Memur Landry hakkındaki eğlenceli ve ahlaksız düşünceler hepimizi kötü duruma düşürüyor, ve ben bunu yapmayacağım en azından iş saatlerinde. | Open Subtitles | الاستمتاع بالتفكير بقذارة عن الضابط لاندري يضعف ويقلل من قيمتنا كلنا ولن أوافق على هذا على الأقل ليست في قوت الداوم |
Gülmek stres arttıran kortizon, adrenalin ve dopamin gibi hormonların seviyesini düşürürken endorfin gibi ruh halini düzelten hormonların seviyesini yükseltir ve tansiyonu düşürür. | TED | والابتسام يساعدك في تقليل الهرمونات الناتجة عن للتوتر مثل الكورتزول والادرلينالين والدوبامين ويرفع الابتسام دفق هرمونات السعادة مثل الاندورفين ويقلل بصورة عامة ضغط الدم |
Buna karşılık olarak da yaşlandıkça hücre büyümesini durdurur ve eşleşme yetisini yarıda keser. | TED | كما أن التفاعل يقل أيضًا مع تقدمنا بالعمر، وهو ما يوقف نمو الخلايا ويقلل من قدرتها على الاستنساخ. |
Azalan buzul miktarı ayrıca kıyı köylerinde erozyona ve su kuşları ile memelilerinin av bulmakta zorlanmalarına sebep oluyor. | TED | كما أن انصهار الجليد يزيد من تآكل القرى الساحلية، ويقلل من توفر الفرائس للطيور والثدييات البحرية. |
Bunun verimliliği artıracağını ve stresi azaltacağını düşünüyor muyum? | TED | وهل أعتقد أن هذا سيزيد الإنتاجية ويقلل التوتر؟ |
Şimdi Dimitri'nin Milo'yu rahatlatmak ve sakinleştirmek için bir şansı var. | TED | وهذه هي الفرصة لكي يتصرف ديميتري بنحو يهدىء ويقلل من توتر مايلو |
Sizin elbiseniz muhteşem, ancak çok renkli, korkarım ki fotoğrafa egemen olacak ve sizi doğal güzelliğinizden ayıracaktır. | Open Subtitles | فستانك رائع للغاية الوانة زاهية أعتقد انة سيسيطر على الصورة ويقلل من جمالك الطبيعى |
Bu da beynine giden kan miktarını düşürecek ve yırtılma riskini azaltacak. | Open Subtitles | وهو مايوقف مجرى الدم إلى الدماغ ويقلل من خطر التمزق |
Zehir solunumunu yavaşlatır nabzı düşürür ve felce neden olur. | Open Subtitles | ويبطيء السم أنفاسك ويقلل نبض قلبك ويضفي حالةً من الشلل المؤقت |
Bu da kemik gelişimini ve yoğunluğunu olumsuz etkiliyordu. | Open Subtitles | وهذا يمكن أن يوقف نمو العظام ويقلل كثافة العظام |
Vücudunun güneşe bakan kısmını karartıp, ısıyı daha çok depolarken diğer tarafını ise açık renkte bırakıyor ve böylece ısı kaybını en aza indiriyor. | Open Subtitles | الجانب المواجه للشمس يصبح داكن اللون ليمتص حرارة الشمس فيما يبقى الجانب الاخر فاتحا ويقلل من الحرارة المفقودة من جسدها |
Nişanlımı onun karşısında küçük bir kız gibi davranırken görünce bu benim kafamın tasını attırıyor ve ilişkimizi alçaltıyor, tamam mı? | Open Subtitles | عندما أرى خطيبتي تتصرف مثل فتاة صغيرة أمامه، انه شئ يضايقني ويقلل من شأن علاقتنا، مفهوم ؟ |
Analojik bir bileşik. Nefes alışını ve kalp atışını oldukça düşürecek. | Open Subtitles | إنه مركب ممثال، يبطأ تنفسه ويقلل من ضربات قلبه |
Daha iyi gözlem ve kârlılık sunarken daha az ortaklık ve mesai süresi. | Open Subtitles | خطة ربحية واضحة, يقلل الاخطاء ويقلل ساعات العمل الاضافية |
Aort geri akımını asgari seviyeye indirir ve balona veya kalp ritmini ölçmeye gerek kalmaz. | Open Subtitles | ويقلل القلس الأبهري، ولا يحتاج نفخ بالون أو ناظما للقلب، |
Zihninin odaklanmasını sağlar ve stresi azaltır, eğer gizli görevdeyseniz bu en çok gerekli olan şeydir. | Open Subtitles | فهو يبقي عقلك مركزا ويقلل الاجهاد وهما الأساسيان اذا كنت تعمل في عملية غطاء عميق |
Onu ceza indirimi ve para için yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل هذا ليأخذ المال ويقلل فترة السجن. |
Ağlamak, sakinleşmemi ve hayattaki sorunları çok takmamamı sağlıyor. | Open Subtitles | ،البكاء يساعدني على الاسـترخاء ويقلل من نسبة قلقي بشأن مشاكل الحياة |
Profesyonel olarak ikimiz için de haksız ve aşağılıktı. | Open Subtitles | كان ظالماً وغير جدير لكلانا ويقلل من إحترافيتنا. |
Ya ahlak kuralları, yani bir şeyin ahlaklı olmasını sağlayanlar, onların sadece hazzı çoğaltması ve acıyı azaltması ile ilgiliyse? | TED | ماذا لو أن الأخلاق ، أو ماذا لو أن ما يجعل من تصرفٍ ما أخلاقي ، هي مجرد ما إذا كان ذلك التصرف يشعرك بالسعادة ويقلل من الألم؟ |