Bütün hafta sürdüğü ve arkadaşlarım için pahalı ve rahatsız edici olduğu müddetçe doğum günüm için ne yapacağımız umurumda değil arkadaşlar. | Open Subtitles | يا أصدقاء أنا لا أهتم بما سوف نفعله لعيد ميلادي بما أنه سوف يدوم طوال الأسبوع ويكون مكلف وغير مريح لجميع أصدقائي |
biraz garip ve rahatsız ediciydi ayrıca havayı da tamamen bozuyor. | TED | وكان الأمر يبدو غريبًا وغير مريح ويعكر جو المرح تمامًا. |
Dar, sert ve rahatsız ama üzerinde zıplamaz. | Open Subtitles | هو صحيح ضيق وغير مريح تماما ولكنه لايحتاج للتجوال بعيدا |
Çok boğucu ve rahatsız edici olduğunu biliyorum ama hareket etmemeye çalış. | Open Subtitles | أعرف بأنه ممل وغير مريح هناك لكن بدون حراكّ |
Gereksiz ve nahoş kafa karışıklıklarına mahal vermemek adına. | Open Subtitles | لتجنب إرتباك غير ضروري وغير مريح |
Bu konuda halka açık, ve rahatsız edici bir konuşma yapmak istemiyorsanız.. | Open Subtitles | إن كنت لا تريد حديثا عاما جدا , وغير مريح أبدا بهذا الخصوص الآن |
Biraz zor ve rahatsız bir şekilde olur ama bir gün gelecek ve mükemmel olacak. | Open Subtitles | حسناً؟ الأمر واقع، وسيء قليلاً وغير مريح بعض الشيء لكن في يوم ما، في يوم ما سيكون رائعاً |
Kimseye tuhaf ve rahatsız edici gelmediği için mutluyum. | Open Subtitles | سعيد بأن هذا لن يكون غريبًا وغير مريح للجميع |
- Kulağa yapışkan ve rahatsız geliyor. | Open Subtitles | -لكن ذلك يبدو ملتصقا وغير مريح |
Şimdi, bu benim için çok yorucu olacak ve senin için çok daha rahatsız edici olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون مهكاً بالنسبة لي وغير مريح تماماً لك |
Buraya gelirken uzun, rahatsız edici sessizlik seni de rahatsız etti mi? | Open Subtitles | هل القيادة إلى هنا تجعلك إلى حد ما متوترة مع الصمت هذا الطويل وغير مريح ؟ |
Zor ve nahoş bir şey. | Open Subtitles | إنه أمر صعب وغير مريح. |