ويكيبيديا

    "ولكنْ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ancak
        
    • biliyorum ama
        
    ancak sizinle yüz yüze görüştükten sonra bu işte emin ellerdeyiz gibi hissediyoruz. Open Subtitles ولكنْ بعد مقابلتكما وجهاً لوجه أصبحنا نشعرُ أننا بين أيدِ أمينة
    ancak bütün bunları açıklığa kavuşturmak zorundaydık çünkü bazılarının iddia ettiğini aksine bu gerçekten bir otomobil programı. Open Subtitles أجل، ولكنْ كان علينا أن نُوضح كل هذا لأنَّه وعلى عكس ما يقولُه بعض الناس هذا حقاً برنامجُ سيارات
    ancak 3 milyon pound'luk bir kaza yapmadan önce hangimizin arabası daha iyi görmek için testlere başlamaya karar verdik. Open Subtitles ولكنْ قبل أن نُنهى اليوم بحادث تكلفته ثلاثة ملايين جنيه إسترليني قرَّرنا أن نبدأ الإختبارات لنرَ أيُّ السيارات هى الأفضل
    ancak eğer 60'dan daha yavaş bir hızla yakalandıysanız lütfen dürüstçe bize yazın. Open Subtitles ولكنْ إن حدث وتمَّ الإمساكُ بك لأنك تسير بسرعة 37 ميلاً في الساعة فراسلنا ودعنا نعرف
    Senin için süpriz olduğunu biliyorum ama, dünyada polis olmanın dışında şeyler de var. Open Subtitles انا اعلم ان هذة مفاجأة كبيرة , ولكنْ هُناك اشياء اخري غيرانتكونظابطشُرطة.
    ancak maalesef çok ağır ve göreceğiniz gibi çok agresif. Open Subtitles ولكنْ لسوء الحظ، المضمارٌ ثقيلٌ للغاية كما أنه -كما سترون
    ancak, arabayı yakıtla doldurduğunuz her üçüncü seferde, Bagajdaki bir su deposunu doldurmanız gerekir. Open Subtitles ولكنْ هذا يعني أنّه مقابل 3 مرات من التزود بالوقود عليك أن تتزود مرةً بالمياه
    Biliyorum kulağa saçma geliyor ama her detayını hatırlayabiliyorum. Uzak bir ihtimal ancak... Open Subtitles لكنّي أتذكّر كافّة التفاصيل وستكون محاولة ضعيفة، ولكنْ...
    Çabuk ve acısız olacağını söylemek isterdim ancak... Open Subtitles يا ليتني كنت أستطيع القول أنّ الأمر سيكون سريعاً وبلا ألم ولكنْ...
    Onu da istiyorum ancak bu insanlar bize başka seçenek bırakmıyorlar. Open Subtitles أريد ذلك أيضاً ولكنْ... هؤلاء القوم لا يتركون أمامنا أيّ خيار فربّما سنضطرّ...
    Bir mağazada veya alışverişte çok iyi anlaşabiliriz ancak iş, arabalara ve motorlu araçlara geldiğinde kullandığınız her kelime farklı. Open Subtitles يُمكننا أن نتحدَّث جيداً إن كنا في محل أو مطعم ولكنْ عندما يتعلَّق الأمر بالسيارات والمُحرِّكات كُل كلمة تستخدمونها مختلفةٌ عن كلماتنا
    ancak şunu demeye vakit var. Open Subtitles ولكنْ لدي مستعٌ مِن الوقت لأقول
    En ucuz M serisi arabanın en iyisi olduğunu söylemeyi çılgınca bulabilirsiniz ancak bir de şu açıdan bakın. Open Subtitles قد تظنون أنّه دربٌ مِن الجنون أن نقول أنَّ أرخص سيارةِ مِن فئة "إم" هى السيارة الأفضل ولكنْ فكروا في الأمر بهذه الطريقة
    Anlaşılması güç bir hikaye ancak evet, öyleyim. Open Subtitles قصّة متشابكة ولكنْ... أنا كذلك فعلاً
    Tam olarak öyle sayılmaz ancak sonunda intikamını almaya ne dersin? Open Subtitles -ليس تماماً، ولكنْ ... ما رأيك في أنْ تنال فرصتك أخيراً للانتقام؟
    ancak hiçbir şey M2'yi afallatmıyor. Open Subtitles ولكنْ لا شئ هنا قد أعاق "سيارة "إم 2
    ancak sırada ikinci gün var. Open Subtitles ولكنْ الآن، إلى اليوم الثاني
    Dünyayı değiştireceğime. ancak tek yaptığım... Open Subtitles وأغيّر العالَم ولكنْ...
    ancak olur da inanmazlarsa bebeği sen alır mısın? Open Subtitles {\pos(190,230)}... ولكنْ {\pos(190,210)}في حال لمْ يصدّقوني أيمكنك الاحتفاظ بالطفلة؟
    Rumple... seni seviyorum senin de beni sevdiğini biliyorum. Ama birlikte olmamız sadece kalp kırıklığı getirecek. Open Subtitles وأعتقد أنّك تحبّني ولكنْ وجودنا معاً لا يسبّب سوى قلوباً جريحة
    Şampanyayı sevdiğini biliyorum, ama inan ki Crystal'a güvenebilirsin. Open Subtitles أعرف ان هذا بسبب الشمبانيا , ولكنْ صدقيني ! تستطيعن ان تثقي بِنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد