Sanmıştım ki biri toplantıyı iptal etti ve bana söylemeyi unuttu. | Open Subtitles | كنت أظن أن شخصاً قد غيّر موعد الاجتماع ونسي أن يبلغني |
Köpeğin biri göz muayenesi için geldi ve çıkarken mücevherini unuttu. | Open Subtitles | لا بد أن الكلب كان يفحص عينيه هنا ونسي أن يرتدي مجوهراته مجدداً قبل أن يخرج |
- Çok eğleniyor ve unutmuş olabilir mi? - Öyle bir şey yapmaz. | Open Subtitles | ألا يمكن أنّه يستمتع بوقته ونسي أن يتصل لم يكن ليفعل هذا أبدا |
Bizimkiler dün gece bowlinge gittiler ve babam deposunu kilitlemeyi unutmuş. | Open Subtitles | لقد ذهب للعب البولينج ليلة البارحة ونسي أن يغلق غرفته |
"Geçmiş silindi, silinme unutuldu. | Open Subtitles | "حذف الماضي,ونسي الحذف نفسه |
Belki de kötü malla kafayı bulup, yalnız olduğunu unutmuştur. | Open Subtitles | إنه من الأرجح قد دخّن حشيشة ونسي أنه بالأصل بمفرده |
İblis yok oldu ama köylüler, köyde olanları unutup elindekileri har vurup harman savurdukları için yok oldular. | Open Subtitles | فاختفى الشيطان، ونسي القرويون قريتهم ومن ثمّ اختفت القرية |
Kendisine pasivist demeye karar verdi. Sadakatinin nereye olması gerektiğini unutuyor. | Open Subtitles | قرر أن يُطلق على نفسه مسالم، ونسي أين يجب أن يكمن ولائهِ. |
Gitti ve unuttu, ben ise burada oturmuş salak gibi onu bekliyorum. | Open Subtitles | ذهب ونسي انني جالسة هنا انتظر مثل المغفلات |
Bazılarımız üç buçuk yıl önce taşındı ve yerini söylemeyi unuttu! | Open Subtitles | بلى,بعضنا واصل حياته منذ ثلاث سنواتٍ ونصف. ونسي أن يبلغني بهذا! |
Onları bana o verdi ve unuttu. Her zaman unutkan olmuştur. Anneler bilir. | Open Subtitles | لقد أعطاها لي ونسي ذلك، فهو كثير النسيان دوماً، والأم أدرى. |
Ama şöhrete kavuşunca düşmanlarını unuttu. | Open Subtitles | ولكنه أصبح مشهوراً ونسي كل أعدائه |
Belki buldu ve sana vermeyi unuttu. | Open Subtitles | ربما وجدها ، ونسي أنّ يعيدها إليكِ |
Onun rehberlik danışmanı ile bir toplantısı var ve o bunu unutmuş. | Open Subtitles | لديه لقاء مع مرشدته الإجتماعية ونسي أوراقه |
Herhalde bir işçi el izini silmeyi unutmuş. | Open Subtitles | أنه من العامل الذي ركب النافذة ونسي أن يمسح بصمته. |
Kendisi şeker hastası ama insülinini unutmuş. | Open Subtitles | لكن عمّي الكبير بالسن بالطائرة. إنهُ مصاب بالسكّري، ونسي أن يقوم بحقنة الإنسولين.. |
"Geçmiş silindi, silinme unutuldu. | Open Subtitles | "حذف الماضي,ونسي الحذف نفسه |
Simpsonlar'ın acı geçmişi unutuldu. | Open Subtitles | ونسي ماضي عائلة (سمبسون) الأليم |
Ama belkide babam çok uzun süredir tekno-manyak olduğundan, dijital olmayan bir dünya bilgi olduğunu unutmuştur. | Open Subtitles | ولكن ربما كان والدي خبيرا في التكنلوجيا منذ زمن طويل ونسي بأن هناك عالما من المعلومات ليست رقمية |
Galiba sadece meşguldür, kontrol etmeyi unutmuştur.. | Open Subtitles | غالبا هو مشغول جدا فقط ونسي أن يتفقد |
Hepsi unutup gitmek istiyor. | Open Subtitles | تعلم .. التجاوز ونسي الأمر |
Adamımız gidiyor, ve sonra yolda içiyor ve herşeyi unutuyor. | Open Subtitles | ولكنه شرب بعد النبيذ ونسي كل شئ وعندما عاد للبيت، سأله المدرس... |