ويكيبيديا

    "وعيناه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gözleri
        
    • gözlerini
        
    Bu tablo beni üç sebepten devam etmekten alıkoydu: Birincisi, gülümseyen ağzıyla hüzünlü bakan gözleri arasındaki kopukluk. TED أوقفتني هذه اللوحة لثلاث اسباب: أحداها هو عدم الترابط بين فمه المبتسم وعيناه الحزينتان
    diye sorduk. Çocuk sustu, ağzı açık, gözleri yaşlı, yanakları sinirden kızarmış. Gülümsedi. "Yok, siz iyisiniz. Burada olmanızı istiyorum." TED لقد توقف وفمه مفتوح، وعيناه مغرورقتان بالدموع، وإحمر وجهه من الغضب، وابتسم وقال لا، أنتم لا بأس بكم، أريدكم هنا".
    Bir gün ahıra gittiğimde o da oradaydı. Suratı kızarmış dili mavileşmiş, gözleri patlayacak gibiydi. Open Subtitles دخلة ذات يوم للحظيرة ورأيته كا وجهه شديد الحمرة ولسانه أزرق وعيناه جاحظتان
    Bayağıdır gergin, gözleri kızarık ayrıca notları da düşüyordu. Open Subtitles لقد كان مرهقاً, وعيناه حمراء ومستواه التعليمي في هبوط
    Hayır. Nefes alıyor. gözlerini açtı. Open Subtitles لا ، إنه يتنفس وعيناه مفتوحتان
    Kıvırcık sarı saçları gamzeleri, ve gök mavisi ya da mavi-yeşil arası gözleri vardı. Open Subtitles شعره أشقر ومجعد ولديه غمازتين وعيناه كانتا باللون الأزرق السماوي أو الأزرق الفاتح
    Nerdeyse 150 kilo ve çamur-kahverengi gözleri var. Open Subtitles يجب أن يكون وزنه 300 باوند وعيناه بنية اللون
    Direkt üzerime geldi. Büyük ve dişlekti. gözleri kırmızıydı. Open Subtitles أتى نحوي مباشرةً كبير لعين وعيناه حمروان
    Seni şuanda izliyor. gözleri daima üstünde olacak. Ve oldukça acımasızdır. Open Subtitles أنه يراقبك الأن , وعيناه عليك وهو متوحش للغاية
    O zavallı siyah çocuklara baktığımı hatırlıyorum biri 12 yaşlarındaydı, gözleri açıktı. Open Subtitles وبالنظر الى هؤلاء الاولاد كان احدهم بعمر 12 وعيناه مفتوحتان
    Makinemi yüzüme doğru kaldırdım ve bu asker kafasını kaldırmaya çalıştı fakat gözleri "Beni çekme" der gibi bağırıyordu bu yüzden kameramı aldım ve başka yere doğru gittim. Open Subtitles رفعت كاميرتي لاصوره وحاول ان يحرك رأسه. وعيناه كانت تصيح الا اصوره
    Birdenbire yaşlanmış, sakalı var, gözleri nemli ve hala... Open Subtitles لقد أصبح عجوز فجأة لديه لحية, وعيناه دامعة
    Korktum ve suçlu hissettim. gözleri masmavi ve gerçekten çok hoş ama hayır. Open Subtitles شعرت بالخوف والذنب، وعيناه كانتا زرقاوتين جدًّا وجميليتن
    Çok yakışıklı, parıldayan gözleri var ve şehir çocuğu. Open Subtitles إنه وسيم جدًا وعيناه لامعتان وهو نبيه بالفطرة
    kolları bu şekilde,gözleri parlayarak, Open Subtitles ذراعاه ممدتان بتلك الصورة، وعيناه تحدقان...
    Kahvaltısını bitirdiğinde yere yığıldı titremeye başladı, gözleri döndü... Open Subtitles انه انتهى لتوه من الإفطار عندما عارضات القعر على ... ... يبدأ يرتجف، وعيناه لفة مرة أخرى في رأسه ...
    Yakışıklı, zayıf, gözleri ışıl ışıl. Open Subtitles إنّه وسيم وهزيل وعيناه مشعّتان
    Banyoda cesetin gözleri açık ve tek kaybolan da yüzüğü. Open Subtitles ما لدينا هو جثة بحوض الاستحمام وعيناه كانتا مفتوحة عن آخرها، والشئ الوحيد المفقود كان... خاتمه يا سيدي...
    Bir bakan gözlerini kaçırıyorsa yalan söylüyordur Ulrik! Open Subtitles عندما يقول لك الوزير لانستطيع ان نتكلم بتفصيل اكثر ...وعيناه تتحرك فهو يكذب
    Güzel saçlariyla, güzel gözlerini mi seviyorsun? Open Subtitles يعجبك شعره الجميل وعيناه الجميلتين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد