Ancak, Japonya'nın savaştaki yenilgisinden sonra sadakatini değiştirdin. | Open Subtitles | وبعد ذلك غيرت ولاءك بعد هزيمة اليابان في الحرب |
Her nedense sadakatini benden çok karıma adamayı seçtin. | Open Subtitles | للسبب الذي دفعك لتجعل ولاءك لزوجتي وليس لي |
Ve Sadakatin için, seni yeni Ateş Lordu olarak ilân etmeye karar verdim. | Open Subtitles | و من أجل ولاءك قررت أن أعلنكِ أنتِ زعيمة النار الجديدة |
Bize karşı Sadakatin varsa, bunu kanıtlamak için bir fırsat sana. | Open Subtitles | إذا كان ولاءك لنا حقا. هذهِ هي فرصتك لـ إثباتهِ. |
Çünkü senin hayatında, sadık kalmaya değecek bir şey yok. | Open Subtitles | لأنه ليس لديك أي شيء في حياتك يستحق ولاءك له |
Böyle yapma. Janoth sadakat bekler. | Open Subtitles | هذا ليس موقفا عادلا منك, جانوث يتوقع ولاءك من قمة رأسك لأصبعك. |
Diğer yanda, karına karşı bağlılığın çok çok dokunaklı. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى ، إن ولاءك لزوجتك قد أثر في بحق سأتولى قضيتها |
ve böylece kaybedeceksin, kaybedeceksin, kaybedeceksin, ta ki İsa'ya olan sadakatini bırakmadığın, ve politikaya rehin olmadığın sürece. | Open Subtitles | وسوف تخسرين، تخسرين، تخسرين إلا إذا تخليتِ عن ولاءك للمسيح وتعهدتِ بالولاء للسياسة |
Ne kadar kızsan da özverini ve sadakatini görsün. | Open Subtitles | دعها ترى تفانيك و ولاءك, حتى في مواجهة الإستفزاز. |
Senin ona olan sadakatini anlıyoruz ama ben kendi kanımı terk ettim. | Open Subtitles | نفهم ولاءك له, ولكنني تخليت عن الذين من لحمي ودمي. |
Yeni denetimcinle bir arya gelince ona hayatının tehlikede olduğunu sadakatini defalarca kanıtladığını ve Shepherd'la tanışma vaktinin geldiğini söyle. | Open Subtitles | ، عندما تُقابلين الرجل الجديد أخبريه بأن حياتك على المحك وأنكِ أثبتِ ولاءك مراراً وتكراراً |
Kıza katipliği kendisi ayarlayabilirdi ama sadakatini göstermen için bunu senin yapmanı istedi. | Open Subtitles | كان يمكنه الحصول على الاستكتاب لحفيدته بنفسه لكنه أرادك أن تقوم بذلك من أجله كي تظهر له ولاءك |
Eminim Hank sadakatini takdir ediyordur. | Open Subtitles | أنا واثق من أن "هانك" يقدّر ولاءك الشديد زوجك كان سجيناً مثالياً، |
İşte koruyucu ağabey. Bu Sadakatin karşılık bulmaması ne kadar da kötü. | Open Subtitles | الأخ الحامي، مؤسف أنّ ولاءك ليس متبادلًا. |
- Sadakatin ne kadar daha devam ederdi? | Open Subtitles | إلى أى مدى سيصل ولاءك فى هذه الحالة ؟ |
Ama Sadakatin hiç şüphe götürmez. | Open Subtitles | لكن ولاءك فوق الشبهات |
Sayın Başkan'a naçizane senin gibi tecrübeli, zeki ve sadık bir adamın kendisine ve bu ülkeye büyük hizmetler edeceğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرت الرئيس، برأيي المتواضع أنه و الدولة سيُخدمون جيدا برجل بخبرتك، ذكاءك و ولاءك |
Çünkü sadık olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لانني اعلم ان هذا ولاءك |
Gösterdiğiniz sadakat ve sabra karşılık lütfen elbiseyi hediyemiz olarak kabul edin. | Open Subtitles | ومن فضلك إحتفظي بالرداء كهدية على ولاءك وصبرك. |
bağlılığın ve düşkünlüğün için savaşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكنلاأريدالكفاح.. -للحصول على ولاءك أو عاطفتك |
Eğer gerçekten Mediciler'e sadıksanız Kumandan, size tavsiyem onları alıp gitmeniz ve beni bununla yalnız bırakmanızdır. | Open Subtitles | إن كان ولاءك الحقيقي لآل (ميديتشي) كابتن أقترح أن تأخذهم بعيداً وتترك هذه لي |
Çifte ajan olmanın sorunu şudur ki Sam hiçbir zaman sadakatinin kimden yana olduğundan emin olamazsın. | Open Subtitles | تعلم، أن مشكل كون المرء عميل مزدوج يا سام أنك لا تعرف حقا إلى أي جهة يرتبط ولاءك |
Eski zamanlardaki gibi bana olan bağlılığını göster lütfen. | Open Subtitles | لذا سادعك تقتله لثبت ولاءك لي مثل الماضي |
Senin bana olan sadakatinden hiçbir zaman şüphe duymadım. | Open Subtitles | أنا... لم أشك لحظة فى ولاءك. |
Aşağı Dünya'ya olan sadakatine saygı duyuyorum Raphael ama rica ediyorum, çaresiz durumdayız. | Open Subtitles | "رافايل"، أحترم ولاءك للعالم السفلي. لكن أرجوك، نحن يائسون. |