Nefret dolu bir kalbi var, ve bunu söylediğim için üzgünüm ama en kötü kusuru yalan söylemesi. | Open Subtitles | فلديها قلب حقود. ويؤسفني القول إن أسوأ عيوبها هو نزعتها للخداع. |
Yani sanırım biz kardeşiz. Sana kaba davrandığı için üzgünüm. | Open Subtitles | "مما يجعلنا أخاً وأخت، ويؤسفني أنّها كانت غير ودودة معكَ" |
Yani sanırım biz kardeşiz. Sana kaba davrandığı için üzgünüm. | Open Subtitles | "مما يجعلنا أخاً وأخت، ويؤسفني أنّها كانت غير ودودة معكَ" |
Üzülerek söylüyorum ki, kendisi şu an bu odada, aramızda duruyor. | Open Subtitles | ويؤسفني أن أقول، أنهم يقفون بيننا في هذه القاعة بالذات |
Ve ben... senin gibi arkadaşlara ihtiyaç duyduğum için pişmanım. | Open Subtitles | ويؤسفني التفكير من أي وقت مضى بأنني احتجت لأصدقاء مثلك |
Seni sevdiğimi, sana yaptığım her şeye pişman olduğumu söylememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريد مني أن أقول لك أنني أحبك ويؤسفني كل مافعلته فيك؟ |
Ve şu kutsal günlerde seninle olamadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | ويؤسفني أنني لا أستطيع أن أكون معكِ خلال هذا الوقت العصيب |
Arkadaşına bakmakta başarısız olduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | ويؤسفني أنني لا يمكن أن تأخذ الرعاية من صديقنا. |
Kendi çocuğun olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | ويؤسفني أنه لا يمكن أن يكون الأطفال الخاص بك. |
- Tanıştığıma memnun oldum. Bu kadar kötü şartlar altında tanıştığımız için üzgünüm. | Open Subtitles | يسرّني لقاؤك، ويؤسفني أنّه في ظلّ هذه الظروف المروّعة. |
Seni yanlış yargıladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | ويؤسفني أنّني أسأت الحكم عليك. |
Sadece bir koca ve baba olmanın sana yetmediği için üzgünüm. | Open Subtitles | ويؤسفني أن كونك زوج والأب غير كافٍ |
İyi geceler öpücüğü veremeyeceğim için üzgünüm ama yarın görüşürüz. | Open Subtitles | ويؤسفني عدم وجود لإعطاء قبلة قبل النوم ولكن... |
Kanamanıza gelecek olursak, düşük yapmışsınız. Üzülerek söylüyorum ki 12 haftalıkmış. | Open Subtitles | النزيف الذي جرى كان إجهاضاً، ويؤسفني القول أن عمره كان 12 أسبوع |
Altınları kadar iyi biri ki Üzülerek söylüyorum buna çok ihtiyacımız var. | Open Subtitles | بأن الدوق رجل جيّد جيد كـذهبه , ويؤسفني القول |
- Majesteleri, Üzülerek bildirmeliyim ki, askerlerinizden 10'u öldü. | Open Subtitles | -صاحب الجلالة ويؤسفني أن أبلغكم عن وفاة 10 من جنود جلالتك |
Fakat şimdi çalışmadığım için pişmanım. | Open Subtitles | ولكن الآن ويؤسفني أيضا، لماذا لا يدرسون. |
Bu denli tutarlı bir dürüstlük sergileyemediğim için pişmanım. | Open Subtitles | ويؤسفني أن نزاهتي لم تكن ثابته |
- Ben de kaçırdığım için pişmanım. | Open Subtitles | ويؤسفني تفويته. |
Hayatım bir seyahat gibi ama pişman olmadım | Open Subtitles | حياتي كانت رحلة نحو العنف، و لكنها ليست واحدة ويؤسفني. |
Evet, hatırladım ve pişman oldum bile. | Open Subtitles | نعم، أتذكر... ويؤسفني ذلك بالفعل. |
Listeni attığın için Karma'nın sana çok kızıp sana bir daha araba çarpmasına sebep olduğu için çok üzgünüm. | Open Subtitles | ويؤسفني أنّ القدر غضب منك لأنّك رميت لائحتك فضربك بسيارة مجدداً |
Bunları yaşadığın için çok üzgünüm... ama cesur olmak zorundasın. | Open Subtitles | إنه مجرد حلم. ويؤسفني أن عليك أن تواجه هذا. ويجب عليك أن تكون شجاعاً. |