ويكيبيديا

    "وفي نفس الوقت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • aynı zamanda
        
    • Bu arada
        
    • aynı anda
        
    Bu toksinler aynı zamanda kandaki oksijeni yakmaya başlar ve akciğer ve böbrek gibi ana organlara giden oksijen azalır. TED وفي نفس الوقت فإن هذه السموم تسبب خسارة الأكسجين في الدم، ومن ثم انخفاض كميته التي تصل إلى الأعضاء الرئيسية
    aslında düşük teknoloji ürünü ve aynı zamanda yüksek teknoloji ürünü TED انه تقنية منخفضة .. وفي نفس الوقت .. تقنية مرتفعة جداً
    Ve aynı zamanda, baban da Hong Kong' a gitmişti. Open Subtitles وفي نفس الوقت تقريبا, ذهب أبوك إلى هونج كونج أيضًا
    Bu arada Tanrı bu günü aydınlanma günü olarak seçti. Open Subtitles وفي نفس الوقت الرب إختار اليوم لكي يكون يوم التنوير
    Bu arada, susmayı kendim seçmedim. Open Subtitles وفي نفس الوقت انه ليس انا من حافظ علي فمه مغلقا
    Mutlu olmak isterler ve aynı zamanda da benmerkezci, bencil ve pintidirler. Open Subtitles إلا أنهم يطلبون السعادة وفي نفس الوقت هم مجرد أنانييون ومغرورين وجشعين
    Başkalarının içindeki karanlığa çekiliyorsun ama aynı zamanda bundan korkuyorsun. Open Subtitles إنك غارق في ظلام الآخرين وفي نفس الوقت.. أنت تخافه
    Ama doğal yoldan ve aynı zamanda ölme ihtimalleri düşük. Open Subtitles لكن الغريب أنهما توفيا بشكل طبيعي وفي نفس الوقت بالضبط.
    Ve aynı zamanda bir sürü lanet gazete satmak için. Open Subtitles وفي نفس الوقت يمكنك على بيع طن من أوراق الهراء.
    Sizin hissettiğinizin aynısını aynı zamanda hisseden insanlara. TED انهم يشعرون بالضبط بما تشعر أنت به وفي نفس الوقت الذي تشعر به أنت
    aynı zamanda, İngilizce tartışmaz küresel dil. TED وفي نفس الوقت أصبحت اللغة الإنجليزية هي المهيمنة عالميا
    Demokrasi yaratmak için, aynı zamanda özgürlüğümüzü bizden almak isteyenleri protesto etmek için biraraya geldiğimiz toplumsal alanları barındıran buluşma yerlerinden bahsediyoruz. TED نحن نتحدث عن الأماكن العامة التي نجتمع فيها لنبدأ الديمقراطية، وفي نفس الوقت نحتج ضد من يريد سلب حريتنا.
    Seyircilere veda ederken ne yetkinlikteki zihinler seni gelecek hakkında düşünmeni sağladı ve aynı zamanda mevcut olanı değiştirebilir? TED ما الصفة الذهنية، وأنا أودع هذا الجمهور، التي مكنتك من التفكير في المستقبل وفي نفس الوقت تغيير الحاضر؟
    aynı zamanda, bu bizi asıl konudan uzaklaştırıyor. Ve bu bir tür iç gıcıklayan bir durum yaratır. TED وفي نفس الوقت, يبعدنا عن الموضوع الحقيقي وهذا يعمل كنوع من الاثارة
    Üzerine eğilmemiz gereken en kritik iki soru şu; kapitalizmi nasıl ekonomik büyümeyi sağlamaya ve aynı zamanda toplumsal sorunları çözmeye yardım edecek şekilde düzeltebiliriz. TED السؤالان الحرجان حقا والتي يجب معالجتها هما، كيف يمكننا إصلاح الرأسمالية بهدف خلق نوع من النمو الإقتصادي وفي نفس الوقت المساعدة على معالجة القضايا الإقتصادية.
    Bu insanların başarıyı, başkalarına yardım etmek ve aynı zamanda bununla uğraşırken kendinizi mutlu hissetmeniz olarak tanımlıyor olduğunu göreceksiniz. TED ترون أن هؤلاء الأشخاص يعرّفون النجاح بأنه أمر يساعد الآخرين وفي نفس الوقت يجعلك تشعر بالسعادة بأنك تقوم به
    Aslında bunlar bir iyileşme olabilir. aynı zamanda finansal maliyet konusunda kaygılıyız. TED إننا أيضا وفي نفس الوقت نضع في الاعتبار التكلفة النهائية.
    Bu arada, bense para için, otobüs garında herifleri yalarım! Open Subtitles وفي نفس الوقت سأقوم بتفجير اشخاص في محطة الحافلات
    Bu arada, ilaclarina tekrar baslamani istiyorum. Open Subtitles وفي نفس الوقت أريد أن تواظب على دوائك ثانية
    Gob Bu arada diğer karavanda Kitty'i oyalamaya çalışıyordu. Open Subtitles وفي نفس الوقت , جوب ماطل ليبقي كيتي في المقطورة الأخرى
    İkinizi aynı anda aynı yerde toplamanın tek yolu buydu. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لتكونا كلاكما في نفس المكان وفي نفس الوقت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد