Ve sonra soyguncu, hasta manyağın teki, gidip bir çekiç bulmuş. | Open Subtitles | ثم أتى هذا اللص المجنون ذهب ووجد واحد من مضارب الكرة |
Kendisi sizin yanınızdan ayrıldık sonra kadehi yıkanmış ve kurulanmış olarak bulmuş. | Open Subtitles | ذهب الى غرفة زوجك, ووجد الكأس مغسولا ومُجففا ؟ |
Herkül, kahramanlar gibi davranmadıkları için onları cezalandırana kadar mürettebatın geri kalanı kendilerini yeni romantizmlerde buldular. | TED | ووجد بقية الجمْع أنفسهم هائمين في غرامٍ متيّم؛ حتى وبّخهم جاسون على تصرفهم الذي لا يصدر عن أبطال. |
Bir gün tanrımız eve döndü ve annesini ağlarken buldu. | Open Subtitles | في أحد الايام عاد اللورد الى المنزل، ووجد والدته تبكي |
Avustralya'dan ayrılıp, İngiltere'ye dönmüş, iş bulmuştu. | Open Subtitles | غادر استراليا ,وجاء الى انجلترا ,ووجد عملا. |
Eve geldi, karısını kablolu TV tamircisiyle gördü ve gözü döndü. | Open Subtitles | أتى إلى المنزل ووجد زوجته بالأعلى مع رجل الكيبل ثم فقدناه |
Aynı şey müon ve tau adında daha ağır kardeşleri olan elektronlar için de bulundu. | TED | ووجد الشيء نفسه بالنسبة للإلكترونات، التي لها شقيقان أثـقـلُ يُدعيان الميوون والتاو. |
Birleşik Krallık, Cambridge'deydim. Ve üç gün sonra, bir pilot arazinin üstünde uçuyormuş ve şu şeyi buluyor. | TED | للحصول على جائزة من الجامعة. وبعد ذلك بثلاثة أيام ، قام طَيّار بالتّحليق فوق مساحة ووجد هذا الشيء. |
FBI laboratuarı, eldivenden kısmen bir iz alabilmiş ve AFIS'te bir eşleşme bulmuşlar. | Open Subtitles | المختبر الجنائي للمباحث الفيدراليّة عثر على بصمة جزئية على القفازات، ووجد مطابقة |
Siz bir uca oturmuşsunuz, o da öteki uca, bunu çok tuhaf bulmuş... çünkü masa çok uzunmuş. | Open Subtitles | يتذكر بصفة خاصة أنك جلست في أحد أطراف المائدة وهو في الطرف الآخر .. ووجد ذلك غير عادي لأن المائدة كانت طويلة جداً |
Şu çocuk su dökmek için durmuş. Cesedi bulmuş. | Open Subtitles | الفتى الواقف هناك توقف ليقضي حاجته ووجد الجثة |
Anlaşılır biçimde, etrafa bakınmaya başlamış ve Kitap'ı bulmuş. | Open Subtitles | المفهوم كذلك، بدأ يبحث في جميع أنحاء ووجد الكتاب. |
Oh, bakın kim şortuna bir göz atıp, orada bir çift bulmuş. | Open Subtitles | أوه، انظروا لمن اختلس النظر داخل سرواله ووجد إثنان. |
San Francisco'ya sürüklenmişler ve onları adamlarımız bulmuş. | Open Subtitles | أنها جنحت إلى سان فرانسيسكو ووجد رجالنا. |
Kandy'yi aramak için çıktığında cesedi bu halde bulmuş.. | Open Subtitles | وخرج الى هنا بحثا عن كاندي، ووجد لها مثل هذا. |
Hapishane otobüsünü yolun kenarında boş buldular. | Open Subtitles | ووجد الباحثون في باص السجن فارغة على جانب الطريق. |
Şok cihazı ve çuval buldular. | Open Subtitles | ووجد الباحثون غطاء محرك السيارة وبالنبال. |
Şimdi ben diğerlerinden daha aydınlatıcı olan üçüncü bir seçeneği tartışmaya açacağım. Bunu gözünüzde canlandırmak için diyelim ki bir Marslı Dünya'ya geldi ve yok olmuş bir medeniyet buldu. | TED | سأحاول أن أطرح وأناقش بديلا ثالثا والذي يكون مسلطاً الضوء أكثر بكثير من أي من تلك، ولكي نضع ذلك في تصور، فلنتخيل أن مريخياً نزل إلى الأرض ووجد حضارة مخربة. |
Ve adam hemen listeyi kontrol etti, adımı buldu ve içeri girmemize izin verdi. | TED | وبالفعل، تفحص الرجل القائمة المرجعية في نهاية المطاف، ووجد اسمي، وسمح لنا بالدخول. |
# Bu iki hafta boyunca Ralph, Bonnie'yi büyükannesine bırakmıştı... #...kendisine Florida Jacksonville'de daha iyi bir iş bulmuştu. | Open Subtitles | خلال هذان الأسبوعان ، كان " رالف" قد ترك ابنتهما " بونى " عند جديها ووجد لنفسه عمل أفضل فى "جاكسونفيل " فى فلوريدا |
Luria bilim çağına girmeden hemen önce insanlara baktı ve bu insanların maddi dünyayı sınıflandırmaya direniş gösterdiğini gördü. | TED | نظر لوريا إلى الناس بالتحديد قبل دخولهم العصر العلمي، ووجد أن هؤلاء الناس كانوا مقاومين لتصنيف العالم الملموس. |
CSI, bıçağı inceledi ve üzerinde dört ayrı kan örneği saptadı, | Open Subtitles | المحقق فحص السكينة ووجد الدم من أربعة مصادر مختلفة |