Tabii, elinde gerçek bir silah yoktu, tarif edilen silaha benzer şekilde siyah bir nesne tutuyordu. | TED | الآن، نحن لم نستخدم مسدس حقيقي في يده لذلك كان معه شيء اسود في يديه كان مشابه للمسدس الذي تم وصفه |
O kadar kötü bir tat ki kelimelerle tarif edilemez ama çizilebilir. | TED | طعم سيء جدًّا لا يمكن وصفه بكلمات، ولكن يمكن رسمه. |
Enid White'ın mahallesindekiler... ilan asan beyaz bir erkek görmüşler... ama davanın çektiği tüm medya ilgisine rağmen... onu tarif edemiyorlar. | Open Subtitles | الشهود في حي إينيد وايت يقولون انهم قد يكونوا رىوا رجلا يضع الملصقات و لكن لا أحد منهم يستطيع وصفه |
Paris ve benim birleşmem neredeyse sadakatin bir tarifi. | Open Subtitles | المزج بينى وبين حكومة باريس هى هى مجرد وصفه للولاء والإخلاص |
İlaç düzeni sisteminde bilgi akışını sağlayabiliriz, böylece her bir reçete ikinci kez gözden geçirilir. | TED | يمكن أن نبني نظام مراقبة على طلب الأدوية بحيث أن كل وصفه طبية يعاد النظر إليها. |
Adamı beyaz, gözlüklü, asker tıraşlı siyah ceket giyen tıknaz biri olarak tarif etti. | Open Subtitles | وصفه كذكر أبيض يلبس نظارات ووشعره قصير وممتلئ الجسم ويلبس سترة سوداء |
Sayid Michealin tarif ettiği yere geldiğinde sadece koca bir boşlukla karşılaştı. | Open Subtitles | وصل سعيد في المخيم الذي وصفه مايكل فقط ليجده فارغا |
tarif bile edemeyeceğim bir acı çekeceksin. | Open Subtitles | ستشعر بألم لا يمكننى حتى وصفه عند 8 سنتيمتر مكعب |
O tatmin duygusunu tarif edemem. Çünkü çok uzun sürmedi. | Open Subtitles | ذاك الشعور من الرضى لا يمكنني وصفه لانه لم يدم طويلاً |
ne izah edebilirsin, ne de tarif, ama hissediyorsun! | Open Subtitles | لا تستطيعن وصفه لا تستطيعين تفسيرة , لكنك تشعرين به |
Sen ve evlatların tarif edilemez musibetlerin. | Open Subtitles | أنتم و أطفالكم هذا لا يمكن وصفه لا تقلقي هذا سوف يصيبك بالجنون |
Yeni bir tarif deniyordum. Tekila soslu karides. | Open Subtitles | لقد كنت أجرب وصفه جديده قريدس حجري مع صلصة الليمون والتاكيلا |
Dairene gelen o adamı tarif edebilir misin bana? | Open Subtitles | هذا الرجل الذي جاء لشقتكِ، أيُمكنكِ وصفه لي؟ |
Çizim memuruna bir tarif yapabilir misiniz peki? | Open Subtitles | الآن هل تظنّ أنّك ستكون قادراً على وصفه للرسّام؟ |
Kendisine bir gün daha soru sormak için, Blake Calamar'ı buraya çağırdık ama onun tarif ettiği konuşma hakkında kabul etmediğiniz bir taraf yok, değil mi? | Open Subtitles | ليوم آخر من الاستجواب لكن لم يَكن لَديكِ أعتراض مع وصفه للمحادثة؟ أرفضُ الاجابةَ على أساسَ أن |
Maksimum kişisel başarı için mükemmel düzenlenmiş bir tarif. | Open Subtitles | هي وصفه محدد تماما للاشخاص الاعلى من الانجازات الشخصيه |
Son 25 yılın en kötü oyunu olarak tarif edilmek, son 25 yıldaki en iyi oyun olarak nitelendirilmek kadar iyi neredeyse. | Open Subtitles | ولكن وصفه للعرض بأنه الأسوء خلال الخمس والعشرين عاماً الأخيرة مساوي لوصفه بأنه الأفضل خلال الخمس والعشرين عاماً الأخيرة |
Gitsem iyi olacak, internetten biraz yemek tarifi indireceğim de. | Open Subtitles | علي الذهاب لو اردت تحميل وصفه الاكل من الانترنت |
Çıkmadan önce bana bir tane daha reçete yazabilir misin? | Open Subtitles | هل بأمكانك أن تكتب لي وصفه آخرى قبل رحيلك |
Ama ilaç babası adına yazılmış, adam akciğer kanseri Harry. | Open Subtitles | لكن هذا الدواء تم وصفه لوالدها ووالدها لديه السرطان هاري |
Bu anlatılamaz bir şeydir, kavranamayan, tamamen aşkın ve ifade edilemeyen Tanrı kendini bize bilinir kılmıştı. | Open Subtitles | بذلك الحضور المتفرد.. الفذ والذى ليس له مثيل او نظير ولا يمكن وصفه الله علمنا كيف نتيقن بوجوده ونتعرف عليه |
Evet? Evet bunun için bir tarifim var. | Open Subtitles | أجيد طهي الاسباغيتي مع اللحم المفروم و ماشابه لدي وصفه تحضيرها |
Ve bu adam da incinmenin reçetesi. | Open Subtitles | و هذا الشخص أنه وصفه للإيذاء أعنى |
En güncel Bingo Kitabı'nda bu adamın tarifine uyan kimse yok. | Open Subtitles | إنه في آخر كتاب البنجو ليس هناك من يستطيع أن يجاري وصفه |
Askeri kuvvetlerin ülkedeki büyük şehirlerdeki vampir yiyen salgını olarak tanımlanan şeyi kontrol altına almaları istendi. | Open Subtitles | لقد تمّ أمر القوات العسكرية في معظم المدن الكبرى حول البلاد لمحاولة احتواء ما يتم وصفه الآن بوباء المخلوقات الأرضية |