Ne yazık ki üst uzuv protezlerinde çok başarılı değiliz. | TED | ولسوء الحظ ، فإننا لانبلي جيداً في صناعة الأطراف العلوية. |
Bundan kaçmayı denedi, Ne yazık ki striptiz ayakkabılarını çoktan giymişti. | Open Subtitles | ولذلك قررت الهرب ولسوء الحظ سبق وأن ارتدت حذاء الرقص الثقيل |
ve maalesef bu sayılar gösteriyor ki evinizde iki kopyacı var. | Open Subtitles | ولسوء الحظ , هذه الأرقام يبين بأن لديك غشاشين يعيشان في بيتك |
Maalesef ki ihtiyacımız olan bu kimyasallar sadece beden tehlikede olduğunu hissedince beyin tarafından üretiliyor. | Open Subtitles | ولسوء الحظ الإشارات التي نحتاجها هي تلك الإشارات التي يطلقها الجسم عندما يكون في حالة خطر |
malesef, cok vakit gecmeden sirket iflas etti. | TED | ولكن بعد فترة قصيرة , ولسوء الحظ, فقد أعلنت الشركة افلاسها. |
Karar verici, mesajı kontrol eden kişi, masada oturuyor ve Ne yazık ki, her bir dünya inancında o kişiler kadınlar değil. | TED | صانع القرار، الشخص الذي يسيطر على الرسالة جالس على الطاولة، ولسوء الحظ في كل ديانة عالمية ليس هناك نساء. |
Gel de bunu işinden olan fakir ve şanssız insanlara anlat. Öyle olmalıydı tabii... | Open Subtitles | ولسوء الحظ ان المحترف مثلى كالمحتل. هناك قضية صحف الرئيس السابق... |
Ama maalesef örgütünüzün geri kalanı için aynı şeyleri hissetmiyorum. | Open Subtitles | ولسوء الحظ ، لا أشعر بنفس الشعور تجاه بقية منظمتك |
Yasadışı bir araştırmadan dolayı iki yıl önce soruşturma geçirdi, ama Ne yazık ki soruşturma hiçbir şeyi açığa çıkaramadı. | Open Subtitles | محققينا تحققوا منه لسنتين لأبحاثه الغير شرعيه عن لأستنساخ ولسوء الحظ . هذه التحقيقات فشلت في إظهار أي تهم ضده |
Ne yazık ki şu an hissettiğim tek şey yorgunluk ve açlık. | Open Subtitles | ولسوء الحظ الشيء الوحيد الذي أشعر به الآن هو التعب و الجوع. |
Ne yazık ki buna başka yerde rastlayamazsınız. Birçok yerde yürüyen merdivenin iki yanında da durarak geçişi kapatırsınız. | TED | ولسوء الحظ ليس في كل مكان هذه هي القاعدة وهناك عدة أماكن حيث يمكنك الوقوف في الجانبين وملء السِلم الكهربائي. |
Ne yazık ki bunu yapmak için buldukları bir yol da, komplo teorisi veya fanatiklik içerikleri önermek. | TED | ولسوء الحظ إحدى الطرق التي اكتشفوا فيها القيام بذلك هي التوصية بمحتوى نظريات المؤامرة أو التعصب. |
Ve biz alternatif enerji kaynakları bulana kadar madenler çökecek, savaşlar çıkacak ve maalesef bize enerji sağlamak adına ölen insanlar işin yan etkisi olarak görülecek. | Open Subtitles | وحتى نجد مصدر طاقة بديلة الألغام ستوضع والحروب سوف تقوم ولسوء الحظ |
Bu okuldaki öğretmenlerin işleri başlarından aşkın ve ve maalesef ki birçoğu Sue gibi sanatın vakit kaybı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يعملون أكثر من طاقتهم ولسوء الحظ ، اكثرهم يتفق مع سو بأن الفنون هي مضيعة للوقت |
ve maalesef alkolik değilim. Wade iyiymiş. | Open Subtitles | ولسوء الحظ أنا لست مدمناً على الكحول ويد بخير |
Maalesef ki, gelecekte de bu tür sorunlarla uğraşmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | ولسوء الحظ سوف تضطرين للتعامل مع هذا مجددا في المستقبل |
0nları farketmediniz mi yolda? malesef yoldan çıktılar ve kolay olsun diye madalyaları aldılar. | Open Subtitles | وسلكوا في طريق الحشائش الجانبي مثلكم ولسوء الحظ تركوا الطريق الكرب وأخذوا طريق الحشائش لتسهيل رحلتهم |
Ve Ne yazık ki hafta boyunca biz şehir sakinlerini bunaltmaya devam edecek. | Open Subtitles | ولسوء الحظ سَيَبْقى مَعنا قاطنوا المدينةِ خلال بقيّة الإسبوعِ |
Ama maalesef, Titan füzeleri, ancak kuyrukluyıldız birkaç saatlik mesafeye yaklaştığında ateşlenebiliyor. | Open Subtitles | ولسوء الحظ لن نستطيع إطلاق القذائف سوى قبل التصادم بقليل |