Bu yüzden Tony, zaman zaman giysi odasının kapısını açmak zorunda kalıyordu. | Open Subtitles | ولهذا من حين لآخر كان يتعين على طوني فتح نوافذ الغرفة للتهوية |
Bu yüzden sıtma aslında tedavisi kolay olması gereken bir hastalık fakat hala bugün yüzbinlerce insan bir sivrisinek ısırığı yüzünden hayatını kaybetmeye devam ediyor. | TED | ولهذا من المفترض ألّا نواجه صعوبةً في حلّ مشكلة الملاريا ولكن، إلى يومنا هذا، لا يزال مئات الآلاف من الأشخاص يموتون من جراء عضّة بعوضة |
Bu yüzden senin titrinde genç bir hanım elinin hamuruyla böyle büyük bir işe girişmeye kalkışmamalı. | Open Subtitles | ولهذا من الصعب على شابة مثلك، ادراة عملاً كبيراً كهذا |
İşte Bu yüzden, içinde bulunduğun anın tadını çıkarmak önemli, çünkü gelecek, hiç gelmeme ihtimali olan bir lütuftur. | Open Subtitles | ولهذا من المهم دائماً أن تُقدّري اللحظة التي تعيشيها لأن المستقبل كالكعكة والتي ربما لا تأتي أبداً |
Diğer kurtulanları bulmamız işte Bu yüzden çok önemli. | Open Subtitles | ولهذا من المهم جداً أن نعثر على ناجين آخرين |
Bu yüzden kiviakı dışarıda servis etmek daha nazik bir yol. | Open Subtitles | ولهذا من الادب أن يُقدَّم الكيفياك في الهواء الطلق. |
Bu yüzden törene gitmen önemli. | Open Subtitles | ولهذا من المهم أن تذهبي إلى النصب التذكاري |
Ben de Bu yüzden bundan sonra onu dinliyor olacağım. | Open Subtitles | ولهذا من الان فصاعداً , سأستمع له |
İşte Bu yüzden önce yaşamak çok önemli ya! | Open Subtitles | ولهذا من المهم ان تعيش الحياة أولا, ثم تكتب لاحقاً! |
Bu yüzden seninle anlaşmazlığa düşmek bana acı veriyor. | Open Subtitles | ولهذا من الصعب جدًا أن اكون في صراع معك |
Bu yüzden bekletemeyiz. | Open Subtitles | ولهذا من غير الممكن أن ينتظر. |
İşte Bu yüzden onunla evleniyor olman çok iyi. | Open Subtitles | ولهذا من الأفضل لو تتزوجينه |
Bu yüzden bir süre beni takip etmeni ve bildiğim her şeyi öğrenmeye çalışmanı istiyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}ولهذا من المهم أن تلازمني لفترة وتحاول تعلم كل ما أعرفه |
İşte Bu yüzden, bu iş çok önemli... | Open Subtitles | ولهذا من المهم |