ويكيبيديا

    "ويشعر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hissediyor
        
    • hisseder
        
    • hissettiğini
        
    • hissetmek
        
    • hissedebilen
        
    • hissetti
        
    Ancak vuruşu hisseden pasif kişi böyle bir tahmin yapmıyor ve vuruşu tamamiyle hissediyor. TED في حين أن المتلقي السلبي لا يقوم بعمليّة التنبؤ، ويشعر بالضربة كاملة.
    O burda seni çok seviyor ve geçmişte yaptıkları ile ilgili kendini çok kötü hissediyor Open Subtitles بأنه هنا وانه يحبك ويشعر حقا بالحزن لعدم وجوده في حياتك
    Dur biraz, hayaletleri görüyor, onların hissettiklerini hissediyor ve sen hayali arkadaşlar için mi endişeleniyorsun? Open Subtitles مهلا ً، إنه يرى الأشباح ويشعر بما شعرت به الأشباح لكن اصدقاءه الوهميون هم من تقلقين بشأنهم؟
    Ve kendi kıçını kurtarmak için hikâyeyi destekleme ihtiyacı hisseder. Open Subtitles حصنك الوفي ويشعر بالحاجة لإنقاذ نفسه بالتعاون مع هذه القصة
    Babanın geçmişe bakıp bir şeyler kaçırdığını hissettiğini söylemiştin ya? Open Subtitles تعرف ما قاله والدك عن النظر للخلف ويشعر كما لو أنه سيفتقد شيئا؟
    Tadına bakmak, hissetmek hepsini yalamak ve arka tarafından patlatmak istiyorsun, değil mi? Open Subtitles تريد تذوق كل شيء وأعرف كل شيء ، ويشعر كل شيء. وتمتص كل ما في وتفجير كل شيء الى الخارج بك المؤخر ، لا أنت؟
    Ayrıca insan gibi görünen, hareket eden, hissedebilen robotlar yaratıyoruz. Open Subtitles وعلى الرغم من أننا قمنا ببناء سكان لتبدو وتتصرف ويشعر وكأنه شخص حقيقي،
    Çünkü öldürücü, vahşi, yırtıcı yaratık bile onu gördüğünde masum olduğunu anlıyor ve korunmaya ihtiyacı olduğunu hissediyor. Open Subtitles لأن حتى الوحش البري المتوحش يستطيع التعرف على البراءة عندما يراها ويشعر بالحاجة لحمايتها
    Ancak o ailesini yitirmiş bir adam ve yitireceği bir şey yokmuş gibi hissediyor. Open Subtitles و لكن هذا هو الرجل الذي فقد عائلته ويشعر انه لا يملك شيئا ليخسره
    Ya da şüpheli önce cinayetle coşup sonra pişmanlık hissediyor. Open Subtitles ثم يهدأ ويشعر بالندم الوقت بين الجرائم يقل
    Bazı kişiler cinsel iktidarsızlıktan dolayı acı çekiyor ve hiç umut yokmuş gibi hissediyor. Open Subtitles شخص ما يعاني من عجز جنسي ويشعر كما لو أنّه ليس هناك أمل.
    İşkenceyi uzatıyor çünkü uzattıkça daha güçlü hissediyor. Open Subtitles ويطيلُ من التعذيب لأنه يفعلهُ أكثر، ويشعر بقوة
    Kramer Ackman'a gitti. Şimdiden daha iyi hissediyor. Open Subtitles كريمر ذهب لآكمان ويشعر بتحسن منذ الآن
    Kendini iyi hissediyor. Kendini bağımsız hissediyor. Open Subtitles فهو يشعر بالارتياح ويشعر بأنه مستقل
    En gözde modlardan biri, Sentetigini aciyi hisseder gibi davranmaya programlamak. Open Subtitles واحد من التعديلات المفضله هو برمجة نضامكِ ان يتصرف ويشعر بالألم
    Pek çoğumuz ilk aşık olduğunda böyle hisseder. TED ويشعر معظمنا بهذه الطريقة عندما نقع في الحب للمرة الأولى.
    Bir sarhoş cüzdanını çalar ama sonra kendini kötü hisseder. Open Subtitles المخمور يسرق محفظتك ويشعر بالذنب حيال ذلك
    Bir jokeyin, atının üstünde o hıza ve güce hâkim olduğunda ne hissettiğini anlıyorum. Open Subtitles فارس جالس علي حصانه ويشعر بكل تلك القوة والسرعة التي تحته...
    Nasıl hissettiğini göster ona. Open Subtitles ق نصر ضريبة السلع والخدمات، ويشعر به.
    Tadına bakmak, hissetmek hepsini yalamak ve arka tarafından patlatmak istiyorsun, değil mi? Open Subtitles تريد تذوق كل شيء وأعرف كل شيء ، ويشعر كل شيء. وتمتص كل ما في وتفجير كل شيء الى الخارج بك المؤخر ، لا أنت؟
    Öğrenebilen, hissedebilen ve sevebilen bilinçli bir sentetik. Open Subtitles "إنه آلي واع يتعلّم ويشعر ويحب"
    O, denizlere geri dönerek her sabah serin bir esintiyi, her öğleden sonra ise güneşi yüzünde hissetti. Open Subtitles من عاد للبحر ويشعر بالنسيم العليل كل صباح وبالشمس بوجهه كل عصر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد