| Şimdi beni iyi dinleyin. Julius Limbani uçakta ve Yaşıyor. | Open Subtitles | الآن أصغ الي، جوليوس ليمباني على متن الطائرة وهو على قيد الحياة |
| Aşığım, sınavlar bitti ve o Yaşıyor. | Open Subtitles | أنا واقعٌ في الحب، الامتحانات انتهت, وهو على قيد الحياة. |
| Yaşıyor ve yürüyor! | Open Subtitles | هو هناك وهو على قيد الحياة وانا |
| Bu adamın dersi canlıyken yüzülmüş. | Open Subtitles | أقسم أن بشرته قد سلخت وهو على قيد الحياة |
| Bunların canlıyken başına geldiğini düşünmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | أكره أن أتصور وقوع هذا له وهو على قيد الحياة |
| Torchia bu kitabı bir başkasıyla birlikte yazdığı için canlı canlı yakılmıştı. | Open Subtitles | تورشيا قد احترق وهو على قيد الحياة لانة كتب هذا الكتاب بالتعاون مع شخص آخر |
| Torchia bu kitabı bir başkasıyla birlikte yazdığı için canlı canlı yakılmıştı. | Open Subtitles | تورشيا قد احترق وهو على قيد الحياة لانة كتب هذا الكتاب بالتعاون مع شخص آخر |
| - Toby artık Yaşıyor, anne. | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة الآن، الأم. |
| Yaşıyor. | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة. |
| Yaşıyor. Van Horn Yaşıyor. | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة. |
| Peki Yaşıyor mu? | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة ؟ |
| O Yaşıyor. | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة. |
| - Yaşıyor. | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة |
| Yaşıyor! | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة! |
| Yaşıyor! | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة! |
| O Yaşıyor! | Open Subtitles | وهو على قيد الحياة! |
| Suç mahallindeki kan izlerine bakıldığında elleri ve ayakları diğerleri gibi canlıyken kesilmiş. | Open Subtitles | ...إعتماداً على الدماء الموجودة بمسرح الجريمة قطعت يداه ورجلاه وهو على قيد الحياة كما حدث لباقي الضحايا |
| Yayıncısını boğan bir şiire ne dersin, herkes adamı ölü sanır... böylece, adamı canlı canlı mezarına koyarlar! | Open Subtitles | ماذا عن شاعر يقوم بشنق ناشر القصائد ويظن الناس أنه ميت فيضعونه في قبره وهو على قيد الحياة |
| - Tanrım. Daha önce sevdiği yavaşca canlı canlı yenmiş birini gördünüz mü? | Open Subtitles | هل سبق أن رأيت شخص يأكل ببطء وهو على قيد الحياة |