ويكيبيديا

    "وليس ذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bu değil
        
    • bu da değil
        
    • o da değil
        
    ve sadece bu değil, aynı zamanda her kurumun kendi kullanımı için kişiselleştirilebilecek de. TED وليس ذلك فقط، يمكن تخصيصها للإستخدام في أي من المؤسسات منفردة.
    Sadece bu değil, kolay ve risksiz olmalıydı. TED وليس ذلك وحسب، فالطريقة التي نجدها يجب أن تكون سهلةً وخاليةً من المخاطر.
    Ve sadece bu değil, 8 yaşımdayken... ...bir çocuk asker oldum. TED وليس ذلك فقط، عندما كنت في الثامنة من العمر أصبحت طفل مقاتل.
    Sadece bu da değil, eğer kasırga olmasaydı ... ... sonuncu daha uzun olabilir. TED وليس ذلك فقط .ويمكنه ان يستمر لوقت اطول حتى لو لم يكن هناك اعصار
    Sadece bu da değil, yıllar sonra raketbol oynamasını da öğretiyordu. TED وليس ذلك فحسب، بعد عام لقد كان يدرّب كرة المضرب
    Sadece o da değil, görünüşe bakılırsa silahları onlara kendisi vermiş. Open Subtitles وليس ذلك فقط ولكنه اكتشف انه قد أعطاهم الأسلحة بنفسه
    Bu konuya girmeyeceğim; benim anlatmak istediğim bu değil. TED أنا لا أريد ان نصل إلى ذلك، كما تعلمون، وليس ذلك ما أصبوا إليه.
    Hem bunu yapmayı seçmemizin nedenlerinden biri de bu değil mi? Open Subtitles وليس ذلك واحدٌ من أسباب أختيارنا لفعل هذا؟
    Sadece bu değil, ticari olarak daha değerli çam ve göknarlara yer açmak için kavak ve huş ağaçlarının kesilmesi ve püskürtülmesi şok ediciydi. TED وليس ذلك فقط، فرش قطع أشجار الحور والبِتيولا من الفصيلة الصنوبرية لإفساح الطريق لزراعة الصنوبر والشوح الأكثر قيمة تجاريًا كانت مذهلة.
    Evet, sadece bu değil, bana ne dedi biliyor musun? Open Subtitles نعم, وليس ذلك فحسب, هذا ما قالته لي...
    Ayrıca sadece bu değil, anti-serum organlarını iyileştirdi. Open Subtitles وليس ذلك فحسب ، أعضاءه شفيت
    Ayrıca en tuhaf kısmı bu değil. Open Subtitles وليس ذلك أغرب ما في القصة
    - Gerçek bir tutku, bu değil. Open Subtitles - عاطفة حقيقية ، وليس ذلك
    Ve sadece bu da değil, bunu belgeliyorum -- kendi kültürümün eksiklerini belgeliyorum. TED وليس ذلك فحسب، بل لقد قمت بتوثيقها -- توثيق أوجه القصور الثقافي.
    Sadece bu da değil, eşyalarıyla toprağa verilmişler, kabuk boncuklar ve hatta birinin koluna takıIı bir domuz çenesi var. Open Subtitles وليس ذلك فقط، فقد دفنوا مع أغراض، خرز -سبحة-، وواحد منهم
    Sadece bu da değil. Bu deneyler yaşamın ne olduğu ve başka yerlerde ne tür bir yaşamın var olabileceği konusunda da yardımcı oluyorlar. Başka yerlerdeki yaşam dünyadakinden çok farklı olabilir. TED وليس ذلك فقط، بل إنه يساعدنا على توسيع نظرتنا لماهية الحياة وما هي احتمالات الحياة المتوفرة حولنا - حياة قد تكون مختلفة تماماً عن الحياة التي وجدناها هنا على الأرض.
    Sadece o da değil. Bunu yapmaya hakkımız var. Open Subtitles . وليس ذلك فقط . سيكون لدينا الحق بجانبنا
    Sadece o da değil, bu şirketi kurman için sana yardım edeceğim. Open Subtitles وليس ذلك فقط , سوف أساعدك في بناء هذه الشركة
    Sadece o da değil. Open Subtitles وليس ذلك فقط.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد