Yerinde olsam, kafesin o tarafındayken kibrimi göstermek için bu denli hevesli davranmazdım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لن أكون متلهفة لإظهار تعجرفي من ذلك الجانب من القفص |
Senin Yerinde olsam, çocuğuma... ödlek bir hain olduğumu söylemektense burada ölmeyi yeğlerdim. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك, لفضلت الموت هنا على أن أضطر لاشرح لإبني انني كنت خائنا جبانا |
Senin Yerinde olsam, kendime biraz zaman ayırır ve özel yaşamımı da düzene sokardım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لأخذت بعض الوقت وأصلحت حياتي الشخصية أيضاً |
Siz bu işte en iyilerden birisiniz ve Yerinizde olsam, ben de sinirlenirdim ama bu sorunu mümkün olduğunca çabuk çözmem için çağrıldım. | Open Subtitles | إنّك أحد أفضل البارعين بعملك ولو كنت مكانك لغضبتُ إنّي هنا لأحلّ هذا بأسرع ما يمكن وأنا سعيدة جدّاً |
Senin yerinde olsaydım hemen dünyayı değiştirmek için aceleci olmazdım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لم أكن لأستعجل لتغيير العالم تماما بعد |
Onlara Siberler deniyor. Yerinizde olsaydım şu kulaklıkları çıkarırdım. Asla bilinmez. | Open Subtitles | رجال السايبر، يدعون رجال السايبر ولو كنت مكانك لانتزعت سماعات الأذن هذه |
Ve senin Yerinde olsam beni durdurmaya çalışmazdım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك أو مكان أي وغد معك، لما حاولت إيقافي |
Ve Yerinde olsam, üçlü bahisten uzak dururdum. Adil değil. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لم أكن لأدخل إلى هناك أيضاً |
Sessiz kalma hakkın var, ve Yerinde olsam kalırdım, dostum. | Open Subtitles | أنتَ رهن الإعتقال لديكَ الحق في البقاء صامتًا ولو كنت مكانك لصمتّ |
Senin Yerinde olsam gölün donmasından ve hava soğukluğundan daha çok endişe duyardım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك, لكنت حذراً أكثر بشأن الطقس البارد والبركة المجمدة |
Yerinde olsam hemen dans etmeye başlardım. | Open Subtitles | أنا أعرف ما تفعله أنت ولو كنت مكانك سأبد في الرقص بسرعة |
Yerinde olsam bunu engelleyen insanlara minnettar olurdum. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لشعرت بالامتنان لمن أنقذ حياتي |
Ve Yerinde olsam, bu kasabadan ayrılırdım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك .. لخرجت من البلدة بسرعة |
Ayrıca, sizin Yerinizde olsam Sör William'ın mutfağında haddimden fazla kalmazdım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لما أطلت البقاء في مطبخ السير وليام |
Sizin Yerinizde olsam, köşeyi döner ve merdivenlerden yukarı çıkardım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لصعدت على الدَرَج |
Hayır, mektup kanıta giriyor. Yüzüğü alıyorum. Yerinizde olsam oğlunu sorgulardım. | Open Subtitles | كلا، الرسالة دليل، سأحتفظ بالخاتم ولو كنت مكانك لاستجوبت ابنها (نورمان بيتس) |
Cuz, eğer senin yerinde olsaydım, başka bir iş arardım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك يا إبن العم لبحثت عن عمل آخر |
yerinde olsaydım başka şeyler de hazırlardım çünkü şunu söyleyeyim kendini savunman yakındır. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك سأتحضر بحجج أخرى لأنه سيتحتم أن تدعمي نفسك يوماً ما |
Ve yerinde olsaydım, yemeğimi kamışla yemeye hazırlanmaya başlardım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لبدأت بأكل التبن على العشاء |
Yerinizde olsaydım bir an önce o yükten kurtulurdum. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لكنت تخلصت من هذه القطعة الثمينة في أسرع وقت ممكن |
Yerinizde olsaydım, Jimmy V, ...dava edilecek bir şeyi yayınlamadan önce derin bir nefes alırdım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك يا جيمي في لفكرتُ مليًا قبل أن أنشر شيئًا قد أحاكم بسببه |
Ben sizin Yerinizde olsaydım, Dawn'ın erkek arkadaşlarıyla işe başlardım. | Open Subtitles | " ولو كنت مكانك سأبدأ بصديق " داون |