Ve bir önceki zar için elimizdeki matematik türü bir sonraki zar için ihtiyacımız olanın neredeyse aynısıdır. | TED | ونوع الرياضيات التي أستخدمناها في القشرة السابقة هي تقريباً نفسها التي نحتاجها للقشرة التالية. |
Bir ateş içindeki moleküllerin türü de alevlerin rengini etkileyen bir faktör. | TED | ونوع الجزيئات في الحريق يمكن أن يؤثر ايضاً على لون اللهيب. |
Bu sayfalar her tür golem, dybbuk* ve şeytanla doldurulmuştur. | Open Subtitles | هذه الصفحات ممتلئة بالعفاريت والأرواح الخبيثة من كل حجم ونوع. |
Bak, insanlara ete benzeyen bir hamburger ve bir tür kola vermeme rağmen 50 dolarlarının para üstünü alıyorlar. | Open Subtitles | أقدم للناس بيرجر فيه شيء يشبه اللحم ونوع ما من المشروبات الغازية ويعود شيء لهم من ورقة الخمسين دولار |
14 müşterisine ait bilgi var, seksle ilgili detaylar bir çeşit derecelendirme. | Open Subtitles | هناك 14 من عميلاته بها، بتفاصيل حميميّة، ونوع من ترميز نظام التصنيف. |
14 müşterisine ait bilgi var, seksle ilgili detaylar bir çeşit derecelendirme. | Open Subtitles | هناك 14 من عميلاته بها، بتفاصيل حميميّة، ونوع من ترميز نظام التصنيف. |
Ne yapacağı, kamyonunun nasıl bir zırhı olacağı hakkında nasıl öldüğü hakkında bile yalan söylediler. | Open Subtitles | وماذا كانت تفعل,ونوع السلاح الذي كان لديها و كذبوا عن كيفية موتها. |
Fakat kapalı halkalı sicimler de mevcuttur ve bunların bir türü ise yerçekiminden sorumludur. | Open Subtitles | لكن الحلقات المغلقة للخيط موجودة, ونوع واحد مسئول عن الجاذبية. |
Yokohama Avid T4s lastiğiyle oluşmuş ancak yaygın bir lastik türü. | Open Subtitles | ونوع الاطارات يوكوهاما تي 4 ولكنها منتشرة الاستخدام |
Dolaysıyla kalori faydalı bir enerji ölçümüdür, ancak her birimizin tam olarak ne kadar kaloriye ihtiyacı olduğunu hesaplamak için egzersiz, gıdanın türü ve vücudumuzun enerjiyi işleme yetisini dikkate almak gerekir. | TED | إذًا فالسعرة الحرارية هي مقياس مفيد للطاقة، ولكن لنفهم بالضبط كمية ما يحتاجه كل واحد منا، علينا أن نأخذ بعين الاعتبار أشياء كممارسة الرياضة، ونوع الطعام، وقدرة أجسامنا على استغلال الطاقة. |
Ve başka bir yeni müzik türü doğdu. | TED | ونوع آخر من الموسيقى قد وُلد. |
Kabızlık öyküsü ve ağrının türü nedeniyle tam kan sayımı biyokimya, idrar, amilaz, böbrek üreter mesane. | Open Subtitles | نظرا لتاريخِه مع الإمساكِ ونوع الألمِ... كنت لأطلب تعداد الكريات الدموية... ... |
Yarada bir parça çimen ve bir tür böcek var. | Open Subtitles | يبدو أن هناك القليل من الحشائش على الجرح ونوع من |
Bu yayın evi farklı yazarlara ve yeni bir tür kitaba ihtiyaç duyuyor. | TED | نوع جديد من دار للنشر بحاجة إلى نوع جديد من القراء ونوع جديد من الكتب. |
İnsanoğlu olarak bize, kim olduğumuzu anlama kabiliyeti gibi bir nimet verilmiş, hangi katkıyı yapabiliriz ve ne tür bir hayat sürmek istiyoruz. | TED | ولكوننا كائنات بشرية، فإننا نملك نعمة القدرة على فهم ذاتنا، وعلى معرفة ما نريد تقديمه ونوع الحياة التي نريد أن نعيشها. |
Tek ihtiyacımız bir yelken ve ona bağlayabileceğimiz bir tür kızak. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه هو شراع ونوع من الزلاجات لربطها معاً |
Tahta geçme sırasını değiştirmekten bahsediyorsun, bu tür konuşmalar piçlerin ve metreslerin ölümüne neden olur. | Open Subtitles | انت تتحدث عن تغيير خط الملوكيه ونوع الكلام هذا هو الذي سوف يتسبب بقطع رأس النغل وامه |
Böylelikle tohumların olacağı bir proje yapmamız gerektiğini fark ettik, bir çeşit tohum katedrali. | TED | أدركنا ان علينا صنع مشروع من البذور ، ونوع من كاتدرائية البذور. |
Onlar değiştirilebilir, tazmini mümkün bir çeşit ev eşyasıdır. | TED | فهم تبادليون و قابلون للاستبدال ونوع من السلعة المنزلية. |
Rengini özel bir gübre, kimyasal ve durgun suda büyüyen özel bir çeşit alg birleşiminden alıyor. | TED | تكتسب لونها من تركيبة فريدة من السماد والمواد الكيماوية ونوع معين من الطحالب التي تنمو في الماء الراكد. |
Ne yapacağı, kamyonunun nasıl bir zırhı olacağı hakkında nasıl öldüğü hakkında bile yalan söylediler. | Open Subtitles | وماذا كانت تفعل,ونوع السلاح الذي كان لديها و كذبوا عن كيفية موتها. |