ويكيبيديا

    "و لكن الحقيقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Ama gerçek
        
    • Ama gerçekte
        
    • Fakat gerçek
        
    Ama gerçek şu ki Clifton'da hiç kimsenin çok fakir olmaya izni yoktu. Open Subtitles و لكن الحقيقة أنه لا أحد يسمح له بأن يكون فقيراً جداً فى كليفتون
    Bazı zamanlar zor, Chloe ve herkesten saklamak Ama gerçek şu ki; daha önce kimse bana o kadar güvenmemişti. Open Subtitles إنه شئ صعب في بعض الأوقات و أن اخبأه عن كلوي وكل الآخرين و لكن الحقيقة هي أن لا احد وثق بي بهذا القدر من قبل
    Ama gerçek şu ki bebekler gibi zırlamakla meşguldüm. Open Subtitles و لكن الحقيقة أنى كنت منشغلاً بالبكاء كالأطفال
    Ama gerçekte güç, tutku rekabet ve saf şans eşit ağırlıkta rol oynamıştır. Open Subtitles و لكن الحقيقة أن القوة والشغف التنافس و الصدف لعبوا دورا هاما ومتوازنا
    Ama gerçekte olaylar öylesine olur ve bir anlamı yoktur. Open Subtitles , و لكن الحقيقة هي أن المصائب تقع . وهي لا تعني أي شيء
    Fakat gerçek onun öldüğüdür. Sizin de bir gün başınıza geleceği gibi. Open Subtitles * و لكن الحقيقة أنها ماتت* * و يوما ً ما ستموت أنت أيـضا ً*
    Elbette, avukatların 20 yıl sürecek bir davada Tuscany'de ev almaya yetecek kadar para almak istiyorlar, Fakat gerçek şu ki... Open Subtitles أكيد, اقصد بان محاميك يريد ان يذهب للمحكمة للعشرين سنة القادمة, و و أن يشتري لنفسه منزلاً جميلاً للعطل في توسكاني, و لكن الحقيقة هي
    Geçen seferki öyküme bayıldığınızı biliyorum Ama gerçek şu ki, o benim değildi. Open Subtitles اعلم انكم احببتم قصتي السابقة و لكن الحقيقة هي انها ليست لي
    Size takım elbiseli bir iş adamı gibi görünüyor olabilirim Ama gerçek şu ki, ben has be has mafyayım. Open Subtitles ربما أبدو لكم كرجل أعمال يلبس بدلة , و لكن الحقيقة هي أني رجل عصبات شرس
    Ama gerçek şu ki her harekete geçtiğimizde, bir etki yaratırız. Open Subtitles و لكن الحقيقة هي.. في كل مرة نقوم بنشاط نقوم بالمقابل برد فعل
    Fındık ve meyve topluyor, et depoluyor, kök biriktiriyoruz Ama gerçek şu ki açlıktan ölmeden önce donacağız. Open Subtitles نحن نجمع الجوز و التوت, و نجفف اللحم و ننبش بحثاً عن الجذور و لكن الحقيقة هي إننا سنتجمد قبل أن نجوع
    Belki detaylar sisliydi Ama gerçek gün gibi ortadaydı. Open Subtitles ,ربما التفاصل لم تكن واضحة و لكن الحقيقة كانت واضحة وضوح الشمس
    Ama gerçek şu ki, kendime tam olarak güvenebileceğimi... Open Subtitles و لكن الحقيقة أننى لا أستطيع ان أثق فى نفسى ... ..
    Ama gerçek şu ki 2006'da pek bir şey değişmedi. Open Subtitles و لكن الحقيقة هي، رجل من الماضي... لن يتغير كثيراً في عام 2006...
    Ama gerçekte bu çorba bir şifa büyüsü. Open Subtitles و لكن الحقيقة هي هذه حساء تعويذة الشفاء
    Fakat gerçek şu ki, Simon habercilik işinde en iyisiydi ve herkes de bunu bilirdi. Open Subtitles و لكن الحقيقة أن (سيمون) كان الأفضل بهذا العمل و الجميع كان يعرف ذلك
    Ayrica Ben'in seyahatte oldugunu da söyledim. Fakat gerçek su ki, Open Subtitles أيضاً أخبرته أن (بين) مسافر و لكن الحقيقة هي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد