ويكيبيديا

    "ويعرض" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    Belki bir milyarderin çocuğu onun sınıfında olur ve herkesin ücretini öder. Open Subtitles جايز واحد من الملياردرات يعدي على فصلها ويعرض إنه يدخلهم كلهم الجامعة
    Eylem önceden kaydedilmiş ve sizden uzakta bir zaman ve mekanda gerçekleştiğinde bunu izlemek pasif bir aktivite gibi görünür. TED وعندما يتم تسجيل العمل مسبقا ويعرض في مكان و زمان بعيد، تبدو مشاهدته وكأنه نشاط سلبي.
    İtalyanları saklayıp onlara sığınak sağlayan, bir insanın amacı başka ne olabilir! Open Subtitles ويعرض حياه جنودنا إلى الخطر والأدهى والأمر قيامك بإيواء هارب الماني
    Eğer bir adam öldürmeyi planlarsa ve bunu soğukkanlılıkla yaparsa... bu birinci derecede cinayettir... cezası idamdır. Open Subtitles لكن إذا رجل يخطّطُ للقتل ويعرض ببرودة دم ..ذلك قتلُمنالدرجةالأولى.
    Ve beni, Baptista'nın küçük kızına Yetkin bir öğretmen diye tanıtacaksın. Open Subtitles ويعرض لي بمثابة المدرس ، يصلح لإرشاد بابتيستا الابنة الصغرى.
    Gidelim ve ona bir merhaba diyelim. Pekala, hadi benimle gelin! Open Subtitles لأن نحن لن أحييكم ويعرض لنا هذا الموضوع؟
    bir düşman elini uzatıp yardım etmeyi önerebiliyorsa... Open Subtitles إذا عدو واحد يمكن أن يمدّ يدّه ويعرض للشفاء
    İmparator'un sizi arkadan vurduğunu ve bu duyguyu iyi bildiğini, sizin için üzüldüğünü ve gerçek bir dostluk antlaşması öneriyor. Open Subtitles هو مشمئز من التصرف الغادر من الإمبراطور تجاهك هو يعرف سلوكه بعد أن عانى بنفسه منه ويعرض عليك الصداقة الحقيقية والدائمة
    Saldırıdan bir günce, doktorun savunma bilgisayarına izinsiz girişini gösteriyor. Open Subtitles ويعرض على الطبيب دخول المركزية دون إذن قبل يوم من الهجوم.
    Oh, bu annen için, canım. Bu finansal şartlarımız belirten yasal bir sözleşme. Open Subtitles وهذه لوالدتك يا عزيزتي, إنّه عقد قانونيّ ويعرض شروطنا الماليّة.
    O zamanlar otele döndüğünde, orda hazır olurlardı ve sana bir sürü hediyeler verirlerdi, şekilli oyuncaklar, küçük kartlar, ve kendini gerçekten memnun hissederdin. Open Subtitles ثم يعود وسوف يحضر في فندق. سيكون هناك، وأنها سوف تعطي لك ويعرض. إييتلي محشوة اللعب.
    Tesadüftür ki, yeteneğimi ve ruhumu mükemmel bir şekilde ön plana çıkartacak bir başrol içeriyor: Open Subtitles وحدث أنه لديهم دور رئيسي ويعرض : موهبتي و جوهر تماما ماريا
    Yani, böyle iki yozlamış polisin karşıma gelip aynı teklifi yapması her hafta olan bir olay değil. Open Subtitles أقصد، ليس كلّ أسبوع يأتي شرطيّين قذرين لأعتاب منزلي، ويعرض كِليهما الصفقة نفسها.
    Böyle bir şey eve gelerek gıdalarımızdaki bütün besinleri yok edecek ve evimizi mi yakacaktı? Open Subtitles تحضر هذا الشيء لمنزلنا. الذيّ يأخذ كل الأطعمة والمواد الغذائية ويعرض المنزل للحريق؟
    Vasıflarının veya bildireceğin bir şeylerin olmasının önemi yoktur. Open Subtitles ولا يهتم بما لديك من مهارات ، ويعرض عليك أشياء آخرى
    Eğer sağlam bir delil bulamazsak bu durum dosyayı tehlikeye atar ve departmanın dava edilmesine neden olabilir. Open Subtitles اذا لم نجد شي حاسم سيعرض القضيه للخطر ويعرض القسم للمسائلة القانوينه
    Kapıları çalıp, daha müsait bir zamanda geleyim mi derdi? Open Subtitles ايطرق على الابواب ? ويعرض عليك ان تعود في اوقات اكثر ملاءمة
    Bu basit bir hatadan fazlası, ülkemiz için önemli değerleri de tehlikeye atıyor. Open Subtitles هذا خطأ فحسب ويعرض كل شيء للخطر ما يهمنا هو ب
    Kulağa hoş geliyor ama biri sana gelip bunları öneriyorsa bu bana gerçek olmayacak kadar iyi bir şey gibi geliyor. Open Subtitles يبدو الأمر كله رائعاً جداً ولكن أن يأتي شخص إليكِ ويعرض عليكِ شيئاً يبدو جيداً جداً على أن يكون حقيقياً؟
    Böylece bir dahaki sefere bir kuyumcunun önünden geçerken sergilenen güzelce kesilmiş göz yaşı-damlası biçimindeki taşın, sadece kültürünüz size o parlayan şeyin güzel olması gerektiğini söylediği için güzel olduğu konusunda emin olmayın. TED لذا في المرة القادمة التي تمر فيها بنافذة متجر مجوهرات ويعرض فيها قطع جميلة على شكل دموع لا تكن متأكداً بأن فقط ثقافتك التي تخبرك بأن هذه الجوهرة المتألقه جميلة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد