Babam denizde, bu yüzden onun yerine burada olmamı istedi. | Open Subtitles | والدي في البحر و طلب مني .التواجد هنا عوضاً عنه |
Yolun sonunda arabamızdan inmemizi istedi ve şöföre hemen terk etmesini söyledi. | TED | عند نهاية الطريق، ألح علينا أن نخرج من السيارة، و طلب من السائق أن يغادر بسرعة. |
Frank Pentangeli, Rosato kardeşlerden kurtulmak için iznimi istedi. Reddedince, beni öldürtmeye çalıştı. | Open Subtitles | فرانك بنتيجيلى زرانى و طلب اذنى ليتخلص من الأخوين روزاتو |
Birkaç gün önce tanıştık ve bana çıkma teklif etti. | Open Subtitles | و قد قابلته منذ بضعة أيام و طلب مني موعداً |
Ardından ejderha, Kensei'nin sarayına gelmiş ve prensesin hayatını istemiş. | Open Subtitles | , بعدها جاء التنين إلى قصره و طلب حياة الأميرة |
Müdür de ona engel olmamı yoksa polis çağıracağını söyledi. | Open Subtitles | و طلب مدير الفندق أن نوقفه قبل أن يطلب الشرطة |
Frank Pentangeli, evime gelip, Rosato Kardeşlerin infazı için benden onay istedi. | Open Subtitles | فرانك بنتيجيلى زرانى و طلب اذنى ليتخلص من الأخوين روزاتو |
Büyücü Merlin yeni doğmuş bir bebekken seni getirip... kendi çocuğum gibi bakmamı istedi benden. | Open Subtitles | مرلين, الساحر احضرك لي عندما كنت مولودا حديثا و طلب مني ان اربيك كابني |
Onu ziyaret etmemi istedi. | Open Subtitles | و طلب مني أن أأتي لزيارته الأجازة القادمة |
Bu sabah beni görmeye geldi, ve o otobüste oturmamı istedi, daha sonra beni buraya geri getirdi. | Open Subtitles | أتي ليراني هذا الصباح و طلب مني الجلوس في الحافلة |
Victor bir not gönderdi, işim bitince otele uğramamı istedi. | Open Subtitles | فيكتور، أرسل ملاحظةً، و طلب أن آتي إلى محل إقامته في الفندق بعد العمل |
Bana yardım edebilirdi ve plana göre varmak üzere benden tekrar istasyona gitmemi istedi. | Open Subtitles | أحب مساعدني .. و طلب مني العوده إلى المحطة للوصول وفقاً للخطه. |
Baban Jack Bauer, beni arayıp senip alıp CTU'ya götürmemi istedi. | Open Subtitles | أباك جاك باور إتصل بي و طلب مني أن آخذك إلى وحدة مكافحة الإرهاب |
Bana olanları anlattı. Buraya gelip sana göz kulak olmamı istedi. | Open Subtitles | أخبرني بالذي حدث و طلب مني أن آتي و أحرسكِ |
Bir ayna aldı ve arkadaşlarının bu numarayı denemesini sağladı. | Open Subtitles | و أخذ مرآة و طلب من أصدقائه القيام بهذه الحيلة |
Ama sabah geri döndü ve bana evlenme teklifi etti. | Open Subtitles | ولكن في الصباح، أتى إلي و طلب مني أن يتزوجني |
Müdür de ona engel olmamı yoksa polis çağıracağını söyledi. | Open Subtitles | و طلب مدير الفندق أن نوقفه قبل أن يطلب الشرطة |
Kadın, Rusk'ın giysilerinin toz içinde olduğunu ve elbise fırçası istediğini söyledi. | Open Subtitles | المرأه قالت أيضا أن راسك كان فوضوى المظهر و عليه غبار كثير و طلب إستعارة فرشاة ملابس |