"ولو كنت مكانك" - Traduction Arabe en Turc

• Yerinde olsam
• Yerinizde olsam
• yerinde olsaydım
• Yerinizde olsaydım

Yerinde olsam, kafesin o tarafındayken kibrimi göstermek için bu denli hevesli davranmazdım.
ولو كنت مكانك لن أكون متلهفة لإظهار تعجرفي من ذلك الجانب من القفص

Senin Yerinde olsam, çocuğuma... ödlek bir hain olduğumu söylemektense burada ölmeyi yeğlerdim.
ولو كنت مكانك, لفضلت الموت هنا على أن أضطر لاشرح لإبني انني كنت خائنا جبانا

Senin Yerinde olsam, kendime biraz zaman ayırır ve özel yaşamımı da düzene sokardım.
ولو كنت مكانك لأخذت بعض الوقت وأصلحت حياتي الشخصية أيضاً

Siz bu işte en iyilerden birisiniz ve Yerinizde olsam, ben de sinirlenirdim ama bu sorunu mümkün olduğunca çabuk çözmem için çağrıldım.
إنّك أحد أفضل البارعين بعملك ولو كنت مكانك لغضبتُ إنّي هنا لأحلّ هذا بأسرع ما يمكن وأنا سعيدة جدّاً

Senin yerinde olsaydım hemen dünyayı değiştirmek için aceleci olmazdım.
ولو كنت مكانك لم أكن لأستعجل لتغيير العالم تماما بعد

Onlara Siberler deniyor. Yerinizde olsaydım şu kulaklıkları çıkarırdım. Asla bilinmez.
رجال السايبر، يدعون رجال السايبر ولو كنت مكانك لانتزعت سماعات الأذن هذه

Ve senin Yerinde olsam beni durdurmaya çalışmazdım.
ولو كنت مكانك أو مكان أي وغد معك، لما حاولت إيقافي

Ve Yerinde olsam, üçlü bahisten uzak dururdum. Adil değil.
ولو كنت مكانك لم أكن لأدخل إلى هناك أيضاً

Sessiz kalma hakkın var, ve Yerinde olsam kalırdım, dostum.
أنتَ رهن الإعتقال لديكَ الحق في البقاء صامتًا ولو كنت مكانك لصمتّ

Senin Yerinde olsam gölün donmasından ve hava soğukluğundan daha çok endişe duyardım.
ولو كنت مكانك, لكنت حذراً أكثر بشأن الطقس البارد والبركة المجمدة

Yerinde olsam hemen dans etmeye başlardım.
أنا أعرف ما تفعله أنت ولو كنت مكانك سأبد في الرقص بسرعة

Yerinde olsam bunu engelleyen insanlara minnettar olurdum.
ولو كنت مكانك لشعرت بالامتنان لمن أنقذ حياتي

Ve Yerinde olsam, bu kasabadan ayrılırdım.
ولو كنت مكانك .. لخرجت من البلدة بسرعة

Ayrıca, sizin Yerinizde olsam Sör William'ın mutfağında haddimden fazla kalmazdım.
ولو كنت مكانك لما أطلت البقاء في مطبخ السير وليام

Sizin Yerinizde olsam, köşeyi döner ve merdivenlerden yukarı çıkardım.
ولو كنت مكانك لصعدت على الدَرَج

Hayır, mektup kanıta giriyor. Yüzüğü alıyorum. Yerinizde olsam oğlunu sorgulardım.
كلا، الرسالة دليل، سأحتفظ بالخاتم ولو كنت مكانك لاستجوبت ابنها (نورمان بيتس)

Cuz, eğer senin yerinde olsaydım, başka bir iş arardım.
ولو كنت مكانك يا إبن العم لبحثت عن عمل آخر

yerinde olsaydım başka şeyler de hazırlardım çünkü şunu söyleyeyim kendini savunman yakındır.
ولو كنت مكانك سأتحضر بحجج أخرى لأنه سيتحتم أن تدعمي نفسك يوماً ما

Ve yerinde olsaydım, yemeğimi kamışla yemeye hazırlanmaya başlardım.
ولو كنت مكانك لبدأت بأكل التبن على العشاء

Yerinizde olsaydım bir an önce o yükten kurtulurdum.
ولو كنت مكانك لكنت تخلصت من هذه القطعة الثمينة في أسرع وقت ممكن

Yerinizde olsaydım, Jimmy V, ...dava edilecek bir şeyi yayınlamadan önce derin bir nefes alırdım.
ولو كنت مكانك يا جيمي في لفكرتُ مليًا قبل أن أنشر شيئًا قد أحاكم بسببه

Ben sizin Yerinizde olsaydım, Dawn'ın erkek arkadaşlarıyla işe başlardım.
" ولو كنت مكانك سأبدأ بصديق " داون