Bir saniyeliğine ayrıldı, buraya geleceğini sandım... ve sonra da arabaya geri döndü. | Open Subtitles | خرج للحظة وظننت لوهلة أنه قادم باتجاهنا ثم عاد للسيارة أعتقد أنه ثمل |
Seni görmek istedim ve sen de bunu görmek istersin dedim. | Open Subtitles | نعم اردت ان اراك وظننت انك ربما تريد رؤية هذا ؟ |
Evime gittiğimde orada dolu kadın olacağını düşünmüştüm. | TED | وظننت حينها .. انني عندما سأعود الى غرفتي سيكون هناك الكثير من الاناث |
Eski eşyaları karıştırıyordum ve oğlunun, babasının bir parçasından almayı hakettiğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت أقوم بترتيب الأشياء القديمة وظننت بأن طفلك سيقدر شيئاً كان لأباه |
Ben de bu sabah ayrılıp nişanlının yanına gittiğini sanıyordum. | Open Subtitles | وظننت أنك غادرت هذا الصباح إلى منزلك حيث تعيش خطيبتك |
Sorunlarını adam şişleyerek çözebileceğini mi sandın? | Open Subtitles | وظننت أنه بإمكانك أن تتخلص من مشكلاتك بالطعن؟ |
Geçen hafta yemeğe çıkmıştık. Harika geçtiğini sanmıştım. | Open Subtitles | لقد تناولنا العشاء الأسبوع الماضي وظننت أنه كان رائعاً لكنك لم تتصل بي قط |
Ona binerken ayağı takılıp düştü sandım ama bir daha kalkmadı. | Open Subtitles | لقد كنت راكبة عليه وظننت أنه تعثر ولكنه لم يقم بعدها |
Kapın kilitliydi. Dışarıdasın sandım. | Open Subtitles | لقد قرعت الباب عدة مرات وكان موصدا, وظننت انك بالخارج |
Ben de o Darwin balığını tekrar arabanın arkasına koyduğum için İsa'nın bana kızgın olduğunu sandım. | Open Subtitles | وظننت أن يسوع كان غاضباً علي لأنني وضعت سمكة داروينية على مؤخر السيارة |
Sana bir sorayım dedim... belki bir kere daha deneyebiliriz. | Open Subtitles | وظننت أننى لو سألت فربما يمكننا المحاولة مرة أخرى |
Biz onu sorgulamadan önce onunla konuşmak istersin dedim. | Open Subtitles | وظننت أنك قد تودين إجراء محادثة معه قبل أن نستجوبه |
Tracy'nin yemeğini getirdim ve merhaba diyeyim dedim. | Open Subtitles | كنت فقط أرمي طعام تريسي وظننت أنني كنت أقول مرحباً |
Arabayla bir tur atmaya gittiğini ya da başka bir şey için gittiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وظننت أنك ربما قدت السيارة أو شيء من هذا. |
Eşin ve seni yemeğe çıkarırım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | وظننت انني سوف يأخذك و زوجتك حتى على أن الاختيار المطر لتناول طعام الغداء. |
Ama bir doğum günü partisi yapmayı planlıyorum ve çöreklerin iyi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ولكنني أقيم حفلة عيد ميلاد هذا الإسبوع وظننت أن الكعك سوف يكون رائعا |
Ben de başka insanlarla konuşması iyi gelir diye düşündüm. | Open Subtitles | هي أرادت ذلك، وظننت أنه سيفيدها أن تتحدث مع الناس. |
Onu 14 bin dolardan 20 bin dolara çıkartarak... 6 bin dolar daha almayı marifet sandın. | Open Subtitles | وظننت بأنك حققت نجاحاً عظيماُ في الحصول على 6000 |
Gemim yarın denize açılıyor. En az iki ay daha burada kalırım sanmıştım. | Open Subtitles | سفينتي ستُبحر غداً، وظننت أني سأعلق هنا لمدة شهرين آخرين |
Geride bıraktığımı sanıyordum hâlâ ele almam gereken sorunlarım varmış. | Open Subtitles | وظننت أنني تخطيت الأمر ولكن مازال لديّ بعض الأمور لأحلها |
Sen de odama girebileceğini ve filmi tamamlayacağımızı mı düşündün? - Hayır. | Open Subtitles | أوه,لذلك تسلقت ألى نافذتى وظننت أننا سوف يكون عندنا فيلم خام نوعاً ما؟ |
İyi iş çıkarttık." der gibi. Bu öykü bana bile çekici geliyor. belki Ben de yaptım diye düşünüyorum. | TED | وتلك القصة كانت مُحببة لي، وظننت أنني لربما حصلت على ذلك، أيضًا، ولكني لم أفعل. |