ويكيبيديا

    "ويستحق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hak
        
    • değer
        
    • değecek
        
    • hakediyor
        
    Bence baban, ülkemize onurluca hizmet etti ve kızının düğününe katılmayı hak ediyor. Open Subtitles أعتقد ان أباك خدم دولتنا بكل صدق ، ويستحق ان يحضر زواج أبنته
    diğerini de hemen öldürebiliriz. Belki de kötü birdir ve hak etmişlerdir. Open Subtitles إذن يمكننا قتلك ذلك الشخص في المقابل ربما يكون شريرا ويستحق ذلك
    Büyük Kanyon tam bir bakir doğa ve tüm övgüleri hak ediyor. TED الأخدود العظيم هو حقاً منطقة برية ويستحق كل هذا العمل البطولي.
    Bu serveti iyi kullanacağımızı ve bunun endişelenmeye değer bir şey olduğunu gösteren ekonomik bir kural yok. TED لا يوجد قانون اقتصادي بقول بأننا سنستخدم هذه الثروة بشكل جيد، ويستحق القلق حِيالَه.
    Herkezin politik görüşlerinin sağlam ve dinlemeye değer olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles انا اوؤمن بأن اي شخص سياسي الرأي ويستحق الجلسه
    Peki öldürülmeye değecek neyi vardı ki? Open Subtitles إذاً ما الذي كان يملكه ويستحق أن يُقتل بسببه؟
    Onu aşağıda tek başına bıraktım ve o daha iyisini hakediyor. Open Subtitles تركته بالاسفل وحيداً ويستحق منى أكثر من ذلك
    Böyle bir araban varsa, soyulmayı ve dayak yemeyi hak etmişsindir. Open Subtitles أي شخص يمئة ألف دولار على شراء سيارة يستحق ان تُسرق سيارته ويستحق أن تُركل مؤخرته أيضاً
    O, bu ülke için hayatını tehlikeye attı ve bu saygıyı hak ediyor. Open Subtitles جازف ويتني بحياته لهذه البلاد ويستحق الترحيب به كبطل
    Biz bu adamların rehabilite olduklarından emin olmak zorunda değiliz... ama bu adam cezasını çekmiş ve ikinci bir şansı hak ediyor, değil mi? Open Subtitles نحن لسنا مسؤلين عن التأكد من ان هؤلاء الناس اعيد تأهيلهم لكن هذا الرجل انهى محكوميته ويستحق فرصة ثانية اليس كذلك ؟
    En iyi stajyerlerimizden ve finansal desteği de hak ediyor. Open Subtitles إنه واحد من أفضل المُتدربين ويستحق بجدارة مُساعدة مالية جِراح طلقة نارية
    Senin gibi muhtesem birini hak ediyor. Open Subtitles ويستحق أنّ يشارك حياته مع إنسانة مذهلة مثلكِ
    Yapacağından veya benin yapabileceklerimden daha kötüsünü hak ediyor. Open Subtitles ويستحق أسوأ بكثير من اي شيء أنا أو انت يمكن ان نفعله
    Artie mükemmel biri, şartlar olmadan açıkça ve gururla sevilmeyi hak ediyor. Open Subtitles ارتي رجل رائع , ويستحق بأن يُحب عن بإنفتاح .وبفخر , وبدون شروط
    Çünkü o sormadan hayatını çaldığın bir kişi. - Uğruna savaşılmayı hak ediyor. Open Subtitles لأنّه امرؤ سُلبت حياته بلا إذن، ويستحق أن نناضل لأجله.
    O da bizden biri ve bizler gibi o da suçlarının affedilmesini hak ediyor. Open Subtitles إنه واحد منا ويستحق العفو على جرائمه .مثل بقيتنا تماماً ..
    O öldürdüğüm insanlar içinde hatırlamaya değer tek insandı. Open Subtitles لقد كان الرجل الوحيد الذى قتلته ويستحق أن أتذكره
    Sana 10 milyon dolar değer biçip, bundan hâlâ kâr edebilen çok adam yoktur. Open Subtitles لا يوجد مثله الكثير من يكلفنا تعاقد ب10مليون دولار ويستحق أن نبقيه معنا
    Burası benim parçası olmaktan gurur duyduğum ve uğrunda savaşmaya değer bir yer. Open Subtitles وهو شيء أنا فخورة لكوني جزءًا منها، ويستحق الصراع لأجله.
    Başka birisiyle paylaşmaya değer neyim var?" TED ما الذي أمتلكه ويستحق أن أتشاركه مع غيري؟"
    Neredeyse geldik, değecek! Open Subtitles لقد شارفنا على الوصول ويستحق الأمر المحاولة
    O sıcak ve mükemmel bir insan, daha iyisini hakediyor, özellikle ailesinden. Open Subtitles هذا إنسان طيب ورائع. ويستحق المزيد, وخصوصاً من عائلته.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد