Eşin ve onun göçmen uygunsuz arkadaş takımı bu görüntülerde her yerdeler. | Open Subtitles | زوجك وله فرقة من غير الأسوياء المهاجرين هي في جميع أنحاء لقطات. |
Bugün, rahatsız edici bir soruyla ve onun aynı şekilde rahatsız edici cevabıyla ilgili konuşmak üzere buradayım. | TED | أنا هنا لأتكلم عن سؤال مزعج وله اجابة تتساوى له بالازعاج. |
Hiccup ve onun küçük ejderha kulübü ejderhamızı elinde tuttuğu sürece bize dinlenmek yok! | Open Subtitles | طالما هيكاب وله القليل بنادي التنانين يكون التنين الخاص بك معه لن يهدأ لنا بال |
Son zamanlarda ise dil bilimciler, konuşmanın yazıdan ayrı, kendi düzen ve kalıpları olan bir fenomen olduğunu öne sürdüler. | TED | ولكن حديثاً فهم علماء اللغة أن التحدث مختلف عن الكتابة وله قوانينه وأنماطه |
Trenton'ın Gurur'u geleceği olan bir şampiyondur. | Open Subtitles | برايد ابن ترينتون بطل وله مستقبل حقيقى .. |
Gözlerinde korku , vücudunda ürperti yok, ve onun yumruğunun rakibi yok! | Open Subtitles | ليس هناك خوف فى عينيه ولا رجفة فى جسده وله ضربة قاضية لامثيل لها |
Bay Jerry Lee Lewis ve onun çılgın piyanosu! | Open Subtitles | السيد جيري لي لويس وله الضخ وأبوس]؛ البيانو! |
ve onun için,abim için, bizden çok uzakta olan. | Open Subtitles | .وله, لأخي الكبير الذي كان بعيداً جداً |
Bu ben ve onun için onu yapmak çok önemli. | Open Subtitles | ذلك مهم لي وله, لم نستطع ان نفعل ذلك |
O ve Amiral Canaris ve onun Abwehr'i SD ve Hitler'den nefret eder. | Open Subtitles | هو والأدميرال Canaris وله Abwehr تستنكف SD |
Tamamdır, beyler, aramızdaki hangi zavallı Jay Niles ve onun 95-millik rekoruyla antreman yapacak? | Open Subtitles | جميع الحقوق، أولاد، وهو ستعمل أن يكون أول اللعنة الفقراء لاتخاذ ممارسة الضرب من جاي النيلين وله 95 ميل في الساعة الكرة السريعة؟ |
ve onun hatırlanma saplantısı... | Open Subtitles | وله أه يجب أن نتذكر الهوس. |
İtalya ve onun uğruna. | Open Subtitles | لـ ايطاليا وله. |
Senin ve onun amına koyayım demek istedim. | Open Subtitles | أقصدها كما هي, بئساً لك وله |
Isaac ve onun erkek ile kapali geri. | Open Subtitles | التراجع مع اسحق وله الأولاد. |
ve onun plaj mobilyaları harabe, | Open Subtitles | وله شاطئ الأثاث في حالة خراب، |
Bir baba ve onun... en çok sevdiği çocuğu arasında. | Open Subtitles | بين a أَبّ وله... إبنه المفضّل. |
Üzerinde yıldız şeklinde gözleri ve keçeden yapılmış iri kaşları ve kocaman soğandan kırmızı burnu olan bir kesekâğıdıydı. | Open Subtitles | كيس بقالة وله عينين بشكل نجوم وحواجب على شكل سجادة وأنف أحمر بصلي |
Eğer üzerinde sincap kuyruğu olan bir şapka bulursam haber veririm. | Open Subtitles | حسنا، إذا عثرت على قبعه سنجاب وله ذيل سوف أخبرك |
Pek çok değişikliği olan bir iş. | Open Subtitles | إنه عمل جيد وله الكثير من المميزات |