| Hayır, iyi değilim. ama hey, sen kazandın, Adalet yerini buldu. Kimin umrunda, değil mi? | Open Subtitles | لا لستُ بخير ولكن أنتَ فـُزت والعدالة أخذت مجراها من يكترث إذن |
| İyi değilim. ama, sen kazandın, adalet yerini buldu. Kimin umurunda? | Open Subtitles | لا لستُ بخير ولكن أنتَ فـُزت والعدالة أخذت مجراها من يكترث إذن |
| Evet, iğrenç kokuyorsun, ama tavuğum geriliyor; altın yumurtaların, o kırışmış kıçından düşmesi riskini alamam. | Open Subtitles | أجل، تفوح منكَ رائحة نتنة ولكن أنتَ تعلم إن توتّرت امرأتي قد تكف عن تزويدي بالمال |
| Bu ekibi hâlâ sen yönetiyorsun ama artık sen de benim gibi bir hırsızsın. | Open Subtitles | انظر ، لا تزال تدير هذا الطاقم ولكن أنتَ لصٌ الآن تماماً مثلي |
| ama seni kurtarmaya geliyor. O seni kurtaramaz ama sen kendini kurtarabilirsin. | Open Subtitles | ولكنها قادمةٌ لإنقاذك، أنا لا أظن أنها قادرةٌ على ذلك، ولكن أنتَ قادر على ذلك |
| Hayır değiliz. ama siz öylesiniz. | Open Subtitles | كلا، ليس لدينا ما يكفي ولكن أنتَ لديكَ ما يكفي |
| ama birden fazla silah olduğunu gayet iyi biliyorsun. | Open Subtitles | ولكن أنتَ على دراية كاملة بأن هُناك أكثر من مُسدس. |
| ama senin de bu alayın komutasının sende değil, bende olduğunu unutmaya eğilimin var. | Open Subtitles | ولكن أنتَ من لديك القابلية للنسيان أنى أنا قائد هذه المَنطقة وليس أنتَ |
| Normalde sizinle çoktan yollarımızı ayırmış olurduk ama sizin durumunuz farklı. | Open Subtitles | بالعادة، أنا وأنتَ بهذا الوقت نكون قد رحل كل منا بطريقه ولكن أنتَ من هو عليه |
| ama öyle yapmayacaksın, değil mi? Yapacağını da düşünmemiştim. | Open Subtitles | ولكن أنتَ لا تنوي القيام به أليس كذلك, انا لا أعتقد ذلك |
| ama şanslısın. Rehin almak zorundayım. | Open Subtitles | ولكن أنتَ محظوظ ، فسوف أبقيكَ كرهينة |
| Öylece ölmesine izin verdiler ama asıl senin yüzünden öldü. | Open Subtitles | لقد تركوه يموت ، ولكن أنتَ قتلته |
| Oh kesinlikle, ama... biliyorsun bu futbol şeyim var. | Open Subtitles | ...بالطبعْ، ولكن أنتَ تعلم، لدي تلك الإصابة من مباراة كرة القدم |
| - Evet ama jantları sen aldıydın. - En azından onları değiştirirler. | Open Subtitles | أجل، ولكن أنتَ من اشترى تلك الحافات |
| Şunu belirteyim: Durum tamamen kontrolümüz altındaydı ama iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | -امم فقط لـ أكون واضح كان تحت سيطرتنا ولكن أنتَ فعلتَ عمل جيدا |
| ama gitmek istersen benim için hiç sorun değil. | Open Subtitles | ولكن أنتَ مرحب أن تذهب إذا أردت |
| ama gerçekten senin bilip de benim bilmediğim, uzay-zaman sürekliliğinde bir kırılma olabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنّ هناك احتمال لقطع الزمن/الفضاء المتصل لا أعرف عن ذلك، ولكن... أنتَ تعرف؟ |
| Hayır sanmıyorum. ama hem siz, hem de Dublin bu davaya karışmış durumdasınız değil mi? | Open Subtitles | كلا ، لا أعتقد ذلك - ولكن أنتَ و(دابلن) مشاركان في تلكَ القضيّة - |
| Seninle konuşmayı seviyorum Wilke ama sen benim tipim değilsin. | Open Subtitles | أنا أحب التحدث إليك (وولكي) ولكن أنتَ فقط لستَ نَوعي المُفضل |
| Kulağa nasıl geldiğini biliyorum ama... | Open Subtitles | أعلم كيف يبدو الأمر ... ولكن أنتَ |