| Bunu yapan başka eyaletler var ama biz yapmıyoruz. | TED | هناك بعض الولايات التي تفعل ذلك، ولكننا لا نقوم بذلك. |
| ama biz Pazar gazetelerine çıkmayı pek sevmeyiz. | Open Subtitles | ولكننا لا نرغب ان نكون على صفحات الجرائد |
| Hakikaten öyle, saygıdeğer leydi. Ancak akşam yemeğinden sonra hiç burada oturmayız. | Open Subtitles | حقا، بان النوافذ كذلك، سيادتك، ولكننا لا نجلس هنا ابدا بعد العشاء. |
| Neden soygun olabilir, ama diğer şeyleri göz ardı etmiyoruz. | Open Subtitles | ومن الممكن كان الدافع السرقة، ولكننا لا نستبعد أي شيء. |
| - Ama bu arazide bir şey tüttüremeyiz. | Open Subtitles | ولكننا لا نستطيع استخدامها في المنزل في المنزل؟ |
| Kusursuz değiliz evet, ama dalga geçilmeyi de hak etmiyoruz. | Open Subtitles | لا، لسنا مثاليين. ولكننا لا نستحق أن نكون محض سخرية. |
| Kusura bakma ama ne çeşit bir aşçı olduğunu bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | اعذرني, ولكننا لا نعرف اذا كانت تستطيع الطبخ |
| Ne zaman doğacağamızı kontrol edemeyiz. | Open Subtitles | أعلم أنه وقت غير مناسب ولكننا لا نتحكم في يوم ميلادنا |
| Ülkedeki en hızlı büyüyen teknoloji firmalarından biriyiz. Fakat, biz ayrımcılık yapmıyoruz. | Open Subtitles | إننا أحد أكثر شركات التكنولوجيا تطورًا في الأمة، ولكننا لا نقوم بالتمييز |
| CO: Evet, ama şu noktada hangi evlerin yardıma ihtiyacı olduğunu bile bilmiyoruz ki! | TED | كايتريا أونيل: نعم، ولكننا لا نعلم حتى اي من المنازل تقدم المساعدة في هذه المرحلة. |
| Belki yapabiliyorlar. ama biz yapamayız. | Open Subtitles | ربما بامكانهم, ولكننا لا نقدر ولكننا لا نستطيع |
| Memur Bey, üzgünüm ama biz evde sakız çiğnemeyiz. | Open Subtitles | ايها الضابط , عذراً , ولكننا لا نسمح بالعلكة داخل منزلنا |
| Sen kaçtın, ama biz Floransa'da hala hatırlıyoruz. | Open Subtitles | هرب بعيدا؛ ولكننا لا نزال نتذكر في فلورنسا |
| ama biz yeni takım istemiyoruz Biz bunları istiyoruz. | Open Subtitles | ولكننا لا نريد أطباقاً جديدة بل نريد هذه الأطباق |
| Adam bize parasını ödememizi söyledi, Ancak İngilizce bilmiyorduk. | TED | وطلب منا أن ندفع، ولكننا لا نتحدث الإنجليزية. |
| Bu gezegenlerin gözlemlerine sahibiz Ancak hangilerinin yaşanılabilir olduğunu henüz bilmiyoruz. | TED | لدينا هذه الملاحظات من أولئك الكواكب، ولكننا لا نعلم بعد أيهم صالح للحياة. |
| Sıcak olacağını biliyoruz, Ancak ne kadar sıcak olacağını tam olarak bilmiyoruz. | TED | نحن نعلم أن الطقس سيصبح حاراً، ولكننا لا نعرف تماماً كم سيصبح مستوى الحرارة. |
| Ama bütün bu gelişmelerin ne kadar hayret verici olduğunu takdir etmiyoruz. | TED | ولكننا لا نُقدّر ما حدث لنا من أشياء مذهلة. |
| - Bir şeyleri uçuruyor, yok ediyor... - Hayatla ölüme müdahale etmiyoruz. | Open Subtitles | أنتِ تجعلين الأشياء تطير وتختفي ولكننا لا نتلاعب بالحياة والموت |
| - Ama asla oraya dönemeyiz. Asla. | Open Subtitles | ولكننا لا يمكن أبدا أن تذهب إلى هناك. |
| - Ama başka ne planı olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | كذلك، ولكننا لا نعلم ما كان يعتزم له |
| Evet, ama iksir olmadan Masselin'i yok edemeyiz. | Open Subtitles | أجل، ولكننا لا نستطيع قتل، مازلِن من دون الجرعة |
| Bu Rün'ün anahtar olduğunu biliyoruz ama ne açtığını veya bizi kimlerin ya da nelerin engelleyeceğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | لقد كنت افكر نعلم ان هذا الفرس الاغبر معه مفتاح ولكننا لا نعلم ماذا يفتح |
| Bu bilet muhteşem dünyalara seyahat bileti fakat biz iyi kullanamıyoruz. | TED | أننا نمتلك تذكرة رائعة لنسافر إلى عوالمنا الاجتماعية ولكننا لا نحسن استخدامها |
| Yolculuğu hakkında pek bir şey bilmiyoruz, çünkü ailesiyle iletişim kurmakta zorluklar yaşamıştı, ama çabaladığını biliyoruz. | TED | ليس لدينا معرفة كبيرة عن رحلاته لأنه كان يواجه صعوبة في الإتصال بعائلته، ولكننا لا نعرف بأنه واجه وقتا عصيبا. |