Bu yüzden düşkün devletler tüm bir bölgeyi kaosa ve çatışmaya sürükleyebilir. | TED | ولهذا السبب يمكن للدول الفاشلة ان تسحب مناطقها بأكملها الى الفوضى والعنف |
UR: Bunu daha önce öğrenmemiştim, ama bana sahnede bunu çalacağımızı söyledi, bu parçayı tanıyordum, Bu yüzden öğrenirken çok keyif aldım. | TED | ع. ر: لم أتعلمها من قبل، لكنه قال لي أننا سنعزف ذلك على الخشبة، وبالتالي كنت مطلعا عليها، ولهذا استمتعت كثيرا بتعلمها. |
Bu yüzden Twitter'da fotoğraf paylaşımına başladığımızda konum bilgilerini kapatmaya karar verdik. | TED | ولهذا السبب، عندما أطلقنا الصور في تويتر، قررنا أن نستثني المعلومات الجغرافيّة. |
Bir hücreye kapattılar. İlk alınan bendim, O yüzden beni bir hücreye koydular, | TED | ثم قاموا بوضعي في زنزانة. لقد كنت أول المعتقلين، ولهذا وضعوني في زنزانة، |
İşte Bu yüzden 40 farklı girişimci bu problem üzerinde çalışıyor. | TED | ولهذا السبب يعملُ 40 من أصحاب المشاريع المختلفة على هذه المشكلة. |
Bizim için önem taşıyan şeyleri ölçeriz. Bu yüzden de kimse bir şeyi ölçmeye zahmet etmediğinde ihmali hissederiz. | TED | كلنا نقيس الأمور التي تهمنا، ولهذا نحس بالإهمال حين لا يولي أي أحد الأهمية لقياس أي شيء على الإطلاق. |
Bu yüzden, artık bu şekilde konuşmaya bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | ولهذا السبب يجب أن نتوقف هنا والآن عن الحديث هكذا |
Siyah arabayı gördüğümde korkmuştum Jean olabilirdi, Bu yüzden George'un evine gittim. | Open Subtitles | عندما رأيت هذه السيارة السوداء خفت أن يكون جان، ولهذا ذهبت لجورج |
Herşeyi anlatmasını bekleyemezsin, değil mi? Bu yüzden o Duke. | Open Subtitles | انت لا تتوقع منه ان يخبر الجميع ولهذا هو الدوق |
Ve Bu yüzden bence sen dükkana gidip alışverişimizi yapsan daha iyi olacak. | Open Subtitles | ولهذا اعتقد بانه يجب عليك الذهاب الي المركز التجاري من اجل التزود بالامدادات |
Ben bu evliliğin başarılı olmasını istiyorum,seni Bu yüzden uyarıyorum. | Open Subtitles | إنني أرغب بأن ينجح هذا الزواج ولهذا السبب أنا أحذرك |
Ama onlar buna inanmayacaktır. Bu yüzden bir birimize ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ولكن هذا صعب عليهم أن يصدقوه, ولهذا فنحن نحتاج بعضنا البعض |
Bu yüzden Tony, zaman zaman giysi odasının kapısını açmak zorunda kalıyordu. | Open Subtitles | ولهذا من حين لآخر كان يتعين على طوني فتح نوافذ الغرفة للتهوية |
Bebeğim, benim için çok değerlisin. Bu yüzden benim bebeğimsin. | Open Subtitles | حبيبتي ، أنتي تعنين لي الكثير ، ولهذا أنتي حبيبتي |
Her şeyden öte iyilikle dolmaya hazırlar. Seni Bu yüzden gönderdim. | Open Subtitles | ولهذا السبب قدرتهم على الخير ، جعلتني أرسلك لهم يا بنيّ |
Bu yüzden yasa dışı bir işe karışmadığımı söyledi size. | Open Subtitles | ولهذا ستقول لك أنني لا علاقة لي بعمل غير قانوني |
O yüzden, onu emekliye ayırdık, ve davayı ben aldım. | Open Subtitles | لهذا السبب وضعناه في الإسطبل ولهذا أتولى أنا هذه القضية |
Artık ipler küçük arkadaşımın elinde değil, O yüzden gitsen iyi olacak. | Open Subtitles | نعم, لكن صديقى ليس المسؤول عن البيت ولهذا يجب عليكى انت تذهبى |
Bu nedenle gelir gelmez onu ziyarete gitmelisiniz. Ziyaretine gitmek mi? Hayır. | Open Subtitles | ـ ولهذا عليك القيام بزيارته بمجرد قدومه لا,لا لست أرى مناسبة لذلك |
Bugün buraya seni bulmak Ve bu güvenceyi vermek için geldim. | Open Subtitles | ولهذا السبب جئت الى هنا اليوم لايجاد لكم وجعل هذا التعهد. |
Onun yakınına bile yaklaşmayacaksın, endişelenecek hiçbir şey yok Yani. | Open Subtitles | ،ليس عليك الإقتراب منها بتاتًا ولهذا لا شيء لتقلقي حياله |
Zaten tüm erkekleri çekici buluyorum, birini bulamamamın sebebi de bu zaten? | Open Subtitles | لكنّي أرى أن كلّ الرجال وسيمين. ولهذا لا يمكنني أن أختار أحدهم. |
Ve Böylece insanlar bulutları araya giren şeyler olarak düşünüyorlar. | TED | ولهذا ترتبط السحب عند الناس بفكرة كونها أشياء تعترض الطريق. |
Bunun için, maalesef, dört metrelik kanat genişliği yeterli değil. | TED | ولهذا ولسوء الحظ فان اجنحة بمدى 4 امتار ليست كافية |
Her ikisi de fazlasıyla esnek, bu sebeple ikisi de üst sıralardalar. | TED | وكلا هذه هي مرنة للغاية ، ولهذا السبب تجدها في نطاقات عالية جدا. |
İşte tam olarak bu sebepten dolayı araştırmaya devam etmeliyiz. | Open Subtitles | ولهذا على وجه التحديد, لماذا نحن بحاجة إلى مواصلة التحقيق |