Köle olmayı isteyecek kadar aşağılık biri var mı burada? | Open Subtitles | من منكم هنا وضيع لدرجة أن يقبل بالعبودية ؟ |
Neyin yüce neyin adi olduğunu bilemeyecek kadar körsün. | Open Subtitles | أنت أعمى للتفريق بين ماهو راقٍ ومـا هو وضيع من الفن. |
Sence geveze bir pislik, bana korkak diyebilsin diye mi savaşta çarpıştım? | Open Subtitles | هل تحسبني شاركت في الحرب حتى ينعتني وضيع بذئ مثلك بالجبان ؟ |
Böyle genç bir bayana bu kadar iğrenç bir davranışta bulunmak oldukça kaba saba olurdu. | Open Subtitles | بالاضافه الى انه لم يكن من اللائق ان نتعامل مع سيده شابه باسلوب وضيع |
Alçak olmak için fırsat arama. | Open Subtitles | لا تواصل البحث عن فرص.. مثل شاب وضيع أفهم هذا حسناً.. |
Yani, eğer korkak bir serseri... neler olduğunu fark ederek buradan ayrılıp... elindekileri satmak isterse... ona gelip beni görmesini söyleyin. | Open Subtitles | وإن كان هناك أي جبان وضيع تأثر بما يجري وقرر الانسحاب والفرار وبيع أملاكه، أرسلاه لي |
Çok adisin çaylak. | Open Subtitles | هذا كلام وضيع أيّها الحقير. |
- Neden bu kadar kabasın? Kalbin durabilirmiş. - puşt herif. | Open Subtitles | لم أنت وضيع للغاية، كان يمكن أن تتوقف عن التنفس، أيها المغفل |
Sekiz saatliğine bile barışı koruyamayan aşağılık bir keş için mi? | Open Subtitles | لأجل مغفل وضيع لم يستطع حتى أن يكمل حالة السلام لثماني ساعات؟ |
Bu aşağılık bir küfür ve bunun için asılacaksın. | Open Subtitles | لن يجد رجل واحد فيه أمل بالهداية والنجاة هذا كلام وضيع وكفر صريح وستشنق من أجله |
Bu köy ve halkını yıldırmak için kötülük dolu, iğrenç ve aşağılık birşey düşünmüştün. | Open Subtitles | لقد ظننتم أن الأمر شرير, وضيع... و الوحوش كانت... تُرهب هذه القرية... |
Bak, babam duygusuz, adi bir o.ospu çocuğudur ve de benim yumuşak, zayıf biri olduğumu ve bu tip bir iş için pek de uygun bir kumaş olmadığımı düşünür. | Open Subtitles | انظر ، إن أبى شخص وضيع و حقير و غير مبال و يعتقد أننى رخو و ضعيف و لست من النوعية التى يمكنها الإضطلاع بمثل تلك الأعمال |
Görünüşe göre bir kaç pislik avukat bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | حسناً ، بالظاهر أن هناك محامي وضيع يحاول أن يجد طريقة |
Şimdi cebin biraz doldu diye, hem kaba hem de kibirlisin. | Open Subtitles | الآن حصلتَ على بعض النقود أنت وضيع ومتغطرس |
Hiç sanmam. Bunu yapacak kadar Alçak bir adamsın ama açgözlülüğün izin vermez. | Open Subtitles | أشك في ذلك، أعرف أنّك وضيع بما يكفي لتفعل شيء كهذا، لكنك رجل جشع حقًا. |
Çok iğrenç. Ben olsaydım, Elle'de böyle bir şey söz konusu olmazdı. | Open Subtitles | وضيع جدا، هذا لن يحدث ابدا في مجلة "Elle" خلال مراقبتي لهم |
Polise silah çeken serseri bir çocuğun vurulmasının ulusal haberlerde yer almaması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | بشكل صادم فتى وضيع يطلق النارعليه ويسحب مسدسه على الشرطة |
Bence adisin sen, kanka. Basitsin. | Open Subtitles | انت وضيع جداً |
kabasın işte! | Open Subtitles | هذه حقيقتك أنت وضيع |
10 mil, 100 mil, 1,000 mil sonra, Kendilerini pis, tehlikeli, küçük düşürücü işte buldular. | TED | بعد قطع عشرة أميال، مئة ميل، أو ألف ميل وجدوا أنفسهم يقومون بعمل قذر، خطر، أو وضيع. |
Aslında o kaynağını koruyor. En azından kuralları olan bir puşt. | Open Subtitles | إذا كان في الحقيقة يحمي مصدره فهو انسان وضيع بمبدأ |
Dallama mı dedin? | Open Subtitles | وضيع, تقول عني؟ |
Bunu düşünecek kadar alçaksın. | Open Subtitles | إنك وضيع أن تفكر في شيء كهذا |
Şerefsizin teki işte. | Open Subtitles | شخص وضيع تماماً إذا سألتني رأيً. |