Konuşmamızı bitirdiğimizde vasiyetnameyi kendin okuyabilirsin, ve umarım ne düşündüğünü bana söylersin. | Open Subtitles | عندما ننهي حديثنا تستطيع قراءة الوصية بنفسك و أرجو أن تخبرني برأيك بها |
ve umarım onu iyi bir şekilde ağırlarsın, kardeşim. Onu bu çatıya alay etmek için davet etmedim. | Open Subtitles | و أرجو ان تتهذبي معه أختي لأنني لم أدعوه لتسخري منه |
Evet, ben sadece, ...seni düşündüğümü ve umarım bu geceki etkinliğe katılabileceğimizi söylemek istemiştim. | Open Subtitles | نعم حسنا أردتُ فقط لأقول كما تعلمين أنا أفكر فيكِ و أرجو اننا نستطيع جعل هذه الليلة لصالحنا |
Söylemen gerekeni söyle, ve lütfen beni yalnız bırak. | Open Subtitles | قولى ما أتيت لقوله و أرجو أن تتركينى و شأنى |
Aslında, seninle konuşmam gerekiyor. ve lütfen kızma , | Open Subtitles | في الواقع، أريد التحدث معكِ في شيء ما، و أرجو ألا تغضبي |
..ve lütfen Yıldız Geçidi'ne dokunmayın, zira parmak izi bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | و أرجو ألا تلمسوا بوابة النجوم نفسها حتى لا تترك آثارا لأصابعكم عليها |
ve umarım ki yaşadığımız bütün şeylerin hepsini unutabiliriz. | Open Subtitles | و أرجو أن ننسي الموضوع برمته |
ve umarım iyisindir. | Open Subtitles | و أرجو أن تكوني بخير |
Sevgili Ella, ailemize katıldığın için ne kadar mutluyuz anlatamam ve umarım ailemiz yakında daha da büyür. | Open Subtitles | عزيزتي (إيلّا)، يسرّنا انضمامكِ لعائلتنا. و أرجو أن تكبرَ عائلتنا سريعاً. |
ve lütfen gözünü Light'ın üstünde tut. | Open Subtitles | و أرجو أن تبقي العين على لايت-كون من فضلك |
Tenis topu, Glip Glop ve lütfen aynı yöne sendeleyin. | Open Subtitles | "كرة التنس هي "جليب جلوب و أرجو منكما التحرك بنفس الإتجاه |