Binada yaşıyor ve insanlara yanımda olmaları iyi diyorum sonra ölüyorum ve herkes cenazeme kravatla ve eşarpla falan geliyor. | Open Subtitles | و أخبر الجميع أنه لا بأس من الاقتراب منّى و التحدّث معى و بعدها أموت ثم يأتى الجميع إلى جنازتى |
Sonra biri geliyor ve karnını yarıp bağırsaklarını ortaya döküyor. | Open Subtitles | و بعد ذلك يأتى شخص ما يقطعه و يمزق أحشاءه |
Herifle ilk anlaşmayı yaptığımız günden itibaren kuş her gün gelir. | Open Subtitles | منذ أن بدأت أولا أتعاقد على المادة معه، الطائر يأتى يوميا. |
Gerçeği söylemek gerekirse, ben de bu günün gelip gelmeyeceğini sorguladım. | Open Subtitles | .. والحقيقة هي أننى كنت أشك ألا يأتى هذا اليوم ابداً |
Noel gecesi bize gelecek çünkü annemle babam şehir dışında. | Open Subtitles | هو سوف يأتى عشية عيد الميلاد لأن أبواى خارج المدينة |
Zamanı gelene kadar bunu yapmamaya çalışacağım. | Open Subtitles | أنا أسعى ألا أفعل ذلك حتى يأتى الوقت المناسب |
Neden buraya geri gelmedi? Para için değil de, kardeşi için? | Open Subtitles | ,لما لم يأتى هنا مره أخرى ليس من أجل المال,ولكن لأخيه؟ |
Korktuğum bodrumda tek edilen benim için hayatını riske atıp beni aramaya gelen Bay Cha sen, kurtarıcım ve umuttun. | Open Subtitles | الخوف الرهيب ، من تركي فى ذلك القبو السيد . تشا كان يأتى للبحث عنى كل ليلة معرضاً حياته للخطر |
Kocanı düşün-- bu ona karşı birşey değil, çünkü gerçekten onu sevdim-- o erkek egemen bir topluluktan geliyor. | Open Subtitles | هناك شيىء بخصوص زوجك وهذا لا يجعله سيئآ لأنى حقآ أبدو مثله انه يأتى من مجتمع غالبيته من الرجال |
sandalyeler, yesil isik sandalye, yesil isik, yesil isin nerden geliyor? | Open Subtitles | هناك مقاعد وضوء أخضر مقاعد وضوء أخضر من أين يأتى الضوء |
- Kocam yolda geliyor. - Hayır, kocan gelemez gelmemeli. | Open Subtitles | انه فى طريقه لا , زوجك لا يستطيع ان يأتى |
Genelde gerçek görüntüsüyle gelir. Ama şeytanlar pek çok şekle sahip olabilir! | Open Subtitles | إنه يأتى غالبا فى مظهر حقيقى لكن الشياطين قد تتخذ أى مظهر |
O gelir, gider. O, buralarda uçup giden bir tiptir. | Open Subtitles | إنه يأتى و يذهب إنه نوعاً ما زائل بهذه الطريقة |
En azından onun bana gelip bunu yüzüme söyleyecek cesareti vardı. | Open Subtitles | على الاقل كانت لديه الجرأة ان يأتى الى ويخبرنى فى وجهى |
Belki artık oraya birinin gelip... o yılışık suratındaki gülümemeyi silmesi gerekiyordur. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لشخص مثلى أن يأتى اليك ويلقنك درسك على هذا |
yedinci gece de bir rüya gördüm yabancı bir kral gelecek | Open Subtitles | لقد راودنى حلم فى الليله السابعه أن ملك غريب سوف يأتى |
O gelene kadar tek mülk sahibi ve de tek kahyasın. | Open Subtitles | المالك الوحيد حتى يأتى و اليد الوحيدة ايضا |
Haberci neden sana geldi? Neden sana gelmedi mi demek istiyorsun? | Open Subtitles | لماذا أتى الرسول إليك أوه، لا, أتقصد لماذا لم يأتى إليك |
And Dağları'ndan kuzeye gelen kokain bizi endişelendiriyor. | TED | نحن قلقون بشأن الكوكايين الذى يأتى من شمال الإنديز |
Sonra muhabir geldi. Bir militan değil ve bu önemli! | Open Subtitles | ثم يأتى مراسل صحفى هو ليس مناضلا و هذا مهم |
Herkesin buraya gelmesini beklerken onunla havadan sudan... konuşmak zorunda kalan sen değildin. | Open Subtitles | لن تحاولى بحديث صغير يستمر ثلاث ساعات و تنتظرى شخص آخر يأتى هنا |
gelmeyecek. Uyku ilacı aldı. | Open Subtitles | لن يأتى إلى هُنا يجبُ أن يتناول الأدوية لكى ينام |
Bundan dolayı müziğin nereden geldiği ve bu ülkenin kökeni hakkında çok okurum. | TED | لذا أقرأ كثيراً من أين تأتي الموسيقى ومن أين يأتى هذا البلد. |
Ama o, mutluluk yayıyor. Bence bu mutluluk..., önemli olan bu mutluluğun sadece onun kendi hikâyesinden ve kendi müzik sevincinden gelmiyor olması. | TED | وأنا أظن أن أهم ما بالسعادة لا يأتى من مجرد قصته هو، واستمتاعه بالموسيقى |
Geleceği görmenin kötü tarafı sadece bölük pörçük olarak gelmesi. | Open Subtitles | مشكلة رؤية المستقبل هى أنه يأتى فقط على شكل قِطَع |
Söyle Bay Bumble'a, hemen gelsin. | Open Subtitles | اذهب للملجا وقل لمستر مابل ان يأتى سريعا |
Ama iyi haber, onu tekrar açarsak... Wraithler asla gelmez. | Open Subtitles | و لكن لو أعدنا تشغيلها ، فلن يأتى الريث أبدا |