2010'daki depremin ardından yerleri değiştirilmiş 300 işitme engelliyle beraber yaşadım ve çalıştım. | TED | عشت وعملت مع 300 شخص أصم الذين تم نقلهم بعد زلزال عام 2010. |
Beni destekleyen bir ailem vardı, çok çalıştım ve başardım. | TED | وكانت لدي عائلة داعمة، وعملت بجهد كبير، وقمت بعمل جيد. |
Sivil Haklar Hareketi ile avukat olarak çalışmaya başladın, Dr. King ile birlikte asıl Yoksul Halk Kampanyasında çalıştın. | TED | لذلك بدأت عملك كمحامية ومع حركة الحقوق المدنية، وعملت مع الدكتور كينغ على حملة الفقراء المحلية |
Modaya ilgisi vardı ve Lower Manhattan'da bir dikim fabrikasında çalıştı, ta ki kendi giyim mağazasını açmaya yetecek parayı biriktirene kadar. | TED | كانت شغوفة بالموضة وعملت في معمل خياطة في جنوب منهاتن، إلى أن ادخرت ما يكفي من المال لفتح متجرها الخاص للملابس النسائية. |
Annem mutfakta çalışıyordu. | Open Subtitles | عملت أمى فى مطبخ المعسكر وعملت أنا كنادلة |
Payıma düşeni yapıp onlarla çalışırsam, ne diyebilirler ki? | Open Subtitles | إذا قمت أنا بدوري وعملت معهم ماذا سيقولون؟ |
Şimdiye kadar çalıştığım her yerde kendime bir yer edindim. | Open Subtitles | في كل عيادة سبق وعملت بها دائما ماأجد ماألهى معه |
Oradaydım, o işte çalışıyordum çünkü o teknolojinin insan hayatlarını iyileştirebileceğine inanıyordum. | TED | لقد كنت هناك، وعملت في تلك الوظيفة لأنني أؤمن بأن التقنية بإمكانها تطوير حياة البشر |
Bu konuyu derinlemesine araştırdım, kalbi anlamak için okuyabildiğim kadar okudum, araştırmacılarla tanıştım ve Hindistan'da birçok laboratuvarda çalıştım. | TED | قد استقصيت هذه القضية أكثر وقرأت كل ما بوسعي قراءته لفهم القلب، وقابلت باحثين وعملت في مختبرات في الهند. |
Ordunun tatik çalışmalar için duvar yerleştirdik Mehta vihar ile çalıştım. | TED | وعملت مع ميهتا فيهار الذي يصنع محاكاة افتراضية للجيش للتجربة التكتيكية. |
Moda tasarımı okudum, yıllarca bu sektörde çalıştım ve çok sevdim. | TED | لقد اتجهت إلى عالم الأزياء، وعملت في هذه الصناعة لسنوات وأحببتها. |
Ayrıca 13 ay aile birliğinde, 6 ay da çocuk merkezinde çalıştım. | Open Subtitles | وعملت 13 شهراً في مقطورات مشهورة و 6 أشهر في مراكز الأطفال |
Madencilikte çalıştın, balıkçılıkta da çalıştın, çelikte de çalıştın, bütün büyük endüstrilerdede çalıştın. | TED | كنت تعمل في مجال التعدين، وعملت في الصيد، وقد عملت الصلب وقد عملت في كل الصناعات الرئيسية. |
Gece çalıştın, çift mesai yaptın, yoruldun. Herkesin başına gelebilir. | Open Subtitles | لقد عملت في المشرحة، وعملت وقتاً إضافياً وكنت مرهقاً. |
Bu senin hayalin ve bu hayali gerçekleştirmek için çok çalıştın. | Open Subtitles | إنه حلمك ويل. وعملت جاهداً من أجله. |
4 yıl boyunca sınıf birincisi olup, veda konuşması yapmak için çalıştı. | Open Subtitles | وعملت بجهد لأربع سنين لتكون التلميذهـ التي تلقي الخطاب الختامي على الطلاب أنها تستحق أن تقدم الخطاب |
Annem hapisteydi, sonra birden serbest bırakılıp annen için çalıştı. | Open Subtitles | كانت والدتي بالسجن، ومن ثمّ أصبحت حرّة وعملت لحساب والدتك بمجال البيع بالتجزئة |
Biliyorum, iki işte çalıştı, aşırı koruyucu, bunun için onu seviyorum ama belki babam da olsaydı daha iyi olabilirdi. | Open Subtitles | أعرف ، وعملت في وظيفتين وكانت تبالغ في حمايتي . وأنا أحبها |
O hukuk fakültesinden yeni mezun olmuştu ve İlçe avukatlık ofisinde çalışıyordu. | Open Subtitles | متخرجة حديثاً من مدرسة القانون وعملت في مكتب النائب العام |
Hesapladım, sekiz dokuz ay fazla mesai yaparsam, cumartesileri çalışırsam, bunu yine yapabileceğim. | Open Subtitles | وقمت بالحسابات، إن عملت لوقت إضافي، وعملت أيام السبت لـ8 أو 9 أشهر، أستطيع تكرار الأمر مجدداً. |
Güvendiğim, saygı duyduğum ve yıllarca birlikte çalıştığım Joe için. | Open Subtitles | والذي أثق به وأحترمه وعملت معه طوال سنوات كثيرة |
sağmam gereken, sorumlusu olduğum 20 tane inek vardı, çiftlikte çalışıyor ve derslerimle de ilgilenmeye çalışıyordum. | TED | كانت هناك عشرين بقرة كنت مسؤولا عنهم وعملت في المزرعة وحاولت الانتظام في دراستي |
Yeniden dedelerimiz ninelerimiz için işe yaradı, ebeveynlerimiz için ve bizim için de işe yarayacak. | TED | وعملت من أجل أجدادنا، وآبائنا، وستعملُ لنا. |