15 dakika gecikti ama kontrol ettim ve her şey oradaydı. | Open Subtitles | لقد تأخر 15 دقيقة فحسب لكنّي فتشته وكلّ شيء موجود هناك |
Şimdiye dek yaptığım her şey bundan böyle yapacaklarım, hepsi halkımızı korumak için. | Open Subtitles | كل شيء قمتُ به، وكلّ شيء سأقوم به هو من أجل سلامة قومنا. |
Unutmuşsun. Karanlık Olan'larla tecrübem var. - her şey bir manipülasyon. | Open Subtitles | نسيتِ أنّي أمتلك خبرة مع القاتمين وكلّ شيء عبارة عن خداع |
Bu ilaçları al. Baş ağrısına, ateşe, ishale, her şeye iyi gelir. | Open Subtitles | احتفظ بهذا الدواء معك، إنّه جيّد للصداع، الحمّى، الإسهال وكلّ شيء |
Ve herşey normal görünüyor, çocukların yüzleri hariç. | TED | وكلّ شيء يبدو عاديّا باستثناء وجوه الأطفال. |
Ama eminim dostum Casey herşeyi kontrol altına almıştır. | Open Subtitles | أنا واثق أنّ (كايسي) يهتمّ بالأمر، وكلّ شيء تحت السيطرة. |
Şu kavga ve diğer şeyler... biraz zamana bırakırız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقد ان تلك المعركة وكلّ شيء... لذا ربّما نحن يجب أن نهدأ لفترة قليلة. |
Kızımız için savaşa gireceğiz. Burada başarmak uğruna kaldığımız her şey için. | Open Subtitles | نحن ذاهبون لحرب من أجل ابنتنا وكلّ شيء آخر بقينا هنا لننجزه |
Bu sabah uyandığımda her şey normaldi. | Open Subtitles | ،استيقظت هذا الصبـاح وكلّ شيء كـان على مـا يرام |
Ve herkes gerçekten üzgünken ve her şey inanılmayacak kadar kötüyken ve herkes senin için üzülürken. | Open Subtitles | كلّشخص رحيمبحق. وكلّ شيء حزين جدا جدا، وكلّ شخص يشعر بالأسى عليك. |
Çok güzel bir gece ve her şey huzur içinde tek düşüncemiz de aşka kapılmak olmalı. | Open Subtitles | إنها ليلة جميلة وكلّ شيء سلمي و يجب أن نفكّر بالوقوع في الحبّ |
Bayan Connolly, bugün baskıya giriyoruz... ve her şey çok karışık Alex'e sorar mısınız? | Open Subtitles | سّيدة كونيلي , تعرفين، بأمانة نحن سنطبع اليوم وكلّ شيء جنوني هنا |
Bu resifler ölüyor ve her şey tam anlamıyla beni üzüyor. | Open Subtitles | هذه الشعاب تموت وكلّ شيء فقط يجعلني حزينة جدا |
Henüz değil. Ama bir kliniğe gittim ve her şey iyi görünüyor. | Open Subtitles | إلا أنّي قصدتُ عيادة, وكلّ شيء يبدو بخير. |
Ofise gitmeden önce yanına uğrayacağım her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | سآتي إليكِ قبل أن أذهب إلى المكتب. وكلّ شيء سيكون على مايرام. |
Vicdanın içeri, çükün dışarı çıksın ve her şey böylece yoluna girsin. | Open Subtitles | إذن الضمير معدوم، القضيب منصوب وكلّ شيء سيكون على ما يرام |
Olumlu düşünmelisin ve her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | يجب أن تكوني إيجابية وكلّ شيء سيكون بخير. |
Yalnız kalacaksın ve emin ol senin için önemli olan her şey de kaybolacak. | Open Subtitles | وستكون لوحدك حينها وكلّ شيء يهمّك سيزول، أعدك. |
Bu ilaçları al. Baş ağrısına, ateşe, ishale, her şeye iyi gelir. | Open Subtitles | احتفظ بهذا الدواء معك إنّه جيّد للصداع، الحمّى، الإسهال وكلّ شيء |
Kartlara, krikete, her şeye bahis oynardı. | Open Subtitles | كان معتاد على الرهان على البطاقات، والكريكيت، وكلّ شيء |
Artık herşey iyi olacak değil mi tatlım? | Open Subtitles | وكلّ شيء سيصبح بخير أليس كذلك.. حبّوبي؟ وسنأخذكي معنا .. |
İpuçları ve herşeyi gerçek. | Open Subtitles | مع أدلة حقيقية وكلّ شيء |
Ailen ve diğer şeyler... | Open Subtitles | أنا فقط فكر، مع عائلتك وكلّ شيء... |