| Önce, cinayet yerinde bulunan ve en altında John Frazer ismi yazan mektup. | Open Subtitles | أولاً : الخطاب و الذي وُجد في مسرح الجريمة موقعاً بإسم "جون فرايزر" |
| Depo dolabında bulunan her şeyin reddedilmesi gerekir. | Open Subtitles | كل شئ وُجد في حجرة التخزبن يجب أن يتم رفضه |
| Arabanda bulunan saçın adli tıp sonuçları geldi. | Open Subtitles | تأكد الخبراء من هذا الشعر الذي وُجد في سيارتك |
| Otel odasında büyük bir elektrikli aygıtın üzerinde bulundu. | Open Subtitles | لقد وُجد في غرفته موصول بجهاز كهربائي كبير |
| Ve o elektrikli tabancada, şüphelinin depo dolabında bulundu. | Open Subtitles | المسدس الصاعق وُجد في حجرة التخزين العائدة للمشتبه بها |
| Ama DNA,başka bir olaya ait dosyada bulundu. | Open Subtitles | لكنّه تطابق مع حمض نووي وُجد في مسرح جريمة آخر. |
| California derelerinde bulunan tonlarca pırıl pırıl altınla finanse edilen İngiltere Bankası tarafından destekleniyorum. | Open Subtitles | وأنا مدعوم من بنك انجلترا الممول بأطنان من الذهب اللامع الذي وُجد في جداول كاليفورنيا |
| ...bir yandan, davalının üzerinde bulunan bir miktar kokain var. | Open Subtitles | تفضلوا من ناحية، لدينا كمية من الكوكاين وُجد في حوزة المدعى عليه |
| 2 dedektifin öldürüldüğü bir suç mahallinde bulunan kanıtlar nasıl öncelikli olmaz? | Open Subtitles | ماذا؟ أنّى لدليل وُجد في مسرح قتل اثنين من المحققين لا تكون له الأولويّة القصوى؟ |
| Yangında bulunan kısmen parçalanmış teyp kaydının Senatörün itirafı olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | "شريط محطم جزئيا وُجد في الحريق" "يُعتقد أنه اعتراف للسيناتور." |
| Gerçi söyleyecek bir şey yok çünkü bu 40 kalibrelik SW'ler maktulün cebinde bulunan silaha uyuyor mu bilmiyorum. | Open Subtitles | ليس أنّه يوجد ما يُقال، لأنني لا أعرف إن كانت رصاصات( أسأنددبيلو)عيار40هذه... تطابق السلاح الذي وُجد في جيب المتوفى. |
| Balistik incelemeler, Jeremy'nin dairesinde bulunan silahın Fink'in cinayetinde kullanılanla aynı olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | إذن، أكّدت المقذوفات أنّ المُسدس الذي وُجد في شقة (جيرمي) |
| Hannah'ın saçında bulunan tırnak parçasının laboratuar sonucu. | Open Subtitles | هذا تقرير المُختبر لجزءٍ من ظفرٍ وُجد في شعر (هانا). |
| O evde daha sonra metamfamine kalıntıları bulundu. | Open Subtitles | والبيت وُجد في وقت لاحق ملوثاً ببقايا مخدر الميثامفيتامين |
| Senin çalıştığın fabrikada bulundu. Yani, yahniyi sen test ettin ve kutulanması için sen gönderdin. | Open Subtitles | وُجد في المصنع أين تعملين، أقصد، فحصتِ اليخنة وأرسلتها لتُعلّب. |
| Çoktan bulundu. Okul tuvaletinde, mumyaya dönmüş bir halde. | Open Subtitles | لا، هو وُجد في دورة مياه المدرسة محنطاً |
| Atlantis'teki Kadim veri tabanında sadece bir tane bulundu. | Open Subtitles | وُجد في قاعدة للقدماء ."في " اتلانتيس .بدون اي ارشادات |
| Suç mahallinde DNA'n bulundu. | Open Subtitles | حمضك الننوي وُجد في مسرح الجريمة. |
| DNA'n suç mahallinde bulundu. | Open Subtitles | حمضك النووي وُجد في مسرح الجريمة. |
| - Evet. Senin mekanında cinayete dair hiçbir kanıt olmadan bulundu... | Open Subtitles | ولأنّه وُجد في منزلك بدون أدلة على وجود جريمة... |