Kasları ve Ağzı terapiye cevap versin diye bir şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم، إنهم يفعلون هذه الأشياء .لأن عضلاته وفمه سيستجيبوا للعلاج |
diye sorduk. Çocuk sustu, Ağzı açık, gözleri yaşlı, yanakları sinirden kızarmış. Gülümsedi. "Yok, siz iyisiniz. Burada olmanızı istiyorum." | TED | لقد توقف وفمه مفتوح، وعيناه مغرورقتان بالدموع، وإحمر وجهه من الغضب، وابتسم وقال لا، أنتم لا بأس بكم، أريدكم هنا". |
Ve kısa. Ağzı doluyken konuşuyor. | Open Subtitles | ولكنه أصلع وقصير، يتكلم وفمه مليء بالطعام |
ağzını şapırdatııyor ve kumar oynuyor çulsuzlarla, saçma sapan barlara takılır | Open Subtitles | يمضغ الطعام وفمه مفتوح، يقامر يمضي الوقت في الحانة مع المنحطين |
O çalıların içinde ağzında balçıklarla yatarken bile farklıydı. | Open Subtitles | ،بينما كان وسط الأجمّة ..ميتاً وفمه مملوء بالوحل |
Gördüğüm leopara benzeyen yaratık, ayınınki gibi ayakları aslanınki gibi Ağzı ve ejderhadan aldığı gücü. | Open Subtitles | والوحش، الذي رأيته كان مثل النمر أقدامه كانت مثل الدب وفمه كان مثل الأسد والتنين أعطاه قوته |
Ağzı da iyi çalışıyor çünkü kayıtlara göre geçmişte anlaşma koparmak için yanlış ifade vermişliği var. | Open Subtitles | نعم, وفمه أيضاً كما يظهر التسجيل ذلك هو لديه سوابق عن عمل بعض التصاريح الكاذبة إلى دعاوي إبتزاز |
Olanlara Ağzı açık bakar. | Open Subtitles | لتجوله وهو ينظر إلى الأشياء وفمه مفتوح |
Gözlerine bak! Ağzı nasıI? | Open Subtitles | وماذا عن عيناه وفمه كيف يبدوان؟ |
ağzını bebeğin Ağzı ve burnuna koy. | Open Subtitles | عليك وضع أنفذه في أنف الطفل وفمه |
Ağzı açık uyuduğundan diş eti hastalığını önlemek için daha sık diş ipi kullandığını söyledi. Ben de ona, ne sıklıkla diş ipi kullandığını sordum. O da "İki günde bir'" diye cevapladı. | TED | ولأنه ينام وفمه مفتوح، فقد قال لي بأنه يستعمل الخيط لمساعدته على منع أمراض اللثة فسألته كم من مرة يستعملها في العادة، فأجابني،" كل يوم" |
Sarı gözleri var. Ağzı da nah bu kadar. | Open Subtitles | لديه عيون صفراء، وفمه حول هذا طويل... |
Ateşi çıkmış ve Ağzı kurumuş. | Open Subtitles | جبهته حاره وفمه جاف. |
Ve sakızını Ağzı açıkken çiğniyordu. | Open Subtitles | كان يمضغ علكته وفمه مفتوح. |
- Jake ve onun kocaman şişman Ağzı. | Open Subtitles | جاك وفمه الكبير. |
Çikolatadan oluşan bir sıranın sonunda Ağzı açık oturan şişko bir çocuksun. | Open Subtitles | أنت مجرد فتى سمين ...يجلس وفمه مفتوح حتى أخره ! من الشوكولاتة مجمعة بخط واحد |
Suçluluk duygusu içindeki vicdanı ve sarhoş Ağzı... | Open Subtitles | ضميره الذي يؤنّبه وفمه النّهم |
Sadece yüzünü, gözlerini, ağzını, sesini sevdiğimi söyleyebilirim. | Open Subtitles | أخبريني برأيك كنت أنظر إلى وجهه, عينيه , وفمه وصوته |
Kulaklarında, burnunda ve ağzında kan var. ağzında mı? | Open Subtitles | دم في أنفه وفمه وأذنيه |