Böylece acı verici derecede yavaş olan güven kazanma ve ona her şeyden önce bir insan olarak değer verdiğimi kanıtlama sürecine giriştim. | TED | لذا بدأت بعملية بطيئة ومؤلمة وهي بناء الثقة وإثبات أنني أولاً وقبل كل شيء اهتممت بها كإنسان ككل. |
- Ağır ve kesin acı verici bir yöntem. - Bunu nerden biliyorsunuz? | Open Subtitles | تلك طريقة بطيئة ومؤلمة جدا كيف تعلم ذلك؟ |
Ama, çok zor ve sancılı bir çalışma esnasında Bayan Leeds şeytanı çağırdı. | Open Subtitles | لكن على أي حال , خلال فترة عمل صعبة ومؤلمة جدا, |
O zaman herşey daha da karışık ve sancılı olacak. | Open Subtitles | فسوف تجعلين الأمور معقدة ومؤلمة أكثر |
Demek ki senin için uzun ve acı dolu bir gece olacak. | Open Subtitles | ستكون إذن ليلة طويلة ومؤلمة بالنسبة إليكَ |
Bu bebeğin çok kısa ve acı dolu bir hayatı olacak. | Open Subtitles | هذا الطفل سيحظى بحياة قصيرة للغاية ومؤلمة |
Bu da hareketlerini yavaş ve acılı kılar. Kaçmak imkânsızdır. | Open Subtitles | تجعل الحركة بطيئة ومؤلمة والهروب شبه مستحيل |
Umarım bu yavaş ve acı vericidir... kendi ilacının tadı. | Open Subtitles | أتمنى أن يقتلوه بطريقة بطيئة ومؤلمة حتى يتذوق ما كان يفعله بالبشر |
İlk teması başlatma isteği, çok büyük ve acı verici olmalı. | Open Subtitles | الرغبة في شن الضربة الأولى ... لابد أنها كانت غامرة ومؤلمة |
Neden sonuç bu kadar haksız ve acı verici? | Open Subtitles | ولماذا تبدو النتائج حتى غير عادلة ومؤلمة كذلك؟ |
Uzun ve acı verici şekilde. Şuraya bak. | Open Subtitles | منذ فترة طويلة ومؤلمة انظرا هناك |
Bir gün, geriye dönüp bakacaksın ve... biliyorum hala acı verici derecede utanıyorsun ama... ileride bu gülerek hatırladığın bir hikaye olacak. | Open Subtitles | في أحد الأيّام, سوف تنظرين إلى ما حدث و... حسناً, سوف تظلّ قصّة محرجة ومؤلمة. لكنّها ستشكّل قصّة مضحكة... |
Senin için planlarım çok daha ilginç ve acı verici. | Open Subtitles | خططي لك أكثر إثارة للاهتمام بكثير... ومؤلمة... |
Ve bu gerçekten de uzun ve sancılı bir süreçtir. | Open Subtitles | إنها عملية طويلة ومؤلمة. |
Umarım uzun ve acı dolu bir ölüm olmuştur. | Open Subtitles | آمل أنها كانت ميتة طويلة ومؤلمة وسقيمة. |
Hüzün ve acı dolu bir şarkı. | Open Subtitles | أغنية حزينة ومؤلمة |
İstediğince bol kanlı ve acılı yapabilirsin, ama sonra. | Open Subtitles | جعله الفوضى ومؤلمة كما كنت تريد، ولكن في وقت لاحق. |
Üniversite yıllarım açıkça işe hazırlık dönemimdi, ve bazen ne kadar boğucu ve acılı olduğunu size anlatamam. | TED | السنوات التي قضيتها في الدراسة للإجازة الجامعية كانت بوضوح تدريبًا للعمل، وليس بإمكاني أن أخبركم كم كانت ضاغطة ومؤلمة أحيانًا. |
Yavaş ve acı vericidir. Hoşunuza gidecektir. | Open Subtitles | إنّها بطيئة ومؤلمة سوف تحبها. |