İşte bu yüzden sen ve ben uyuşturucuları seviyoruz ve ayrıca bu sebepten dolayı tabloyu geri veremem. | Open Subtitles | ولهذا أنا وأنت نحب المخدرات ولهذا لا أستطيع إعادة اللوحة |
İşte bu yüzden bazı şeyleri kafamda kurguladığım düşünülmesin istiyorum. | Open Subtitles | نعم ولهذا لا أريد كما يبدو وإنني أتخيل أشياء |
Burası Radyatör Kasabası değil. İşte bu yüzden seni bu tür yarışlara götürmüyorum. | Open Subtitles | هذه ليست القرية ولهذا لا أحضرك معي إلى السباقات |
Yani sence bütün ölümler başka bir yerde oldu ve... o yüzden Grandview'de kayıt yok, öyle mi? | Open Subtitles | أعني ، هل تقصدين بأن كل هذه الوفيات حصلت في مكان آخر ولهذا لا يوجد سجل لها هنا في جراند فيو ؟ |
o yüzden acaba diyorum, ölümün de senin tercihin miydi? | Open Subtitles | ولهذا لا سأتطيع التوقف عن التساؤل إن كان موتكِ أيضا، حصل كما تريدين. |
Evet, sizin Dünyanız benimkinden farklı bir frekansta titreşiyor. Cisco'nun görememesiyle aynı sebep. | Open Subtitles | تردد أرضكم مختلف عني ولهذا لا يقدر (سيسكو) على التبصر |
Evet, sizin Dünyanız benimkinden farklı bir frekansta titreşiyor. Cisco'nun görememesiyle aynı sebep. | Open Subtitles | تردد أرضكم مختلف عني ولهذا لا يقدر (سيسكو) على التبصر |
İşte bu yüzden bu gece onun göksel doğum gününü kutlayacak havamda değilim. | Open Subtitles | ولهذا لا أشعر أني في مود الأحتفال بميلادها السماوي اليوم |
Ve işte bu yüzden asla Panama Kanalı'na geri dönemem. | Open Subtitles | ولهذا لا أستطيع أن أعود أبدا إلى قناة بنما |
En iyi arkadaşımsın. İşte bu yüzden sana söyleyemem. | Open Subtitles | أنت صديقتي الأعزّ، ولهذا لا يمكنني إخبارك. |
İşte bu yüzden bunu yapmana izin veremem. | Open Subtitles | ولهذا لا يمكنني ان اسمح لك بفعل هذا |
İşte bu yüzden elimizde kanıt olmadan hiçbir şey söyleyemeyiz. | Open Subtitles | ولهذا لا نستطيع البوح بأي شئ بدون دليل |
İşte bu yüzden yabancılarla konuşmamalıyız. Bunlar her kimse izimizi kaybettiremiyoruz. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ولهذا لا نخاطب الغرباء، أيًّا يكُن، فإنّنا لا نفلت منه. |
İşte bu yüzden yabancılarla konuşmamalıyız. Bunlar her kimse izimizi kaybettiremiyoruz. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ولهذا لا نخاطب الغرباء، أيًّا يكُن، فإنّنا لا نفلت منه. |
- İşte bu yüzden takıma söyleyemezsin. | Open Subtitles | ولهذا لا يمكنك أن تخبر الفريق. |
İşte bu yüzden seninle anlaşamıyoruz. | Open Subtitles | ! ولهذا لا يدور بيننا هذا الحوار |
Bilmem imkansız, o yüzden önemi yok. | Open Subtitles | ليس هناك طريقة لأكتشاف ذلك ولهذا لا يهم |
- Zaten o yüzden artık gitmiyorum. | Open Subtitles | أعلم ، ولهذا لا أذهب للطبيب النفسي معكِ |
Berbat, o yüzden geç kalmamalıyım. | Open Subtitles | سيئة , ولهذا لا أستطيع أن أتأخر |