ويكيبيديا

    "وضعهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • onları
        
    • koy
        
    • koydu
        
    • koymak
        
    • Durumları
        
    • koyun
        
    • attı
        
    • onların
        
    • bunları
        
    • koyduğunuza
        
    • yerleştirmek
        
    Savurmuyor veya yerleştirmiyor, ama onları hiçbir anlamları yokmuş gibi fırlatıyor. Open Subtitles لم يطرحهم أو وضعهم بل رماهم وكأنهم لم يعنوا له شيئا
    En iyi şey, onları bir odaya kapatıp içlerini döktürmek. Open Subtitles أفضل ماقد تفعله هو وضعهم سوياً في حجرة ليتقاتلا وحدهما
    Bir hap ver, bir köşeye koy ve sıkıntılar bitsin. Open Subtitles , أعطهم حبّة دواء وضعهم في الزاوية وستزول كلّ أمراضهم
    Yani birisi bu şeyleri onun yanına koydu, ve onlar da yavaş yavaş onu yediler öyle mi? Open Subtitles شخص ما وضعهم معه فى التابوت ثم بدأت فى أكله ببطىء
    Peki bu düzenimizin yerine ne koymak istiyorlar? Open Subtitles ولكن ما كان يملكونه قد وضعهم في مكانها، ؟
    Kimse konuşmuyor. Bir şeyler kokuşmuş.. ...ve bu, ne onların yiyeceği ne de göçmenlik Durumları değil. Open Subtitles لا أحد يتحدث، هناك شيء عفن، لكنّه ليس طعامهم أو وضعهم كمُغتربين.
    onları birlikte oturtamam. Bernie ile Thema'yı malum masaya koyacağım. Open Subtitles أنا لا أريد وضعهم سوية, سأحرّك بيرني وثيلا 12 خطوة
    Ve onu veya onları hapse atacak olan adam eğer benimle konuşursan. Open Subtitles و وضعه أو وضعها أو وضعهم وراء القضبان إن كنتِ ستتحدّثين إليّ
    onları istenmedikleri bir yere koymanın pek de bir yararı dokunmasa gerek. Open Subtitles وضعهم في منزل لا يرغب بهم .لن يكون مفيدًا لهم على الإطلاق
    onları yeni bir arabaya koyuyorsunuz, sadece bir kaç tur sonra en hızlı güzergahı buluyorlar ve yarışa hazır oluyorlar. TED يمكنك وضعهم في سيارة جديدة، وبعد دورات قليلة، تجدهم قد وجدوا أسرع خط في تلك السيارة، وبدأوا بالسباقات
    İşte burada da onları yerleştirenler, açgözlü kurşun kalem kullanıcıları. TED إليكم الذي وضعهم والذين هم مستخدمي قلم الرصاص.
    Hayır, hayır, Suzy. Beyefendi onları bulduğun yere bırakmanı söyledi. Open Subtitles لا، لا، سوزي.الرجل المحترم يقول وضعهم الظهر حيث وجدتهم.
    Yani insanlar sana karşı kötü davranırlarsa bütün korkularını ve kuşkularını bu kutunun içine koy sonra da kilitle. Open Subtitles لذا عندما يقسو الناس عليك خذ كل مخاوفك وشكوكك وضعهم هنا في هذا الصندوق
    Elbiseleri çamaşır makinesinden, kurutma makinesine koy. Open Subtitles أزل الملابس من الغسّالة وضعهم في المجفف
    - şimdi şurdaki paketten iki tane al, birini yaranın üstüne koy. Open Subtitles اجلب قطعتين من الضماد الجاف... وضعهم على الأخرى التي وضعتها سلفاً.
    İtfaiye şefi onları, insanlar dikkatli olsun diye koydu. Open Subtitles قتلى رئيس قسم الاطفاء وضعهم ليذكر السائقين بأن يكونوا حذرين
    Ama sandalyelere ben dokunmadım, birisi ya da bir şey onları masanın üstüne koydu. Open Subtitles لكنني لم ألمس كراسيي منذ أن وضعهم شخص أو شيء ما فوق بضعهم فوق المنضدة
    onları dalış çantasına koymak istemiştim ama sen aldın ...ben de son dakikada ancak alabildim. Open Subtitles أردت وضعهم فى حقيبة الغطس لكنك أخذتهم لذا وضعتهم هنا فى آخر دقيقه
    Tek yapmamız gereken onları düzenli bir sıraya koymak. Open Subtitles الآن كل ما علينا فعله هو وضعهم في الترتيب الصحيح.
    Durumları hakkında sürekli kavga ederler. Open Subtitles أنهم دوما يختارون القتال حول وضعهم.
    Şu paralardan(rupi) biraz alın ve şuradaki tanrıçanın önüne koyun. Open Subtitles خذ بعض هذه الروبيات وضعهم فى هذه الاشياء اما هذا الاله
    Tindle mücevherleri cebine attı ve ikna olmuş bir şekilde oyuna devam ettik. Open Subtitles وضعهم فى جيبه , ثم تشارجنا فى كافة أنحاء المنزل كجزء من اللعبة
    belki de farklı bir biçimde izlenmeliler. Belki de onların sınıflarını ayırmalıyız.'' TED ربما ينبغي مراقبتهم بصورة مختلفة. ربما يتوجب علينا وضعهم في فصل مختلف."
    Eğer EKG düz bir çizgi gösterirse bunları birbirine sürtüp göğüsün üzerine yerleştirirsiniz ve... kalp tekrar çalışmaya başlar. Open Subtitles لو أضهر ال إي كي جي خط مستقيم افركهم وضعهم على الصدر و القلب يجب أن ينبض من جديد
    Doğru yere koyduğunuza emin olun. Open Subtitles ثق من وضعهم بشكل جيد
    60 yıllık araştırmalar şunu gösteriyor: Çocukları ailelerinden ayırmak ve büyükçe kurumlara yerleştirmek sağlıklarını ve gelişimlerini ciddi olarak tehlikeye atıyor. Bu özellikle de bebekler için geçerli. TED ستون سنة من الأبحاث أثبتت أن فصل الأطفال عن عوائلهم و وضعهم في مؤسسات كبيرة تلحق ضررًا بالغًا بصحتهم و نموهم، خصوصًا لدى الأطفال الرضّع.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد