Sanki o Bay Büyük Adammış gibi ve gerçekten öyle değildi. | Open Subtitles | و كأنهُ كان السيد الكبير لكنهُ لم يكن كذلك |
Bunu ölüm kalım meselesiymiş gibi söylüyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تقول ذلك و كأنهُ حكم إعدامٍ داعر. |
Sanki hiç gelmemiş gibi. | Open Subtitles | يبدو و كأنهُ لم يكن موجود اصلا |
- Ya da bir şey aşırmış gibi koşan zenci olayının yeni bir şey olmadığını mı fark ettiler? | Open Subtitles | أم أن أحدهم إكتشفَ، بأنه لا شيء مميز بشأن "زنجي" يجري و كأنهُ قام لتوه بسرقة شيء ما؟ |
Çünkü sen de çözüm şiddetmiş gibi davranıyorsun da ondan. | Open Subtitles | لأنك تتعامل بالعنفِ و كأنهُ هو الحل. |
Oyalanıyorlar gibi. | Open Subtitles | هذا الامر يبدوا و كأنهُ مماطلة |
- Cinayet-intihar gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدوا الامر و كأنهُ جريمة قتل و أنتحار |
Meksika'nın çaça dilinin tersten yazılmış hali gibi. | Open Subtitles | و كأنهُ مكتوب بمؤخرة مكسيكي يتحدث بلهجة "تشا تشا |
Yani bir hava akımı gibi bir şey. | Open Subtitles | و كأنهُ هواءٌ مار |
- Haraç kesmek gibi duruyor buradan. | Open Subtitles | يبدو لي و كأنهُ إبتزاز |
Breece'le aranızda olanlar gibi düşün. | Open Subtitles | فكري بالأمرِ و كأنهُ ما حدثَ لكِ مع (بريس). |
Bir gösteri evi gibi. | Open Subtitles | و كأنهُ منزلٌ للعرض |
Clarke'ın e-mailleri hep buradaymış gibi, zaman damgası ve bilgileri var. | Open Subtitles | هذا ليسَ (جيفري) أنهُ بريد (كلارك) الالكتروني مختومٌ زمنياً و مسجل و كأنهُ كان هناك منذ البداية |
Clarke'ın e-mailleri hep buradaymış gibi, zaman damgası ve bilgileri var. | Open Subtitles | بريد (كلارك) الالكتروني مختومٌ زمنياً و مسجل و كأنهُ كان هناك منذ البداية |
- Dawn, tatil gibi düşün, tamam mı? | Open Subtitles | (دون)، فكري في الأمر و كأنهُ عطلة، أتفقنا؟ |
Bugün mahkemede gösterilen Clarke'ın e-mailleri güvenli sunucumuzda, hep buradaymış gibi zaman damgası ve bilgileri var. | Open Subtitles | أنهُ بريد (كلارك) الالكتروني الذي عرضُ في المحكمة اليوم على خادمنا المؤمن، مختومٌ زمنياً و مسجل و كأنهُ كان هناك منذ البداية |
- Theo'nun işi gibi. | Open Subtitles | هذا يبدوا و كأنهُ (ثيو) |