapacaklarını unutma zayıflıklarını biliyorsun. Open Subtitles اهربي بعيدًا وسريعًا وتابعي الترحال من مكان لآخر وإن قابلت شابًّا وسيمًا أحمق، فاحذري من نقاط ضعفك.
    Yoo Jung gibi zengin ve yakışıklı birini görünce gözlerinden kalp fışkırıyor. Open Subtitles ،كُلما رأيتِ رجلاً وسيمًا وغنيًا مثل يوو جونغ .فقدتِ عقلكِ
    İş kıyafetlerinle de çok yakışıklı duruyorsun. Open Subtitles تبدو وسيمًا جدًا في ملابس العمل
    Zeki, eğlenceli. Ama hiç yakışıklı değil. Open Subtitles إنهُ ذكي ، ومضحك للأسف هو ليسَ وسيمًا
    Hala çok yakışıklı görünüyorsun. Open Subtitles مازلت وسيمًا كما هو حالك دائمًا.
    Fran, çok yakışıklı görünüyorsun. Takım elbisen güzelmiş. Open Subtitles فران تبدو وسيمًا جدًا وهذه بدلة جميلة
    Çok yakışıklıydı. Open Subtitles كان وسيمًا فيما مضى
    Çok hoş ve tatlı biriydi. Open Subtitles كان وسيمًا ولطيفًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد