ويكيبيديا

    "وهذا ليس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bu değil
        
    • bu da değil
        
    • şey değil
        
    • Ve bu
        
    • değil bu
        
    • o değil
        
    • bu değildi
        
    • Ama bu
        
    • Dahası
        
    • de değil
        
    • değilsin
        
    Böyle olanaklara sahip olmaları tabii ki güzel olur fakat şehre gelmelerinin nedeni bu değil, önem verdikleri şey de bu değil. TED أعني، سيكون من الجميل أن تحصل على تلك الأشياء، ولكن هذا ليس سبب وجودهم في المدينة، وهذا ليس ما يهمهم.
    Silikon Vadisi'nin mantığı bu değil. TED وهذا ليس كما تجري الأمور عادة في وادي السيليكون.
    Jay'in çok üzüldüğünü biliyorum. Mesele bu değil. Open Subtitles أعلم أن جي قد تأذت مشاعره، وهذا ليس الموضوع
    Sadece bu da değil. Open Subtitles وهذا ليس كل شيئ .. تعالي وانظري
    Bu da, bu noktada anlayışımızın ötesinde bir şey değil. TED وهذا ليس بشيء صعب الإدراك في هذا الوقت.
    İşe gitmemiş, hikaye sonunu teslim etmemiş aramadıda, Ve bu sanki o değil. Open Subtitles لم يذهب للعمل فوت موعدا نهائيا لم يتصل، وهذا ليس من شيمه فحسب
    Bu kavga değil, bu performans sanatı. TED وهذا ليس عراكا.. بل هو ممارسة أحد الفنون.
    Güzel bir semtte... güzel bir evi vardı, ama hepsi bu değildi. Open Subtitles إنه يملك منزل جميل في حي جميل وهذا ليس كل شيء
    - Piggly Wiggly'ye açıldığından beri giderim. Gidiş yolu bu değil! Open Subtitles أنا أقود لمحل بيجلي ويجلي منذ افتتاحه وهذا ليس طريقه
    Kaybolan tek şey bu değil. Beraberinde adalet kavramı da kayboldu. Open Subtitles وهذا ليس كل ما اختفى معه , أختفى مفهوم العدالة
    Eskiden de, şimdi de ne olduklarını biliyorum, sorun bu değil. Open Subtitles أَعرف ما كانوا عليه وأنا أعرف ما هم، وهذا ليس حول ذلك
    Hepsi bu değil. Open Subtitles وهذا ليس كل ما بالأمر أقترحأنالدماءعلى أوكرةالباب..
    - Oldukça uzun zamandır. - Ama konumuz bu değil. Open Subtitles ـ أعرف السيد تريب منذ فترة وهذا ليس السؤال
    20 dakikadır Meghan'ın ofisinde, ve hepsi bu değil. Open Subtitles إنها كانت في مكتب ميجان خلال الـ 20 دقيقة الماضية ، وهذا ليس كل شيء
    Olaydaki eldiven bu değil. Open Subtitles وهذا ليس بالقفّاز الذي له علاقة بالقضيّة.
    Hepsi bu da değil. Open Subtitles ليس لدي أدنى فكرة، وهذا ليس كل شئ
    Bizi diğerlerinden ayıran yalnızca bu da değil. Open Subtitles وهذا ليس كل ما يُميّزنا عن بقيّتهم
    Onların asıl yaptığı gelir eşitsizliğini kötüleştirmek ki bu da iyi bir şey değil. TED بل يزيد من تفاقم عدم المساواة في الدخل. وهذا ليس إيجابياً
    senin devam etmeni istemiyorum Ve bu hiç adil değil. Open Subtitles أنا لا أريدك أن تمضي قدماً , وهذا ليس عادلاً
    Acı çekmek yok, kıvranmak yok, üstelik, intihar da değil bu. Open Subtitles هناك أي ألم، ليس هناك تشنجات وهذا ليس انتحارا.
    Heyecanlı olan Alex Danvers'ın nasıl göründüğünü biliyorum Ve bu o değil. Open Subtitles أنا أعرف ما يبدو سعيدا اليكس دانفرس مثل، وهذا ليس تماما عليه.
    Tatlım benim, etmek istediğin tehdit bu değildi. Open Subtitles يا حبيبتي، وهذا ليس التهديد انت تظن انها غير.
    Kabul, bazı kuşlar garip davrandılar, Ama bu sebeple şeye inanmanın... Open Subtitles في الحقيقه بعض الطيور تتصرف بغرابه وهذا ليس سببا مقنعا كفايه
    - Kız arkadaşım var. Ama Dahası var. Open Subtitles - لدي صديقة ، وهذا ليس كل شيء -
    Bu dünyadaki en üstün metro hizmeti de değil. TED وهذا ليس خط الأنفاق الأكثر نفعًا في العالم.
    3. seviye bir iş için yeterlikli değilsin... Ve bu, 3. seviye bir iş. Open Subtitles أنـتِ لستِ مؤهلى للعمل في المستوى الأمني الثالث وهذا ليس الثالث

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد