Rakiplerimden sıyrılmama yardım etti ben de karşılığında ona savaş ganimeti olarak dalıp içinde yüzebileceğiniz kadar çok altın getirdim. | Open Subtitles | ساعدني بالقضاء على منافسيني ومقابل ذلك, شكرتهُ بأن قدمتُ له الكثير من الذهب لدرجة أنه يستطيع الغوص به والسباحة داخله |
Sisifos, şehrinin içine bir pınar yapması karşılığında nehir tanrısına Zeus'un kızı hangi yöne götürdüğünü söyledi. | TED | ومقابل أن يجلب الإله الربيع إلى المدينة، أخبر سيزفس الإله أسوبس عن الطريق التي سلكها زيوس والفتاة. |
Bu cömertliğimin karşılığında asiler Serapeum ve Kütüphanesini derhal terk edeceklerdir. | Open Subtitles | ومقابل سخائي، الثوّار يغادرون السيرابيوم والمكتبة على الفور |
- Hizmetlerine karşılık soruşturmana yardım edebilirim. | Open Subtitles | - ومقابل خدماتك - سأقدم مساعدةً في التحقيق |
Özgürlüğüme karşılık yasalarınıza uyacağım. | Open Subtitles | ومقابل حريتي.. سأتبع قوانينكم |
Desteğinin karşılığı olarak, içeriden tiyo alıyorsun. | Open Subtitles | ومقابل دعمك تحصل على توصيات مضمونة للمضاربة في الأسهم |
Aslında, ben çoktan ifademi verdim ve seni ispiyonlamanın karşılığında cezadan yırttım. | Open Subtitles | في الحقيقة , انا بالفعل ادليت بشهادتي ومقابل الوشاية بكي خرجت من القضية |
karşılığında kendi hayatı tehlikeye giriyor. Onu kurtarmak için elimden geleni yapmak da benim görevimdir. | Open Subtitles | ومقابل ذلك, عندما يتعرض للخطر فواجبي أن أقوم بكل ما بإستطاعتي لإنقاذه |
Bu şenlikli düzenbazlık karşılığında mı ebedî gençlik vadetti sana? | Open Subtitles | ومقابل هذه الخدعة الحافلة وعدكِ بالشباب الدائم؟ |
Ve karşılığında görülebildiği kadar maruz, şartlı tahliye, ve idam cezası olmayacak. | Open Subtitles | ومقابل ذلك، يحصل لتحقيق أقصى قدر من التعرض له، الحياة بدون عفو مبكر، أي عقوبة الموت. |
Ve ufak bir ücret karşılığında, onun adını ve adresini vermekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | ومقابل أجر صغير يسعدني أن أعطيك اسمه وعنوانه |
Beni akıl almaz şekillerde küçük düşüreceksin ve bunca işkencenin karşılığında seni mi alıyorum yani? | Open Subtitles | وتقوم بإهانتي بأساليب مستحيلة التصورِ، ومقابل كل هذه الممارسات التعذيبة، سأحصل عليك ؟ |
Yemek pişirmeye bayılırım, pek çok akşam yemeği partisi düzenledim ve karşılığında insanlar da beni akşam yemeği partilerine, barbekülerine, havuz başı partilerine ve doğum günü partilerine davet etti. | TED | أحب طهي الطعام فكنت أنظم حفلات عشاء، ومقابل ذلك يقوم الناس بدعوتي لحفلات العشاء، وحفلات الشواء وحفلات السباحة الخاصة بهم، وحفلات عيد الميلاد. |
karşılığında, ürünlerinizin bir kısmını mı veriyorsunuz? | Open Subtitles | ومقابل ذلك تعطونهم قسمًا من محاصيلكم؟ |
karşılığında maaşlarının %10'unu alıyorum. | Open Subtitles | ومقابل هذا أحصل على 10 بالمئة من مرتبهم |
Bunun karşılığında hepiniz taşıdığınız torbalardan birini bana verirsiniz diğer bir torba sizde kalır. | Open Subtitles | ومقابل ذلك، ستعطوني حقيبة من كلّ واحد منكم... ويمكنكم الاحتفاظ بالأخرى |
Bir heykele karşılık koca bir dünya. | Open Subtitles | والعالم كله ومقابل تمثال. |
Baelfire'ın hayatına karşılık ikinci çocuğumu takas ettim. | Open Subtitles | ومقابل حياة (بلفاير)... -عقدت صفقة بتقديم مولودي الثاني |
Bunun karşılığı hep hor görme ve aşağılama oluyor. | Open Subtitles | ومقابل هذا، لقد كوفئت بلا أيّ شيء سوى السخرية والأستهزاز. |