Anne bebeğini doğurmak için yazı bekledi. | Open Subtitles | انتظرت الأمّ حتى أوائل الصيف لتضع وليدها |
bebeğini nasıl boğduğunu yazmış. | Open Subtitles | تكتب عن الطريقة التي أغرقت بها وليدها |
Şurada bebeğini arayan bir kadın var. | Open Subtitles | هناك أمرأة. تبحث عن وليدها. |
Burada 25 yaşında ve bu da yeni doğan bebeği Cobalt. Bu oyunun nasıl oynandığını yeni öğreniyor. | TED | يبلغ عمرها 25 سنة، وهذا هو وليدها كوبلت وهو يتعلم كيف يلعب هذه اللعبة |
Bir belgesel fotoğrafçısı olarak, yeni doğan bebeğiyle bir anne gibi onun ilk hareketlerinin her birinin fotoğrafını çekme ihtiyacı hissettim. | TED | كمصورة وثائقية، كنت أحس أنني بحاجة لكي أصور كل حركاته الأولى كما الأم مع وليدها. |
Geçerli sebepleri var. Katie, bebeğini küvette doğurdu. | Open Subtitles | أعني أنّ (كيتي) أنجبت وليدها في حوض استحمام. |
donanımlı hale getiririrsem dünyanın en güzel işini yapabileceğini yeni doğan bebeğine bakabileceğini bilmenin verdiği ilham. Gelecek sefer yeni bir anne ve aileye vermek üzere bir hediye düşündüğünüzde fazla uzağa gitmeyin; bir sabun alın. | TED | وذلك ما ألهمني، ألهمني لأستكمل هذه المهمة، لأعرف أني أستطيع أن أجهزها بما هو مطلوب حتى يمكنها أن تقوم بأجمل وظيفة في العالم: تغذية وليدها. |
Bir sağlık görevlisi çocuğunu yeni kaybetmiş anneye soruyor: "Bebek kusuyor muydu, ateşi var mıydı?" | TED | تسأل موظفة من الصحة أم فقدت وليدها منذ فترة قريبة "هل كان الرضيع يتقيأ؟ هل كان يعاني من حمى؟" |