oğlun pırlanta gibi çocuk. Onu evlendirmelisin. Sıkıntıların bitmeli. | Open Subtitles | ولدك جوهرة, عليكِ أن تزوجيه وسيتلاشى قلقك عليه |
oğlun okula gitmiyor mu? | Open Subtitles | لا يعرف الـ سي أي ابدا هل ولدك الصغير يذهب إلى المدرسة؟ |
Baba, oğlunu acı çekerken görmek hoşuna gidiyor diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أبي.. أعتقد أنك تستمتع حقاً في رؤية ولدك يعاني.. ؟ |
Olmamı istediğiniz, Oğlunuz olarak gurur duyacağınız bir insan olmaya çalıştım. | Open Subtitles | لأكون لرجل الذي أردتنى أن أكونه شخص، تكون فخور بدعوته ولدك |
oğlunun nerede olduğunu söyle. Silah kullanmayacağız. | Open Subtitles | أخبرنا عن مكان ولدك, لا يجب أن يكون هناك أي اطلاق للنار |
Öldüğünde oğlunuzun kaç yaşında olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك إخبارنا كم كان عمر ولدك عندما قتل؟ |
May oğlun tüccar olacak. May kızın çok açıkgöz olacak. | Open Subtitles | يمكن أن يصبح ولدك تاجراً يمكن أن تصبح ابنتك رشيقة الأصابع |
Teal'c, o senin oğlun, ama bu onun yaşından çok daha büyük bir bilgelik. | Open Subtitles | تيلك.. اعلم انه ولدك ولكنها حكمه اكبر من سنه |
Bu rekor oğlun okula başlayana kadar kalacaktır. | Open Subtitles | ذلك رقـم قيـاسي سيصمـد حتـى يذهـب ولدك للمدرسـة |
Bana sorarsan, oğlun sadece biraz ilgi istiyor. | Open Subtitles | أذا سألتني, ٍاقول لك أن ولدك فقط يريد أن ننتبه اليه. |
İlk kasanın yerini söyle parayı alayım ve oğlunu bırakayım. | Open Subtitles | أخبرني أين مكان الخزنة الأولى سآخذ هذه الأموال وأترك ولدك |
Ben senin oğlunu dövdüm, bırak beni o cezalandırsın. | Open Subtitles | تشاجرت مع ولدك وضربته لذلك فدعه يعاقبنى هو |
- Yakında oğlunu göreceksin. - Bunu biliyorum. | Open Subtitles | ـ فانك سوف ترى ولدك قريبا جداً ـ اعلم هذا |
Hayal edin ki bir öğrenci Kalküta'dan birden sizin Oğlunuza bir şeyler öğretiyor olsun, ya da sizin Oğlunuz Kalküta'daki o çocuğa bir şeyler anlatabilir mi? | TED | تخيلوا ما سيحدث لو ان ذلك الطالب في كلاكتا استطاع تعليم ولدك فجأة أو ان ابنك استطاع تعليم ذلك الطفل في كلاكتا؟ |
Efendim Oğlunuz düşündüğünüzden daha değerliydi benim için. | Open Subtitles | سيدي. ولدك كان يعني بالنسبة إليّ أكثر مما تعلم. |
oğlunun onu nasıl öldürdüğünü anlatırsan memnun oluruz. | Open Subtitles | سنقدّر ذلك ، نظرا للطريقة التي قتله بها ولدك |
En sonunda oğlunun arkasında olduğuna sevindim, ama beni bundan daha iyi tanıdığını sanıyordum, Lionel. | Open Subtitles | مسرورة لرؤيتك أخيراً تدعم ولدك لكني اعتقدت بأنك تعرفني أكثر من ذلك يا ليونيل |
Kıymetli oğlunuzun hayvanları besleyemeyecek kadar şımartılmasından mı hep bunlar? | Open Subtitles | كلّ ذلك لأن ولدك الغالي فاسد لدرجة عجزة عن إطعام الماشية |
Sanırım, bu...zor oğluna bakıyorsun ve bir adamla konuştuğunun farkına varıyorsun ve o adamın artık babasının tavsiyesine ihtiyacı olmadığını görüyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك أمر صعب أن تدرك بأنك تتحدث إلى ولدك كرجل حقيقي رجل لم يعد بحاجة إلى نصيحة والده مجدداً |
Senin harika çocuğun çıkacağı turneden haberim var. | Open Subtitles | أعلم أن ولدك المدلل قدافتتحمتجرهفيالحي اللاتيني. |
Şimdi kaktüs altında uyuyan halimi yapın! BU IRKÇILIK. Oğlunuzu teslim edin. | Open Subtitles | والآن إرسموا لي شكلاً و أنا مُستلقياً تحت شجرة صبّار. سلّمنا ولدك. |
Bir gardiyan öldürebilir misin? Çocuğunu benzin istasyonunda bırakabilir misin? | Open Subtitles | أن تقتل حارساً ، أن تترك ولدك داخل محطة الوقود |
Eski kocan yeniden evlendi, oğlunla konuşmuyorsun sırlarını kiminle paylaşıyorsun? | Open Subtitles | زوجك تزوج مرة أخرى ، لا تتحدثين مع ولدك ، لذا من ستثقين به ؟ |
Sizi birkaç defa aradım. Afganistan'da oğlunuzla tanışmıştım. | Open Subtitles | قابلت ولدك في افغانستان وقد اتصلت عدة مرات |
Yani, çocuğunuz olduğunu farzediyorum ama kardeşiniz de olabilir. | Open Subtitles | أعني، أنا أفترض انه ولدك الا أذا كان أخوك الأصغر ؟ |
Bakın, sırf Oğlunuza iyi davranmış diye bir katilin kaçmasına göz yumamayız. | Open Subtitles | اسمعى, لا يمكننا ان نترك قاتلا طليقا,فقط لأنه كان عطوفا على ولدك |
Benimki değil tabii Ama seninki yaşlı oğlan | Open Subtitles | لا اعني بالطبع لكن ولدك العجوز |