Bir ara buraya geri gelebiliriz de. - Bunu yapabilirim. | Open Subtitles | أتعرف، أنا لا أمانع بالعودة هنا للزيارة في وقت ما |
Düşündüm de bi ara, eğer uygun olursan... belki ikimiz birlikte... | Open Subtitles | اسمعي كنت أتساءل فيما إذا كنت غير مشغولة في وقت ما |
İyi bir aşçı olmalısınız. Bir ara burada yemek hoşuma giderdi. | Open Subtitles | لابد أنكي طباخة جيده أرغب بتناول الطعام هنا في وقت ما |
Bu sende kalsn. Bakarsn bir gün yine lazm olur. | Open Subtitles | يستحسن ان تحتفظي به قَدْ تَحتاجُه ثانيةً في وقت ما. |
bazen de çok kötü filmler yapmak zorunda kalabilirsin. Evet. | Open Subtitles | وبعد ذلك فى وقت ما عليك ان تعود الى البئر |
Ölüm zamanının bir gece önce bir ara olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ وقت الوفاة فـي وقت ما قبل ليلة أمس |
Bu sebeple, düşündüm de belki bir ara yemeğe çıkabiliriz. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر أنه يمكننا الذهاب لتناول العشاء وقت ما |
Bir ara, Roth 20'li yaşlarının başındayken, imzası değişmiş ve buna sebep olan tek bir şey geliyor aklıma. | Open Subtitles | فى وقت ما,عندما كان روث فى بدايه العشرينات تغير توقيعه وهناك سبب واحد يمكننى التفكير به قد يسبب هذا. |
İşler bir ara öyle çığrından çıkmalı ki can güvenliğimizden korkmalıyız. | Open Subtitles | ويجب أن تزيد الأمور جنوناً في وقت ما فنخاف على أرواحنا |
Bir şey merak etmiyordum ama sanırım bir ara karar vermeniz gerekecek. | Open Subtitles | لم أكن أفكر بأي شيء، ولكن عليكِ أن تقرري في وقت ما |
Bu da kapının bir ara açıldığı ve senin yalan söylediğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني ان الباب قد فُتِحَ في وقت ما ما يعني أنكِ كاذبة |
Kredi kartı ya da neyle isterseniz parasını ödüyorsunuz, o da iki yıl sonra bir ara sizi arıyor. | TED | يمكنك ان تدفع بواسطة بطاقة الائتمان، أو أيا كان ، ثم تقول انها سوف تتصل بك في وقت ما في العامين المقبلين. |
22:30'da kocasıyla konuştuktan sonra ve saat 23:00'te soyguncunun kaçtığını görmeden önce bir ara. | Open Subtitles | في وقت ما بعدما تحدث لها زوجها الساعة 10: 30 وقبل أن ترى اللص يهرب الساعة 11: |
Orada harika bir restoran var. Sen de bir ara denemelisin. | Open Subtitles | يوجد مطعم رائع هناك يجب أن تجربه في وقت ما |
Bir ara çektiğin fotoğrafları görmek isterim tabi sakıncası yoksa. | Open Subtitles | أوَدُّ أَنْ أَرى بعض مِنْ صورك في وقت ما إذا أنت لا تَتدبّرُ. |
Bir ara hepimiz toplanıp bira içmeliyiz. Birbirimizi yakından tanırız. | Open Subtitles | ينبغي لنا أن نأخذ البيرة معاً في وقت ما نتعرف على بعضنا البعض |
Belki bir gün tekrar bir araya geliriz Bay Lugosi. | Open Subtitles | لكن ربما سنجتمع ثانيةً في وقت ما يا سيد لوغوسي |
bazen akşam yemeğine gelmek istersen, sadece ikimizin olacağı, nasıl olacağını... birlikte görürüz. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بالقدوم للعشاء في وقت ما فقط كلينا سنرى كيف ستصبح |
İnternet sayesinde zannediyoruz ki, istediğimiz her şey, ne zaman istersek kapımıza gelecek. | TED | بفضل الإنترنت، صرنا نعتقد أننا نستطيع الحصول على أي شيء نشاءه وقت ما نشاء، يصل حتى لعتبة دارنا إن أردنا. |
Ben de bir zamanlar senin gibi aşık bir genç kızdım. | Open Subtitles | إستمعِ ، كنت فتاة مراهقة في وقت ما كنت في حب |
Bir süre sonraydı. Devrettiklerinde henüz ortaokuldaydım. | Open Subtitles | كان في وقت ما بعد تخرجي من المدرسة حين قاموا بذلك. |
- Bu senden daha lanet! Umarım Zamanı gelince aynısını ben de sana yaparım. | Open Subtitles | سوف يكون لعنة لطيفة منك, آمل أتمكن أن افعل لك الشيء نفسه في وقت ما |
Bulduğumuz patiska parçası belki Zamanla bir şeyler söyler bize. | Open Subtitles | ربما في وقت ما ستخبرنا قصاصة القماش التي وجدتها بالقصة |
Kapısını dünyaya kapatanlar bile, Bay Stringer, arada sırada o kapının çalınmasını beklerler. | Open Subtitles | ربما يستطيع غلق ابوابه على العالم, يا سيد سترانجر, ولكن ولكنه يجب ان يتوقع من سيطرق عليه بابه وقت ما |
Nasıl da güzel 23:35 | Open Subtitles | = = ♪ ♪ وقت ما |
Bence iki insan birbiri için yaratılmamışsa bir zaman gelir oluruna bırakman gerekir. | Open Subtitles | أظن لو شخصين غير مقدرين لبعض فى وقت ما يجب أن تتخطى الأمر |
Hatta bir noktada sizin gibi olmak istedim, ama tek yaptığınız insanları küçümsemek ve bunun sizi onlardan daha iyi yaptığını düşünmek. | Open Subtitles | في الواقع, لقد أردت بالفعل أن أكون مثلكِ في وقت ما و لكن كل ما تفعلينه هو إذلال الناس و بطريقةٍ ما |
Fakat zamanın bir noktasında seninle senin üstün, ve biliyorum ki, o sert biridir, bir tanıkla ortaya çıkmamda ısrar ediyor, size söz veriyorum bir tanık çıkaracağım. | Open Subtitles | لكن لو في وقت ما أنت ومديرك وأعلم أنه شخص قوي تصرون على أن آتي بحجة |