Evet, Ben burada doğdum. Kocam da burada yetişti, büyüdü. | Open Subtitles | . نعم ، لقد ولدتُ هنا زوجي ترعرع هنا أيضاً |
Ve kurtuluşa giden bu dar patikayı seçerek ben de onunla yeniden doğdum. | TED | من خلال اختيار الطريق الصعب للخلاص، وأنا أيضًا ولدتُ معها مجددًا. |
1993'te Kuzey Kore'nin kuzey kesiminde Çin sınırındaki Hyesan adlı bir kasabada doğdum. | TED | ولدتُ في العام 1993، في الجزء الشمالي من كوريا الشمالية، في مدينة تسمى هايسان، التي تقع على الحدود مع الصين. |
Sabah yıldızı ve güneşin aynı hizada olduğu kutsal bir zamanda doğmuşum. | Open Subtitles | لقد ولدتُ في نهاية دورة المقدس حينّ عبور كوكب الزهرة أمام الشمس |
Benimle ilgili çok eski bir hikaye. doğduğum günle ilgili. | Open Subtitles | . إنه قصة قديمة تلازمني لقد ولدتُ بلا مستقبل |
- Söylediğim gibi, Ben Doğuştan hazırım. | Open Subtitles | ـ مثلما قلتُ لك ، أنا ولدتُ مستعداً |
Yazmayı da seviyorum ama muhasebeci olmak için doğduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أيضاً أستمتع بالكتابة لكنني أشعر حقاً بأنني ولدتُ لأكون محاسباً |
24 Ocak 1979'da doğdum. | Open Subtitles | ولدتُ بالرابع و العشرين من كانون الثاني عام 1979 |
1 Şubat'ta doğdum. Yani 1+2=3. | Open Subtitles | لقد ولدتُ بلأول وهذا واحد اذآ واحد واثنان سياوي ثلاثة |
Evet, Finlandiya'da doğdum. Raivola'da. | Open Subtitles | كلا ، لقد ولدتُ في فنلندا في مدينة ريفولا |
Büyücü doğdum ama aile büyücülük yarışmasında çok bilmiş ağabeyime yenildim. | Open Subtitles | لقد ولدتُ ساحراً ولكني خسرت في منافسة برنامج السحرة العائلي التي فاز بها أخي الكبير. |
1450'de doğdum. Bu 560 yaşındayım demek oluyor. | Open Subtitles | لقد ولدتُ في عام 1450 هذا يجعلني بعمر 560 عاماً |
1450 yılında doğdum. Yani 560 yaşındayım. | Open Subtitles | لقد ولدتُ في عام 1450 هذا يجعلني بعمر 560 عاماً |
Karanlık senin müttefikin sanıyorsun. Ama sen karanlığı sonradan kucakladın. Ben onun içinde doğdum. | Open Subtitles | تظن أن الظلمة لعبتك، لكنكَ ببساطة تبنيتَ الظلام أما أنا، فأنا ولدتُ فيها، ترعرتُ بداخلها |
Hayır, Hindistan'da doğdum ve bir yaşıma gelmeden buraya taşındık. | Open Subtitles | لا ،، لقد ولدتُ في الهند وإنتقلتُ إلى هنا قبلَ أن أتِمَ عامي الأول |
- Evet, demek kıyak olmayı seviyorsun. - Elbette. Kıyak dolanmak için doğmuşum. | Open Subtitles | ـ أجل، لا بد إنّكِ تحبين النشاط ـ أجل، أعني ولدتُ لأجل النشاط |
Bizimkiler de Selânik'ten göçmüş. Ben burada doğmuşum. | Open Subtitles | وعائلتنا جاءت من سالونيك أيضاً، فقد ولدتُ هناك |
Ama daha önce, doğduğum yere gideceğim. | Open Subtitles | لكنّ أولاً سوف أعودُ للمكانِ الذي ولدتُ فيه |
Doğuştan güzel olsaydım gider ben de katılırdım. | Open Subtitles | "الوجوه الجديدة في الأفلام" لو أنني ولدتُ جميلة، لجربتُ الآن |
Buyüzdenbu müzeyi ayakta tutuyorum herkese nasıl bir güçten doğduğumu göstermek için ve hangi güce sahip olduğumu. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا أبقيتُ هذا المتحف سليماً لأذكر الجميع بالقوة التي ولدتُ بها |
Tennessee'de doğup büyüdüm. - Peki buraya nasıl geldin? | Open Subtitles | لا, أنا من ولاية تينيسي ولدتُ وتربيتُ بها |
Hatırlıyorum. Doğma büyüme buralıyım, efendim. | Open Subtitles | أنا أتذكرهم جيداً ولدتُ ونشأتُ هناك سيدي |
Ama eğer daha erken doğmuş olsaydım... iyi bir Hristiyan olarak yaşamış ve ölmüş olurdum. | Open Subtitles | لو أنّي ولدتُ في وقتٍ أبكَر من هذا لكنت قد عشتُ ومتُّ كمسيحيٍّ صالح |
Bundan tam 4.165 gün önce, 26 Ekim 2000'de dogdum. | Open Subtitles | {\1cHFFFF0}لقد ولدتُ قبلَ 4.161 يوماً" "في 26 ، أكتوبر . |
- Buranın eski binasında doğmuştum. | Open Subtitles | لقد ولدتُ هنا بالجناحُ القديم. |
doğduğumda hiçbir şeyim yoktu ve ölürken de olmayacak. | Open Subtitles | لقد ولدتُ لا أمتلك شيئاً وسأموتُ لا أمتلك شيئاً |
Ben 1971 yılında Simi Vadisi, Kaliforniya doğumlu bir yaz çocuğuyum. | Open Subtitles | كنتُ طفلة الصيف، ولدتُ في عام 1971 في منطقة (سيمي فالي، كالفورنيا) |