Biz bunu nüfusun yüzde dördü ile yapıyoruz. | TED | ونحن نقوم بذلك بأربعة في المئة من الساكنة. |
Bunu durum çalışmaları vasıtasıyla yapıyoruz. | TED | ونحن نقوم بهذا من خلال بعض الحالات الدراسية. |
Organizasyonumda biz bunu artık düzenli olarak yapıyoruz ve kaynağı belirsiz salgınların sebeplerini belirlemeye çalışıyoruz. | TED | ونحن نقوم بهذا في منظمتي على نحو منتظم لتحديد أسباب التفشيات التي ليست معروفة المسبّبات بالضبط. |
Bunu, bugünün silikon teknolojisinin gerçekte bir aşırılıklar kültürü olduğunu düşündüğümüz için yapıyoruz. | TED | ونحن نقوم بهذا لأننا بالواقع نؤمن بأن تقنية السيليكون اليوم معظمها حول الثقافة زائدة |
Ve birleştirmeleri yapmak için haftalarca uğraşıyoruz. ve biz neler olduğunu anlayabilmek için düzinelerce birleştirmeler yapıyoruz. | TED | وتستغرق حسابات تكاملنا أسابيع لحسابها ونحن نقوم بعشرات حسابات التكامل لكي نفهم ما يجري |
Simülatörlerimizde her gün beş milyon kilometre test yapıyoruz, yani araçlarımızın sahip olduğu tecrübeyi hayal edebilirsiniz. | TED | ونحن نقوم بإختبار 3 مليون ميل كل يوم على أنظمة المحاكاة لدينا، لذا يمكنك أن تتخيل عدد التجارب التي تمر بها مركبتنا. |
Ve bunu 2000'den beri yapıyoruz, çok ağır bir proje. | TED | ونحن نقوم بهذا العمل منذ 2000 وهو مشروع ضخم. |
Stüdyomuzun gördüğü hasar dolayısıyla, Ashford Academisi'ndeki geçici stüdyomuzdan acil bir yayın yapıyoruz. | Open Subtitles | منذ ان تدمر الاستوديو ، ونحن نقوم حاليا باستخدام اكادمية اشفورد مكان مؤقت لنقل اخبار سريعه لحالات الطوارئ. |
Ne zamandır birimiz olmadan toplantılar yapıyoruz? | Open Subtitles | منذ متى ونحن نقوم بإجتماعات من دون بعضنا البعض؟ |
Oteldeki odanız hazır. Eşiniz sizinle orada buluşacak ve evinize gitmeniz için ayarlamaları yapıyoruz. | Open Subtitles | غرفتك بالفندق جاهزة، ستلتقيك زوجتك هناك، ونحن نقوم بالترتيبات لتسافر إلى منزلك |
Burada pek çok iş yapıyoruz. | TED | ونحن نقوم بالكثير من العمل هنا. |
Yapabileceğimiz herşeyi yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نقوم بما نستطيع، إننا نتعامل معه |
Nedenini anlamak için bazı testler yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نقوم بعمل الفحوصات لنعرف السبب. |
Aynen öyle, ve biz bu işi bin yıldır yapıyoruz. | Open Subtitles | هذا صحيح، ونحن نقوم بهذا منذ الف عام |
Bunu yapıyoruz çünkü, petrol, elmas, kereste gibi doğal kaynaklar açısından zengin olan çoğu ülke, en fakir ülkeler arasında. ve bu ülkelerdeki insanlar da dünyada en az mülkü olan kişiler. | TED | ونحن نقوم بذلك لأن العديد من البلدان الغنية بالموارد الطبيعية كالنفط أوالألماس أو الخشب تعد موطناً لأفقر الناس وأكثرهم تجريداً على سطح الكوكب . |
Bizlerde aynı şeyi yapıyoruz. | TED | ونحن نقوم بنفس الأسلوب. |
Mimar Neil Spiller ile birlikte Bartlett Mimarlık Okulu'nda çalışıyorum. Ayrıca bu yeni malzemeleri, 'zeminden yukarı' bir yaklaşımla üretmek için, farklı uluslardan bilim adamlarıyla iş birliği yapıyoruz. | TED | أنا أعمل مع المهندس المعماري نيل سبيلر في مدرسة بارتليت للهندسة المعمارية. ونحن نقوم بالتعاون مع العلماء الدوليين من أجل تخليق هذه المواد الجديدة من مقاربة أسفل إلى أعلى . |
Bütün iyi yerleri almış ve biz burada ne halt ediyoruz? | Open Subtitles | يسيطر على كل العقارات المهمّة ونحن نقوم بماذا تحديدا ؟ |
...tam da o sırada yere yığıldı, tamam mı? ve biz de vurmaya devam ediyorduk! | Open Subtitles | ونحن نقوم بركله ،يظهر لنا ذلك الوجه الذي يرتجف. |
Sanki bütün kampüs bir oluk ve biz de onu temizliyoruz. | Open Subtitles | انه مثل أن الحرم الجامعي كالمجاري ونحن نقوم بتنظيفة |