ويكيبيديا

    "وفي أسوأ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • En kötü
        
    Brendan, emri altında 3 asker olan bir tim komutanıydı ve Afganistan'daki En kötü günü — Ölümle çok kez burun buruna geldi. TED بريندان كان قائد فريق يقود ثلاثة رجال، وفي أسوأ الأيام في أفغانستان، كان على وشك أن يقتل عدة مرات.
    Anti-kahramansa, en iyi ihtimalle karakterinde bazı noksanlıklar barındırır, En kötü ihtimalleyse tamamen çukura batmıştır. TED و بكل الأحوال فإن اللابطولي بأحسن حالاته يُظهر تخلف بعض سماته وفي أسوأ الحالات، فهو غير كفؤ تماما.
    Şüphelerim var ki; bu şekilde, tek bir alanda özelleşerek çalışma, en iyi ihtimalle, gelişime ket vuruyor, En kötü ihtimalle de yoldan saptırıyor. TED لذلك بدأتُ أشكّ أن تخصصنا في أفضل أحواله بدأ يعيق تقدّمنا، وفي أسوأ الأحوال فإنّه يقودنا بالإتجاه الخاطئ.
    Kadınlar, kültürlerinin vücutlarına azami kafa karışıklığı, içten küçümseme ve En kötü tiksinmeyle baktığını biliyorlar. TED تشعر النساء أن الثقافة المجتمعيّة تنظر إلى أجسادهن في أفضل الأحوال بشيء من الحيرة وفي أسوأ الأحوال بازدراء واشمئزاز.
    İçindeki insan gitgide güçleniyor ve En kötü zamanda. Open Subtitles الإنسان فيك يَنْمو أقوى، وفي أسوأ وقتِ محتملِ.
    En kötü ithimalleyse de, herkesin bu bağlamdaki... ..yakın ilişkilerini sorgulayan politik bir sahtekarlığı gösterir. Open Subtitles وفي أسوأ حال، تمثّل حيلة سياسيّة للتشكيك في علاقات المرء الحميمة
    En kötü ihtimalle, bir numaralı şüpheli olursun. Open Subtitles وفي أسوأ الحالات، ستصبح المشتبه به الأول
    En kötü hâliyle, sevdiklerimize verdiğimiz zarar taciz ve şiddet olarak ortaya çıkıyor. İlişkide şiddet, kadınların üçte birinin ve erkeklerin dörtte birinin hayatta tecrübe edeceği bir şey. TED وفي أسوأ أشكاله، يظهر الضرر الذي نلحقه بأحبائنا كإساءة وعنف، والإساءة في العلاقات أمر تواجهه واحدة من كل ثلاث نساء وواحد من كل أربعة رجال في حياتهم.
    İhmalkar düzenleyici kurumlar, zararlı bölgeleme ve gevşek hükümet sorumluluğu düşünüldüğünde en iyi ihtimalle ihmal edildik, En kötü ihtimalle suiistimal edildik. TED وكنا في أفضل الظروف يتم تجاهلنا والاستهزاء بنا ومضايقتنا، وفي أسوأ الأحوال من قبل الوكالات التنظيمية المهملة والتقسيم الضار للمناطق والمسائلة الحكومية المتساهلة
    En iyi ihtimalle, şerefsizce görevden alınma. En kötü ihtimalle, Al Bathra bize bir sürü toprak verir, eğer istersek. Open Subtitles في أحسن الأحول, التسريح من الجيش وفي أسوأ الأحوال, (باثرا) أعطتنا الأسباب إن أردناهم
    En iyi ihtimalle, şerefsizce görevden alınma. En kötü ihtimalle, Al Bathra bize bir sürü toprak verir, eğer istersek. Open Subtitles في أحسن الأحول, التسريح من الجيش وفي أسوأ الأحوال, (باثرا) أعطتنا الأسباب إن أردناهم
    En kötü ihtimalle Pearlman kendi patronuna gider. Open Subtitles وفي أسوأ الأحوال ستلجأ (بيرلمان) إلى مدرائها
    Ve En kötü senaryoya göre ölürsün. Open Subtitles وفي أسوأ الحالات, ستموت
    Jessica yalnız başına tutuluyor ya da En kötü ihtimal üçüncü bir fidyeci var yanında; Open Subtitles إن (جيسيكا) محبوسة لوحدها وفي أسوأ حال فإنها بحراسة مختطف ثالث
    En kötü ihtimalle, iflah olmaz ve havalıyım. Open Subtitles وفي أسوأ الأحوال عنيد وناضج.
    Ama en iyi senaryo, biz hayatınızı kurtarabilir. En kötü durum, biz uzun bir tatil var. Open Subtitles {\pos(190,210)} في أفضل مسار للأحداث، سننقذ حياتك، وفي أسوأ مسار، سنحظى بعطلة طويلة.
    En kötü ihtimalle hepimiz ölürüz ve Stefan sevgili Elena'mıza nasıl vefat ettiğimizin hikâyesini anlatır. Open Subtitles وفي أسوأ الأحوال، سنموت جميعًا ويحيا (ستيفان) ليقصّ حكاية هلاكنا لـ (إيلينا) الحبيبة.
    En iyi gününde gizemli ve çekingen, En kötü gününde cinayete meyilli bir yapay zeka için John'u feda etmeyeceğim. Open Subtitles لن أضحّي بـ(جون) لمُساعدة إنقاذ ذكاء اصطناعي، والتي تكون مُبهمة ومُمتنعة في أفضل أيّامها، وفي أسوأ أيّامها، تكون ذات نزعات للقتل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد